TTB – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 12 Mar 2020 08:48:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 TTB Üyesi Selma Güngör: Koronavirüs Test Merkezleri Yetersiz https://meydan1.org/2020/03/12/ttb-uyesi-selma-gungor-koronavirus-test-merkezleri-yetersiz/ https://meydan1.org/2020/03/12/ttb-uyesi-selma-gungor-koronavirus-test-merkezleri-yetersiz/#respond Thu, 12 Mar 2020 08:48:30 +0000 https://meydan.org/?p=55927 Koronavirüs (Kovid-19) tanısında kullanılan testlerin şu an Ankara, İstanbul ve Erzurum’daki üç merkezde yapıldığını belirten TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Selma Güngör, merkezlerin yetersiz olduğunu ifade etti. Koronavirüs hastalığının aritmetik değil algoritmik arttığını söylediğini dile getiren Güngör, “Bugün gördüğümüz bir vaka 5 gün sonra binlerce vakaya yol açabilir. Bu nedenle merkezler daha fazla ve daha […]

The post TTB Üyesi Selma Güngör: Koronavirüs Test Merkezleri Yetersiz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Koronavirüs (Kovid-19) tanısında kullanılan testlerin şu an Ankara, İstanbul ve Erzurum’daki üç merkezde yapıldığını belirten TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Selma Güngör, merkezlerin yetersiz olduğunu ifade etti.

Koronavirüs hastalığının aritmetik değil algoritmik arttığını söylediğini dile getiren Güngör, “Bugün gördüğümüz bir vaka 5 gün sonra binlerce vakaya yol açabilir. Bu nedenle merkezler daha fazla ve daha yakın yerlerde olması, hastalığın teşhis edilmesi ve tedavinin planlanması açısından önem taşıyor” uyarısında bulundu.

Virüse karşı alınması gereken önlemlere de değinen Güngör “Dezenfektanlar ağırlıklı olarak hastaneler için gerekli. Çünkü hastanelerde birçok mikrop var. Hastane dışında el yıkama yeterli. Ama günde birkaç kere değil su bulduğumuz her yerde yıkamak gerekiyor. Virüsün bulaştırıcılığı hava yolu ile oluyor. Bu anlamda hasta olan kişinin maske takması oldukça önemli. Maskeler kulaklara geçilen iplerine dokunarak çıkartılmalı, burun ve ağzı örten kısma dokunmadan çöpe atılmalı ve ardından eller yıkanmalı. Tabi ki yeterli maskenin alınması önemli, bunun için malzeme tedarik eden şirketlerin hızlıca üretimi artırarak bunları yerine getirmesi önemli. Sağlık Bakanlığı’nın da halkın bu malzemeleri ücretsiz temin edebileceği bir mekanizma oluşturmalı ve halka açıklamalı.” diye konuştu.

The post TTB Üyesi Selma Güngör: Koronavirüs Test Merkezleri Yetersiz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/03/12/ttb-uyesi-selma-gungor-koronavirus-test-merkezleri-yetersiz/feed/ 0
Cizre’de 1’i Doktor Toplam 4 Sağlık Çalışanı Tutuklandı; TTB, TİHV ve SES Ortak Açıklama Yaptı https://meydan1.org/2019/08/06/cizrede-1i-doktor-toplam-4-saglik-calisani-tutuklandi-ttb-tihv-ve-ses-ortak-aciklama-yapti/ https://meydan1.org/2019/08/06/cizrede-1i-doktor-toplam-4-saglik-calisani-tutuklandi-ttb-tihv-ve-ses-ortak-aciklama-yapti/#respond Tue, 06 Aug 2019 12:54:23 +0000 https://seninmedyan.org/?p=47509 Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir doktor ve üç sağlık görevlisi, 2015-2016 yılları arasındaki sıcak çatışmalarda yaralanan ve çalıştıkları hastaneye gelen kişileri tedavi ettikleri için örgüt üyesi oldukları bahanesiyle tutuklandı. Geçen hafta, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şubesi, özel bir hastanede çalıştıkları belirtilen bir doktor ile 3 sağlık görevlisini evlerine baskın yaparak gözaltına almıştı. Türk […]

The post Cizre’de 1’i Doktor Toplam 4 Sağlık Çalışanı Tutuklandı; TTB, TİHV ve SES Ortak Açıklama Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir doktor ve üç sağlık görevlisi, 2015-2016 yılları arasındaki sıcak çatışmalarda yaralanan ve çalıştıkları hastaneye gelen kişileri tedavi ettikleri için örgüt üyesi oldukları bahanesiyle tutuklandı.

Geçen hafta, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şubesi, özel bir hastanede çalıştıkları belirtilen bir doktor ile 3 sağlık görevlisini evlerine baskın yaparak gözaltına almıştı.

Türk Tabipler Birliği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası bir açıklama yayınlayarak mesleki sorumluluklarını yerine getirdikleri için tutuklanan sağlık çalışanlarının keyfi ve hukuksuz tutuklanma kararlarının gözden geçirilmesini ve derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2 Ağustos 2019 tarihinde 1’i hekim 3’ü hemşire 4 sağlık çalışanı sabah saatlerinde evleri basılarak gözaltına alınmış, 5 Ağustos ta ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmışlardır.

Öncellikle vurgulamak isteriz ki hem yasalarımızda hem de uluslararası hukukta tutuklama bir zorunluk değil, başvurulması gereken istisnai bir durumdur. Adresleri belli, işyerleri bilinen 3’ü kamuda çalışan, çağrılmaları durumunda her an ifade verebilecek konumda olan sağlık çalışanlarının adli kontrol uygulamasına dahi ihtiyaç duyulmadan ailelerinden ve hastalarından koparılarak tutuklanmaları kabul edilemez.

Avukat görüşmelerinden ve mahkemedeki sorgulamalardan edinilen bilgilere göre tutuklanma gerekçeleri sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü 2016 yılında sağlık hizmetine erişimin engellendiği ve neredeyse imkansız olduğu koşullarda, yaralı olarak başvuran ‘’10 yaşlarındaki bir çocuğa’’ sağlık hizmeti sunma iddiasıdır.

Bizler yaşamdan yana olan mesleğin mensupları olarak yaşam hakkının en kutsal hak olduğuna inanıyoruz. Bir “değer” olarak gördüğümüz sağlık hizmet sunumu “değer” olmasını her koşulda her insanı yaşatma çabasından almaktadır. Bu nedenle savaş veya çatışma alanlarında dahi bizlere ihtiyaç duyan herkese, her yerde gerekli sağlık hizmetini sunma sorumluluğumuz vardır. Varoluş sebebimiz olan iyileştirme ve yaşatma hizmetinden dolayı bırakın tutuklanmayı yargılanmayı dahi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz…

Bizler hekimiz/sağlıkçıyız. Bizlere gereksinimi olan herkesi, kimliğine, aidiyetine bakmaksızın iyileştirmek ve her türlü çabayı göstermek mesleki etik kurallarımız gereğidir. Kim olursa olsun, suçları ne olursa olsun, öncelikle bizlere gereksinimi olan insanların tedavi olma hakkını savunmak görevimizdir.

Uluslararası insancıl hukuk ile çatışma anlarında dahi sağlıkçılara sorumluluk yüklenmiştir. Cenevre sözleşmeleri ve ek protokolleri gereği de sağlıkçıların her türlü durumda kendilerine gereksinim duyan herkese sağlık bakımı ve yardımı yapma sorumluluğu vardır.

Tutuklanan sağlıkçılar da bu evrensel etik değerlerine sahip çıkarak; mesleki yükümlülüklerini yerine getirmişlerdir. Kriminalize edilen, ‘Suç’ üretilmeye çalışılan ve tutuklamaya gerekçe yapılan sağlıkçıların asli olan görevleridir.

Kaldı ki yakın tarihimizde ‘’Gezi sürecinde’’ ve ‘’Cizre olayları’’ sırasında benzer gerekçelerle sağlıkçılar yargılanmış ancak sağlık çalışanlarının hiçbir koşulda tedavi ve iyileştirme görev ve eylemlerinden dolayı cezalandırılamayacağı yargı kararlarıyla da güvence altına alınmıştır.

Bir kez daha yineliyoruz; Mesleki sorumluluklarımızı ve mesleki görevlerimizi etik ilkelerimiz doğrultusunda her yerde, her koşulda ve ihtiyaç duyan herkese karşı, bağımsız bir şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz.

Evrensel insan hakları hukuku açısından suç niteliğinde olan bu keyfi ve hukuksuz tutuklanma kararları gözden geçirilmeli ve sağlık çalışanları bir an önce serbest bırakılmalıdır.”

 

The post Cizre’de 1’i Doktor Toplam 4 Sağlık Çalışanı Tutuklandı; TTB, TİHV ve SES Ortak Açıklama Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/08/06/cizrede-1i-doktor-toplam-4-saglik-calisani-tutuklandi-ttb-tihv-ve-ses-ortak-aciklama-yapti/feed/ 0
TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya Gözaltına Alındı https://meydan1.org/2018/07/11/ttb-merkez-konseyi-uyesi-dr-halis-yerlikaya-gozaltina-alindi/ https://meydan1.org/2018/07/11/ttb-merkez-konseyi-uyesi-dr-halis-yerlikaya-gozaltina-alindi/#respond Wed, 11 Jul 2018 08:39:33 +0000 https://seninmedyan.org/?p=40563 Amed’de Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, hakkında yürütülen bir soruşturma nedeniyle sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. Dr. Yerlikaya ifadesinin alınması için Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Soruşturmanın Yerlikaya’nın 2008 yılında Siirt’te Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) yönetiminde iken o dönem açılan bir soruşturma olduğu ve soruşturma […]

The post TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Amed’de Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, hakkında yürütülen bir soruşturma nedeniyle sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. Dr. Yerlikaya ifadesinin alınması için Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Soruşturmanın Yerlikaya’nın 2008 yılında Siirt’te Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) yönetiminde iken o dönem açılan bir soruşturma olduğu ve soruşturma kapsamında bazı kişilerin daha gözaltına alındığı kaydedildi.

 

The post TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/07/11/ttb-merkez-konseyi-uyesi-dr-halis-yerlikaya-gozaltina-alindi/feed/ 0
Doktorlar TTB için Eylemdeydi https://meydan1.org/2018/02/04/doktorlar-ttb-icin-eylemdeydi/ https://meydan1.org/2018/02/04/doktorlar-ttb-icin-eylemdeydi/#respond Sun, 04 Feb 2018 13:57:00 +0000 https://seninmedyan.org/?p=28261 TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınması ve halen 8 Merkez Konseyi üyesinin gözaltında tutulmasına karşı,  farklı şehirlerden Ankara’ya gelen doktorlar eylem yaptı. TTB Merkez Konseyi binasında toplanan  tabip odaları başkan ve üyeleri doktorlar, ortak bir basın açıklaması düzenleyerek, gözaltında bulunan TTB Merkez Konseyi üyelerinin serbest bırakılmasını istedi. TTB Efrin saldırısına karşı, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” […]

The post Doktorlar TTB için Eylemdeydi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınması ve halen 8 Merkez Konseyi üyesinin gözaltında tutulmasına karşı,  farklı şehirlerden Ankara’ya gelen doktorlar eylem yaptı. TTB Merkez Konseyi binasında toplanan  tabip odaları başkan ve üyeleri doktorlar, ortak bir basın açıklaması düzenleyerek, gözaltında bulunan TTB Merkez Konseyi üyelerinin serbest bırakılmasını istedi.

TTB Efrin saldırısına karşı, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı bir bildiri yayınlamış, ardından da iktidar tarafından hedef gösterilmiş ve Merkez Konsey üyeleri kolluk kuvvetlerince gözaltına alınmıştı.

The post Doktorlar TTB için Eylemdeydi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/04/doktorlar-ttb-icin-eylemdeydi/feed/ 0
TTB Üyesi 8 Doktor Pazartesi Savcılığa Çıkartılacak https://meydan1.org/2018/02/03/ttb-uyesi-8-doktor-pazartesi-savciliga-cikartilacak/ https://meydan1.org/2018/02/03/ttb-uyesi-8-doktor-pazartesi-savciliga-cikartilacak/#respond Sat, 03 Feb 2018 07:54:49 +0000 https://seninmedyan.org/?p=28185 TC’nin Afrin operasyonuna karşı  “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması yapan Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) Merkez Konsey üyesi 11 doktor 30 Ocak günü evleri basılarak gözaltına alınmış ardından  11 doktordan Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan ve Şeyhmus Gökalp ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılmıştı. Doktorlar hakkında açıklama yapan TTB avukatı Ziynet Özçelik, doktorların emniyetteki işlemlerinin sürdüğünü belirtti. Savcı […]

The post TTB Üyesi 8 Doktor Pazartesi Savcılığa Çıkartılacak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TC’nin Afrin operasyonuna karşı  “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması yapan Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) Merkez Konsey üyesi 11 doktor 30 Ocak günü evleri basılarak gözaltına alınmış ardından  11 doktordan Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan ve Şeyhmus Gökalp ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılmıştı.

Doktorlar hakkında açıklama yapan TTB avukatı Ziynet Özçelik, doktorların emniyetteki işlemlerinin sürdüğünü belirtti. Savcı ile görüşmelerini aktaran Ziynet Özçelik, kendisine 8 hekimin savcılık ifadesinin Pazartesi günü alınacağı bilgisi verildiğini aktardı.

The post TTB Üyesi 8 Doktor Pazartesi Savcılığa Çıkartılacak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/03/ttb-uyesi-8-doktor-pazartesi-savciliga-cikartilacak/feed/ 0
Gözaltındaki TTB Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi’ndeki Görevinden Uzaklaştırıldı https://meydan1.org/2018/02/01/gozaltindaki-ttb-baskani-rasit-tukel-istanbul-universitesindeki-gorevinden-uzaklastirildi/ https://meydan1.org/2018/02/01/gozaltindaki-ttb-baskani-rasit-tukel-istanbul-universitesindeki-gorevinden-uzaklastirildi/#respond Thu, 01 Feb 2018 15:53:30 +0000 https://seninmedyan.org/?p=28072 TC’nin Efrîn saldırısına karşı  “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” bildirisi yayımlayan Türk Tabipleri Birliği’nin Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 3 aylığına görevden uzaklaştırıldı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, İstanbul Üniversitesi’nin TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Taner Gören’in üç aylığına görevden uzaklaştırılmasına karar verildiğini Twitter hesabından […]

The post Gözaltındaki TTB Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi’ndeki Görevinden Uzaklaştırıldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
TC’nin Efrîn saldırısına karşı  “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” bildirisi yayımlayan Türk Tabipleri Birliği’nin Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 3 aylığına görevden uzaklaştırıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, İstanbul Üniversitesi’nin TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Taner Gören’in üç aylığına görevden uzaklaştırılmasına karar verildiğini Twitter hesabından duyurdu.

Raşit Tükel 2015’teki İstanbul  Üniversitesi rektörlük seçimlerinde en çok oyu almasına rağmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ikinci sıradaki Prof. Dr. Mahmut Ak’ı göreve atamıştı. 

The post Gözaltındaki TTB Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi’ndeki Görevinden Uzaklaştırıldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/01/gozaltindaki-ttb-baskani-rasit-tukel-istanbul-universitesindeki-gorevinden-uzaklastirildi/feed/ 0
Hedef Gösterilen TTB Üyesi Doktorlar Gözaltına Alındı https://meydan1.org/2018/01/30/hedef-gosterilen-ttb-uyesi-doktorlar-gozaltina-alindi/ https://meydan1.org/2018/01/30/hedef-gosterilen-ttb-uyesi-doktorlar-gozaltina-alindi/#respond Tue, 30 Jan 2018 05:59:33 +0000 https://seninmedyan.org/?p=27702 Efrin saldırısı sonrası, saldırıyı eleştiren bir bildiri yayınlayan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi doktorların evi basıldı. Evlerde arama yapan polisler, doktorları gözaltına aldı. TTB Genel Merkezi’ne de baskın düzenleyen polisin, savcılık kararı doğrultusunda ‘Terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek‘ iddiasıyla binada arama yaptığı belirtiliyor. Evlerine eş zamanlı olarak sabah 06:30’da […]

The post Hedef Gösterilen TTB Üyesi Doktorlar Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Efrin saldırısı sonrası, saldırıyı eleştiren bir bildiri yayınlayan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi doktorların evi basıldı.

Evlerde arama yapan polisler, doktorları gözaltına aldı. TTB Genel Merkezi’ne de baskın düzenleyen polisin, savcılık kararı doğrultusunda ‘Terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek‘ iddiasıyla binada arama yaptığı belirtiliyor. Evlerine eş zamanlı olarak sabah 06:30’da baskın yapılan doktorların hastanelerdeki odalarında da arama yapılacağı öğrenildi.

Doktorlar bildirilerinde  “savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu” belirtmişler, sonrasında ise iktidar sahiplerinde hedef gösterilmişlerdi.

Evlerinde arama yapılan ve gözaltı listesinde olan TTB Merkez konseyi üyesi doktorlar şöyle:

  • TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel
  • Sezai Berber
  • Sinan Adıyaman
  • Selma Güngör
  • Şeyhmus Gökalp
  • Hande Arpat
  • Ayfer Horasan
  • Taner Gören
  • Funda Obuz
  • Yaşar Ulutaş
  • Nazım Yılmaz

Yapılan gözaltıların ardından TTB önünde toplananlar basın açıklaması yaparak gözaltı ve aramalara tepki gösterdi.

Basın açıklamasının ardından bina önünde bekleyenleri polisler darp ederek uzaklaştırmaya çalıştı.

The post Hedef Gösterilen TTB Üyesi Doktorlar Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/01/30/hedef-gosterilen-ttb-uyesi-doktorlar-gozaltina-alindi/feed/ 0
Unutulamaz Affedilemez https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/ https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/#respond Sat, 31 Oct 2015 20:07:22 +0000 https://test.meydan.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/ Birçok farklı sendika, dernek ve örgütün katılımıyla 10 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik bir saldırı gerçekleşti. Devletin savaş politikaları ve farklı iktidar odaklarının savaş çıkarları dahilinde, geçtiğimiz Haziran ayında Amed’de, Temmuz ayında da Pirsûs’ta patlayan bombaların ardından bu kez de Ankara’da patlayan bombalar, yüzlerce insanı katletti. Ankara’da yaşanan katliam […]

The post Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Birçok farklı sendika, dernek ve örgütün katılımıyla 10 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik bir saldırı gerçekleşti. Devletin savaş politikaları ve farklı iktidar odaklarının savaş çıkarları dahilinde, geçtiğimiz Haziran ayında Amed’de, Temmuz ayında da Pirsûs’ta patlayan bombaların ardından bu kez de Ankara’da patlayan bombalar, yüzlerce insanı katletti. Ankara’da yaşanan katliam günü ve sonrasında yaşanan eylemlikler ve anmalarsa, coğrafyanın dört bir yanına yayıldı.

 

 

10 Ekim

ulus1 -Ulus güzergâhı üzerinden, katliamın yaşandığı gar önüne yürümek isteyen halka, polis biber gazı ve coplarla saldırdı.

 

batman1 – Ankara’da yaşanan katliama karşı, Batman’da sokağa çıkan halka yönelik polis saldırısı gerçekleşti.

 

antep1 – Antep’te, halk katliama karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

nurtepe1 – Nurtepe’de halk, Ankara Katliamı’na karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

koln – Almanya’nın Berlin ve Köln şehirlerinde; Londra’da Ankara Katliamı’na karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

taksim1 – Gerçekleşen katliama karşı, aralarında Devrimci Anarşist Faaliyet’in de bulunduğu birçok devrimci kurum ve sendika, Taksim Tünel’de toplanıp Galatasaray Meydanı’na doğru bir yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

20151010_181321 Devrimci Anarşist Faaliyet 10 Ekim günü Taksim yürüyüşünden.

 

finlandiya1 – Viyana’da ve Finlandiya’da gerçekleştirilen eylemlerle, Ankara’da yaşanan katliam kınandı.

 

 

– İstanbul Gazi Mahallesi’nde, katliama karşı sokağa çıkan halka yönelik polis saldırısı gerçekleşti. Saldırının ardından başlayan çatışmalar, Cemevi önünde devam etti.

 

11 Ekim

– Anarşist Gençlik ve Lise Anarşist Faaliyet, yaşanan katliama karşı okul boykotu çağrısı yaptı.

 

 

– DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, iki günlük genel grev çağrısı yaptı.

 

amed1 – Yaşanan katliama karşı Amed’de düzenlenen yürüyüşe polis saldırısı gerçekleşti.

 

gazi Guray – Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Eren Akın, Malatya’da; Gazi Güray, Mersin’de toprağa verildi.

 

 

 

– Dersim halkı katliama karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

mugla – Muğla Menteşe’de, Ankara Katliamı’na karşı yapılan eyleme polis saldırdı. Gaz bombası ve plastik mermilerin kullanıldığı saldırıda, 17 kişi gözaltına alındı.

 

– Ankara’da yaşanan katliama karşı, Çorum’da oturma eylemi yapıldı.

kıbrıs1 – Ankara Katliamı’na karşı, Lefkoşa Barış Platformu’nun çağrısıyla, Kıbrıs’ta da bir eylem gerçekleştirildi.

 

kartal cemevi3 – Katliamda yaşamını yitirenlerden İnşaat-İş Sendikası üyesi Kemal Tayfun Benol ve Tekin Arslan’ın İstanbul’a getirilen cenazelerini karşılamak için, Kartal Eğitim-Sen’den Kartal Cemevi’ne yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

12 Ekim

selanik 2 Yunanistan’ın Selanik şehrinde Devrimci Anarşist Faaliyet’in de “Unutmak Yok, Affetmek Yok” yazılı pankartla katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Atina’nın Sintagma Meydanı’nda, Alfa-Kappa üyelerinin de katılımıyla, Ankara Katliamı’na karşı bir eylem düzenlendi.

 

Abdulaziz Taruk – Amed’de Ankara Katliamı’na karşı gerçekleştirilen eylemde yaşanan polis saldırısında, 63 yaşındaki Abdulaziz Taruk yaşamını yitirdi.

 

toronto1 İtalya’nın Toronto kentinde de, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

dicle deli Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren üç çocuk annesi Aycan Kaya Batman’da, Dicle Deli ise İstanbul’daki Silivrikapı Mezarlığı’nda gerçekleşen cenaze töreniyle sonsuzluğa uğurlandı.

 

ali kitapci Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren anarşist yoldaşımız Ali Kitapçı, Ankara’da gerçekleşen cenaze töreninin ardından, Karşıyaka Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

tayfun benol 5 İnşaat-İş Sendikası kurucularından olan ve Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Kemal Tayfun Benol’un cenaze töreni öncesinde Kadıköy’de bulunan 26A Kafe önünden “Senin Gibi Genç Senin Gibi Güleç Yaşayacağız” pankartı ile başlayan yürüyüş, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi önüne kadar sürdü. Ardından Karacaahmet Şakirin Camii’sine gidildi. Benol’un buradan alınan cenazesi, “Unutmak Yok, Affetmek Yok” ve “Tayfun Benol Ölümsüzdür” sloganları ile Başıbüyük Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

 

 

Katliamda yaşamını yitiren inşaat işçisi ve İnşaat-İş Sendikası üyesi Tekin Arslan’ın cenazesi, Kartal Meydanı’nda yapılan anmanın ardından defnedilmek üzere Tuzla Aydınlı Köyü Mezarlığı'na getirildi. Arslan, binlerce kişinin hep birlikte attığı “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganları ile sonsuzluğa uğurlandı. Katliamda yaşamını yitiren inşaat işçisi ve İnşaat-İş Sendikası üyesi Tekin Arslan’ın cenazesi, Kartal Meydanı’nda yapılan anmanın ardından defnedilmek üzere Tuzla Aydınlı Köyü Mezarlığı’na getirildi. Arslan, binlerce kişinin hep birlikte attığı “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganları ile sonsuzluğa uğurlandı.

 

Birçok devrimci kurumun da katılımıyla, Kadıköy Boğa’da, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi. Birçok devrimci kurumun da katılımıyla, Kadıköy Boğa’da, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

elazıg Elazığ Karakoçan’da da, Ankara Katliamı’na karşı bir eylem gerçekleştirildi.

 

 

13 Ekim

 

Lise Anarşist Faaliyet, Ankara’da gerçekleşen katliama karşı, Kadıköy Bahariye Caddesi’ne “Unutulamaz Affedilemez” yazılı pankart astı. Asılan pankartın polisler tarafından sökülmesi üzerine, tekrar pankart asıldı. Lise Anarşist Faaliyet, Ankara’da gerçekleşen katliama karşı, Kadıköy Bahariye Caddesi’ne “Unutulamaz Affedilemez” yazılı pankart astı. Asılan pankartın polisler tarafından sökülmesi üzerine, tekrar pankart asıldı.

 

İzmir’de bulunan Alsancak Garı önünde katliama karşı basın açıklaması gerçekleştirildi. Yalova Üniversitesi’nde düzenlenen eyleme ise polis saldırdı. İzmir’de bulunan Alsancak Garı önünde katliama karşı basın açıklaması gerçekleştirildi. Yalova Üniversitesi’nde düzenlenen eyleme ise polis saldırdı.

 

–  DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nın yaptığı genel grev çağrısının ardından, birçok kurumun katılımıyla Beyazıt Meydanı’nda eylem gerçekleştirilmek istendi. Cerrahpaşa’dan Beyazıt Meydanı’na yapılmak istenen yürüyüşün polis tarafından engellenmesinin ardından, oturma eylemi yapılarak, eylem sonlandırıldı.

 

beyazıt DİSK, KESK, TMOB, TTB’nin çağrısıyla gerçekleşecek anmaya gitmek için Kadıköy’den yola çıkan devrimcilere yönelik polis saldırısı gerçekleşti. Saldırıda 4 kişiyi gözaltına alan polis, anmaya gitmek isteyen başkalarına da engel oldu.

 

genclik boykot 5 12-13 Ekim’de “Yaşamı Durduruyoruz” şiarıyla, coğrafyanın birçok yerinde grevler ve boykotlar örgütlendi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ve İstanbul Üniversitesi’nde de öğrenciler derslere girmeyerek boykot gerçekleştirdiler.

 

kızılay 1 Ankara Katliamı’na karşı Kızılay’da yapılmak istenen anmaya polis engel oldu. Kızılay’a doğru yürümek isteyen halka polis saldırısı gerçekleşti.

 

Alanya Adliyesi önünde, Ankara’daki katliama ilişkin basın açıklaması yapan avukatlara polis saldırdı. Alanya Adliyesi önünde, Ankara’daki katliama ilişkin basın açıklaması yapan avukatlara polis saldırdı.

rıhtım 5 Kadıköy Rıhtım’da, Ankara’da yaşanan katliama karşı oturma eylemi gerçekleştirildi ve katliamda yaşamını yitirenler anıldı.

 

 

14 Ekim

Anarsist Genclik pankart Anarşist Gençlik, Ankara Katliamı’na karşı, İstanbul Üniversitesi’ne “Unutmak Yok, Affetmek Yok” yazılı pankart astı ve katliamda yaşamını yitiren Tayfun Benol anısına, mezunu olduğu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin koridorunda anma köşesi oluşturdu.

 

Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Alınteri okuru ve İnşaat İşçileri Sendikası üyesi Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi Şair Abay Lisesinin önüne getirildi. Buradan gerçekleşen yürüyüşün ardından cenaze, ertesi gün defnedilmek üzere Cemevi’ne götürüldü. Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Alınteri okuru ve İnşaat İşçileri Sendikası üyesi Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi Şair Abay Lisesinin önüne getirildi. Buradan gerçekleşen yürüyüşün ardından cenaze, ertesi gün defnedilmek üzere Cemevi’ne götürüldü.

 

 

 

15 Ekim

Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi eski karakol önünden yapılan yürüyüşle Gazi Mezarlığı’na getirildi. Aralarında Berkin Elvan ve Ethem Sarısülük’ün ailelerinin de bulunduğu binlerce kişi, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarıyla, Ben’i burada son yolculuğuna uğurlandı. Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi eski karakol önünden yapılan yürüyüşle Gazi Mezarlığı’na getirildi. Aralarında Berkin Elvan ve Ethem Sarısülük’ün ailelerinin de bulunduğu binlerce kişi, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarıyla, Ben’i burada son yolculuğuna uğurlandı.

 

 

Rethymno daf Yunanistan’ın Rethymno kentinde Ankara Katliamı’nı protesto etmek için, Devrimci Anarşist Faaliyet’in de katılımıyla bir yürüyüş düzenlendi. Kent meydanında başlayan yürüyüş, yaklaşık 200 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

–  İrlanda’nın Dublin kentinde, Ankara Katliamı’na karşı eylem ve katliamda yaşamını yitirenler için anma gerçekleştirildi.

 

17 Ekim

kesk rıhtım DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve siyasi kurumların çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da oturma eylemi gerçekleştirildi.

– Antakya’da, Ankara Katliamı’na karşı düzenlenen eyleme polis saldırdı.Polis saldırısında 6 kişi gözaltına alındı.

18 Ekim

inşaat iş taziye Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren İnşaat-İş Sendikası üyeleri Kemal Tayfun Benol, Tekin Arslan, Serdar Ben, Erol Ekici, Gazi Güray ve İsmail Kızılçay için Kadıköy Rıhtım’da taziye çadırı açıldı. Birçok devrimci kurumun katılım gösterdiği taziye çadırında, katliamda yaşamını yitiren Tayfun Benol’un oğlu Deniz Benol da, konuşma yaparak, katliamda yitirilenleri andı.

 

 

The post Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/feed/ 0
Soma’da Katliam Unutulamaz Affedilemez https://meydan1.org/2015/06/04/somada-katliam-unutulamaz-affedilemez/ https://meydan1.org/2015/06/04/somada-katliam-unutulamaz-affedilemez/#respond Thu, 04 Jun 2015 10:38:01 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/04/somada-katliam-unutulamaz-affedilemez/ Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’ye ait Eynez Maden Ocağında yaşanan işçi katliamının üzerinden tam bir yıl geçti. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği katliamın ardından 432 çocuk yetim kaldı; 255 genç kadın eşini kaybetti. 301 işçinin annesinin, babasının, eşinin ve çocuklarının gözlerindeki yaş daha kurumadı. Oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden İsmail Çolak’ın da dediği gibi “Bir yıl boyunca […]

The post Soma’da Katliam Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi- Soma'da Katliam Unutulamaz Affedilemez

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’ye ait Eynez Maden Ocağında yaşanan işçi katliamının üzerinden tam bir yıl geçti. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği katliamın ardından 432 çocuk yetim kaldı; 255 genç kadın eşini kaybetti. 301 işçinin annesinin, babasının, eşinin ve çocuklarının gözlerindeki yaş daha kurumadı. Oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden İsmail Çolak’ın da dediği gibi “Bir yıl boyunca ne değişti? Çok şey değişti ama değişmeyen tek şey var, bizim acılarımız!” Soma Katliamı’nı “elim bir kaza”, “facia”, “felaket” olarak niteleyen devlet yetkililerinin ise bir yıl önce bol keseden attıkları vaatlerin hiç biri bugün gerçekleşmiş değil. Aksine katliamdan bu yana sağ kalmayı başarabilen maden işçilerinin neredeyse tamamı işsiz. Üstelik yapabildiği sadece madenlerde çalışmak olan Somalılar başka şehirlere, ilçelere göç etmek zorunda kaldı. Katliamda yaşamını yitiren işçiler için Soma Belediyesi Mezarlığı’nda yaptırılan “şehitlik” dahi bir yıl sürdü.

Katliamın hemen ardından Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “ihmal ve birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek” adıyla başlatılan soruşturmada, Soma Holding patronları ve yetkilileri 8 kişi tutuklandı. 37 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken yaşamını yitiren 301 işçinin “maktul”, işçi ailelerinden ve yakınlarından oluşan 214 kişinin “müşteki” ve dumandan etkilenen 161 işçinin “mağdur müşteki” olarak dahil olduğu bir iddianame ile dava açıldı. 25 Kasım 2014 günü iddianameyi çeşitli gerekçelerle savcılığa geri gönderen Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi ancak 2 Mart 2015 günü davayı kabul etti. 13 Nisan günü ilk duruşması görülen Soma Katliamı davası için Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi Salonu’nu kiralayan ve 1000 polis ile “güvenlik önlemi” alan devlet, katlettiği işçi ailelerini de polis tehdidiyle yıldırmak istedi. İlk duruşmaya 8 tutuklu sanığın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından can güvenliği nedeniyle mahkemeye getirilmemesi ve tutuklu bulundukları Aliağa Şakran Cezaevi’nden video konferans yöntemi ile bağlanması öngörülmüştü! Ancak ailelerin ve avukatların itirazları sonucu bu 8 kişinin duruşmaya getirilmesine karar verilirken dava 15 Nisan gününe ertelendi. 15 Nisan günü başlayan duruşma 8 oturumda yapıldı. Oturumlara DİSK, KESK, TTB, ÇHD gibi kurumlar alınmadı. Akhisar’da adliye önünde toplanan kurumlar burada, “Sadece şirket değil devlet de yargılansın” pankart ve dövizleri açtı. 24 Nisan günü ara karar verilen davada mahkeme, tutukluluk halinin devamı ve yeni bir bilirkişi heyeti oluşturma kararı verdi. Dava, 15 Haziran gününe ertelenirken sendika ve meslek örgütlerinin davaya katılımı yine reddedildi. Böylece açık bir şekilde devletin ön ayak olduğu katliamın adaleti, sadece şirket patronları ve yetkililerinin yargılandığı göstermelik bir mahkeme ile sağlanmaya çalışılıyor! Bunu İsmail Çolak’ın “Burada asıl suçlu devlettir. Bunlar devletin ocakları. Akla hayale gelmeyecek mana bulmaya çalışarak, orayı doğal felaket olayına sokmaya çalışıyorlar ama gerçek o değil. Gerçek, ihmaller sonucu meydana gelmiştir. Bu ihmale sebep olanlar her kimse, kimler yetkiliyse, sadece sekizi tutuklu 45 sanık değildir buranın sorumlusu. Buranın sorumlusu devlettir.” sözlerindeki haykırışında bir kez daha görebiliyoruz.

Katliamın yıldönümü olan 13 Mayıs günü, coğrafyanın dört bir yanında anma eylemleri gerçekleşti. İstanbul’da Tünel Meydanı’nda toplanan sendika, meslek örgütleri ve devrimci kurumlar buradan Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Galatasaray Meydanı’nda bir anma ve basın açıklaması gerçekleştirildi. DAF bu eyleme “Üzüntümüz Öfkemizin Tohumudur” yazılı pankart ile katıldı. Öte yandan bir çok üniversitede de anmalar gerçekleşirken Anarşist Gençlik İstanbul Üniversitesi’nde Havuzlu bahçede bulunan havuza kömürü simgeleyen siyah boya dökerek bildiri dağıttı. Ayrıca İstanbul Üniversitesi’ne “Soma Unutulamaz Affedilemez” yazılı pankart astı. Yalova’da da gerçekleşen yürüyüşe devrimci anarşistler “Bütün Şirketler Katildir” yazılı dövizler ile katıldı. Soma’da ise 10 Mayıs ve 16 Mayıs günü iki ayrı miting gerçekleşti. Coğrafyanın dört bir yanında gerçekleşen farklı eylemler, devlete ve işçi katili şirket Soma Holding’e bir kez daha şunu göstermiş oldu; Soma Unutulamaz Affedilemez!

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 27. sayı dağıtımları sürüyor.

The post Soma’da Katliam Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/04/somada-katliam-unutulamaz-affedilemez/feed/ 0
Sendikalar İç Güvenlik Yasası’na Karşı Eylemde https://meydan1.org/2015/03/02/sendikalar-ic-guvenlik-yasasina-karsi-eylemde/ https://meydan1.org/2015/03/02/sendikalar-ic-guvenlik-yasasina-karsi-eylemde/#respond Mon, 02 Mar 2015 14:31:13 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/02/sendikalar-ic-guvenlik-yasasina-karsi-eylemde/ İç güvenlik yasasına karşı DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Polise 24-48 saatlik bağımsız gözaltı yetkisi verilmesi yoluyla kayıt dışı gözaltılar, kaçırma, yok etme, infaz, işkence uygulamalarının önü açılacaktır. Öte yandan sosyal medyaya getirilen sınırlamalar arttırıldığından haber alma ve iletişim ağı özgürlüğü daraltılacaktır. Gözaltı süreleri […]

The post Sendikalar İç Güvenlik Yasası’na Karşı Eylemde appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi- Sendikalar İç Güvenlik Yasasına Karşı Eylemde

İç güvenlik yasasına karşı DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Polise 24-48 saatlik bağımsız gözaltı yetkisi verilmesi yoluyla kayıt dışı gözaltılar, kaçırma, yok etme, infaz, işkence uygulamalarının önü açılacaktır. Öte yandan sosyal medyaya getirilen sınırlamalar arttırıldığından haber alma ve iletişim ağı özgürlüğü daraltılacaktır. Gözaltı süreleri uzayacaktır.  Bizler, tasarı geri çekilinceye kadar alanlara çıkarak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post Sendikalar İç Güvenlik Yasası’na Karşı Eylemde appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/02/sendikalar-ic-guvenlik-yasasina-karsi-eylemde/feed/ 0
Soma’dan Torun’a Üzüntümüz Öfkemizin Tohumudur https://meydan1.org/2014/09/22/somadan-toruna-uzuntumuz-ofkemizin-tohumudur/ https://meydan1.org/2014/09/22/somadan-toruna-uzuntumuz-ofkemizin-tohumudur/#respond Mon, 22 Sep 2014 15:56:45 +0000 https://test.meydan.org/2014/09/22/somadan-toruna-uzuntumuz-ofkemizin-tohumudur/ 6 Eylül akşamı Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının yerine yapılan Torun Center rezidansının inşaatında işçileri taşıyan asansör 32. katta raydan çıktı ve yere çakıldı.Tahir Kara, Ferdi Kara, Mustafa Usta, Menderes Meşe, Vahdet Biçer, Cengiz Bilgi, Hıdır Genç, İsmail Sarıtaş, Cengiz Tatoğlu, Bilal Bal… 10 arkadaşımız, 10 kardeşimiz 10 inşaat işçisi burada iş cinayetine kurban edildi. […]

The post Soma’dan Torun’a Üzüntümüz Öfkemizin Tohumudur appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
6 Eylül akşamı Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının yerine yapılan Torun Center rezidansının inşaatında işçileri taşıyan asansör 32. katta raydan çıktı ve yere çakıldı.Tahir Kara, Ferdi Kara, Mustafa Usta, Menderes Meşe, Vahdet Biçer, Cengiz Bilgi, Hıdır Genç, İsmail Sarıtaş, Cengiz Tatoğlu, Bilal Bal… 10 arkadaşımız, 10 kardeşimiz 10 inşaat işçisi burada iş cinayetine kurban edildi. Saat 20.00 sularında meydana gelen bu katliam bir süre örtbas edilmeye çalışılsa da 23.00 sularında iyice duyuldu. Yan şantiyelerden işçiler, civar mahallelerden halk ve şehrin her bir tarafından sınıf dostları şantiye önüne akın etmeye başladı. Rezidans inşaatını yaptıran Torunlar İnşaat böylesi bir akına karşılık otobüsler dolusu çevik kuvvet ve TOMA’lar ile şantiye girişini kapatmış, prestijini böyle korumaya çalışıyordu.

İnşaat sahasına intikal eden İnşaat İşçileri Sendikası inşaatın içerisine girerek incelemelerde bulundu. Sendikanın incelemeleri devam ederken şantiye alanı işçiler de dahil olmak üzere polis zoruyla boşaltıldı. Katliama tepki göstermek üzere oraya gelenlerin karşısına polis barikatı kuruldu. İçerde arkadaşlarının cesedi olan işçiler dahi alana alınmadılar. Bu arada içerden teker teker ambulanslar cansız bedenleri çıkarıyordu. İlerleyen saatlerde gelen HDP milletvekilleri içeri girerek incelemelerde bulundu ve ölü sayısının basında verildiği gibi 4 veya 6 değil 10 olduğunu, asansörün 32. kattan düştüğünü açıkladılar.

Şantiye önündeki bekleyiş sabah saatlerine kadar sürdü. Aynı şekilde polis barikatı nedeniyle işçiler, destek için oraya gelenler ve polis arasındaki gerginlik de devam etti. Sabah saatlerine doğru polis bekleyenlerin sayısının düşmesini fırsat bilip biber gazı ile saldırdı.Sonraki gün saat 14:00’de yeniden şantiye önünde toplanıldı. Saat 14:00’de İnşaat İşçileri Sendikası, saat 16:00’da ise DİSK, KESK, TMMOB ve TTB basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasından sonra bekleyişi sürdürenlere yine biber gazlı polis saldırısı vardı sahnede.

Yakın zamanda çok sayıda işçinin yaşamını yitirdiği Davutpaşa, Ostim-İvedik, Marmara Forum AVM gibi iş cinayetlerinde dökülen kan henüz kurumamışken, Soma’da katledilen 301 madencinin ailelerinin gözyaşı daha kurumamışken bu kez Torunlar grubunun inşaatında kardeşlerimizi yitirdik. Kapitalist sömürü düzeni, yerin yüzlerce metre altında ekmek kazanmaya çalışan maden işçilerine de, ekmeğini yerin yüzlerce metre üstünde inşaatlarda arayan inşaat işçilerine de ölümden başka bir şey sunmuyor.

İnşaat sektörü, can kaybından sakatlanmalara oldukça tehlikeli bir iş kolu olmasına karşın işçi güvenliğinin en az sağlandığı sektörlerden biri. Bu topraklardaki iş cinayetlerinin dörtte biri inşaat sektöründe yaşanıyor. Resmi rakamlara göre son 5 sene içerisinde 35.846 “iş kazası” yaşandı ve 1754 inşaat işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken 1940 işçi sakat kaldı. Bu sayı neredeyse her gün 1 inşaat işçisinin hayatını kaybettiği anlamına geliyor. Sigortasız çalışmanın en yoğun olduğu sektörün inşaat sektörü olduğu göz önüne alındığında bu rakamların çok daha yüksek olduğunu söylemek hiç de zor değil.

İş cinayetleri, inşaat sektörünün neredeyse “normali” haline geldi, Erdoğan’ın deyimiyle ölüm artık bu işin fıtratı haline geldi. O kadar ki artık her gün yaşanan 1-2 işçinin ölümüyle sonuçlanan iş cinayetleri basın için haber değeri dahi taşımıyor.

toruncenter4

Sektörünüz Batsın

Kazadan sonraki gün açıklama yapan Torunlar gayrimenkul yönetim kurulu başkanı Aziz TORUN asansörün bakımının yapılmadığı ve bu nedenle asansörün çöktüğü yönündeki iddiaları sert bir dille reddetti. “Bu olayda sorumsuzluğu ya da kazayı meydana getiren nedeni şirketimize mal etmelerine ya da şirketimizin bu anlamda bir leke almasına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi. Aynen, insanlar radyasyonlu çaydan kanser olurken kameraların karşısına geçip çay içen bakan gibi “Bu asansörü biz de kullanıyoruz” dedi.

Peki asansörün bakımları yapılıyor, iş güvenliği tedbirleri sonuna kadar alınıyorsa ne oldu da bu asansör düştü ve 10 işçi öldü. Torun’un elbette buna da bir cevabı vardı. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma katliamından sonra Erdoğan’ın söylediği “Bunlar sürekli olan şeyler, bu işin fıtratında bu var” cümlesini farklı kelimelerle tekrar etti: “Bu önlemlere rağmen bu tür kazaların yaşandığı sektörel bir vakı’a.”

Cinayetle ilgili 9 kişi gözaltına alındı. Her cinayette olduğu gibi şirketin patronlarından hiçbiri gözaltına alınmadı, sorgulanmadılar. Hatta kameraların karşısına geçip pişkin pişkin açıklamalar yaptılar ve neredeyse ölen işçileri suçladılar. Her iş cinayetinde olduğu gibi blok sorumlusu, asansör teknikerleri gibi birkaç çalışan veya şantiye şefi, proje sorumlusu gibi alt düzey yöneticilerin dahil olduğu birkaç kişi gözaltına alınıp ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Anlaşılan savcı ve hakimler de, 10 işçinin ölümünde sorguladıkları kimsenin “kusurunu” bulamamışlardı, onlara göre de bu “sektörel bir vakıa”ydı.

Örgütsüzlük

Elbette her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de en önemli sorun örgütsüzlük. İnşaat sektöründe bu sorun diğer sektörlere nazaran daha büyük. Ocak 2014 verilerine göre inşaat iş kolunda çalışan işçi sayısı 1 milyon 562 bin. Buna karşın sendika üyesi işçi sayısı toplamda 42 bin civarında. Bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olması için tüm iş kolundaki işçilerin en az %10’unu üye kaydetmiş olması gerekiyor. Ancak bu sektörde sendikalı işçi oranı %3’ün bile altında. Bu nedenle tüm inşaat sektöründe toplu iş sözleşmesi yok. Örgütsüzlüğün nedenleri arasında taşeron çalışma şeklinin ve sigortasız işçi çalıştırmanın yaygın olması, inşaat işlerinin dönemsel olması ve bu nedenle işçilerin sık sık iş değiştirmesi.

“Biz daha sabah 6’ya kadar çalışacağız” diyen bir işçi bir taraftan “sendikalar nerde, neden bizim haklarımızı savunmuyorlar” derken bir taraftan da polislere karşı barikatı açmaları için “ben işçiyim, ben sendikalı da değilim partili de değilim” diyordu. Elbette çalışma arkadaşlarını kaybetmiş bir işçinin tepkili olması normaldi. Ancak burada on yıllardır bizzat sendikalar tarafından oluşturulan sendikacılık algısının da rolü büyük. İşçilerin bazılarında sanki sendika, ancak işçilerin varlığıyla var olabilecek birşey değilmiş gibi, sanki işçinin kendisi olmadan işçi sendikası var olabilirmiş gibi bir algı hakimdi. Yine sanki işçilerin kurtuluşu, işçilerin bizzat kendilerinin değil de onların dışında var olan bir örgüt olarak “sendika yöneticilerinin” mücadelesiyle olabilirmiş gibi…

Sendikalar elbette işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin önemli araçlarından biridir. Ancak tüm ezilenlerin olduğu gibi işçi sınıfının da en önemli silahı örgütlülüktür. İster sendika altında ister sendikasız… Biz işçiler, ezilenler üzüntümüzü öfkemizin tohumu eyleyerek örgütlenmeli, katil patronlardan ve sömürü düzeni kapitalizmden yitirdiğimiz bütün kardeşlerimizin hesabını sormalıyız. Biz işçiler, ezilenler olarak bir daha yaşanan katliamların, cinayetlerin tekrarlanmaması için mücadele etmeliyiz. İşçilerin, ezilenlerin kurtuluşu ne bir partinin ne bir sendikanın eliyle gelecektir. Kurtuluş, ezilenlerin özörgütlü mücadelesindedir.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 21. sayısında yayımlanmıştır.

The post Soma’dan Torun’a Üzüntümüz Öfkemizin Tohumudur appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/09/22/somadan-toruna-uzuntumuz-ofkemizin-tohumudur/feed/ 0
“Hastane Öteye Rant Beriye”- Esra Ayşe Kutluğ https://meydan1.org/2013/10/09/hastane-oteye-rant-beriye-esra-ayse-kutlug/ https://meydan1.org/2013/10/09/hastane-oteye-rant-beriye-esra-ayse-kutlug/#respond Wed, 09 Oct 2013 12:56:25 +0000 https://test.meydan.org/2013/10/09/hastane-oteye-rant-beriye-esra-ayse-kutlug/ AKP’nin büyüme-kalkınma-dönüşüm diyerek gerçekleştirdiği devasa projelerinden biri de şehir hastaneleri. Erdoğan, kamu-özel ortaklığı çerçevesinde, 14 ilde kurulacak, 15 şehir hastanesinin startını geçtiğimiz günlerde verdi. 12 Eylül günü İstanbul’da 15 şehir hastanesi yapımı ile ilgili sözleşme, Erdoğan’ın katıldığı bir törenle imzalandı. 18 Eylül günü Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla “Avrupa’nın En Büyük Sağlık […]

The post “Hastane Öteye Rant Beriye”- Esra Ayşe Kutluğ appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

AKP’nin büyüme-kalkınma-dönüşüm diyerek gerçekleştirdiği devasa projelerinden biri de şehir hastaneleri. Erdoğan, kamu-özel ortaklığı çerçevesinde, 14 ilde kurulacak, 15 şehir hastanesinin startını geçtiğimiz günlerde verdi. 12 Eylül günü İstanbul’da 15 şehir hastanesi yapımı ile ilgili sözleşme, Erdoğan’ın katıldığı bir törenle imzalandı. 18 Eylül günü Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla “Avrupa’nın En Büyük Sağlık Kompleksi” olan Ankara Bilkent Sağlık Kampüsü’nün temeli atıldı.

Danıştay daha önce Türk Tabipleri Birliği’nin açtığı davalarda Bilkent Entegre Sağlık Tesisi’nin de içinde olduğu üç şehir hastanesi ihalesi ile ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Sağlık Bakanlığı’nın itirazı üzerine Danıştay konuyu görüşmüş, itirazı reddetmiş, yürütmeyi durdurma kararını yerinde bulmuştu. Hükümet ise Danıştay’ın bu kararını geçersiz hale getirmek için Şubat 2013’te yeni bir yasal düzenleme yaparak, aynı zamanda da yeni bir ihale yapılmadığından, yürütmesi durdurulan ihaleler üzerinden hukuksuz ve yüksek mahkeme kararını tanımayan bir biçimde davranıyor.

Hastaneler Şirketleşiyor

Geçtiğimiz yıl 2 Kasım’da yürürlüğe giren Kamu Hastaneleri Birliği Yasası ile birlikte hükümetin sağlığı piyasalaştırma projesinin en önemli adımı atılmıştı. Bu yasa ile her ildeki hastane, şehrin nüfusuna ve hastanelerin büyüklüklerine göre bu “birlikler” aracılığıyla yönetilecekti. Böylece kamu hastaneleri faaliyetlerini büyüme, karlılık, verimlilik, kalite kriterlerine göre belirleyen bir yönetim anlayışına bırakacaktı. Bu demek oluyor ki, kar endeksli kurulmuş tüm şirketler gibi kamu hastaneleri de artık duygu ve empati yoksunu, vicdansız, sadece rekabet ve kar hırsıyla her şeyi göze alabilecek şirketlere dönüşecek. Meydan Gazetesi’nin 5. sayısında da “Hastaneler Şirketleşti” başlığıyla gündem ettiğimiz, sağlıkta yeni dönem anlayışıyla birlikte artık Türkiye’nin en büyük şirketleri, hastaneler olacak.

Kar Amaçlı Hastane, Bol Kazançlı Şirket

Peki, şehir hastanelerinde verilecek hizmet, sağlık hizmeti üzerinden kar etme ve kamudan sermayeye kaynak aktarma şeklinde özetlenebilecek “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın temel anlayışından bağımsız olabilir mi?

İçinde birçok farklı uygulaması olan “Sağlıkta Dönüşüm”ün dört temel ana yöntemi var. İlk olarak tek bir satın alıcı olan SGK’nın tekelleştirilmesi, ikinci olarak sağlık hizmeti sunan yapıların işletmeleştirilmesi, üçüncüsü Sağlık Bakanlığı’nın çoğu sorumluluklarından çekilmesiyle “düzenleyici” rolünü sahiplenerek Kamu Hastaneleri Birlikleri yoluyla işletmenin politik üssü olması ve son olarak da doktoru robotlaştıran hastayı müşteri haline getiren sistemin tam rekabet verimiyle devam etmesi. Şehir hastaneleri de bu dört ana yöntemin uygulanabilir işletim yöntemi olarak hayata geçirilmektedir.

Hastaneyi Alan da Satan da Memnun…

Devlet, özel şirketlere arsa temin ederek en büyük kıyağı yapıyor. Sonra hizmet alım garantisi vererek, “en az 30 yıl” diyerek ödüyor kirasını. Diğer yandan hastanelerde ki görüntüleme, laboratuvar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane gibi tüm hizmetleri de şirketlere bırakarak, “hizmet bedeli” adı altında milyon dolarlar ödenmesini, imzalanan sözleşmeyle garanti altına alınıyor. Kurulacak olan bu devasa sağlık kompleksleri ise çevresine kurduğu AVM’leri işletip hem milyon dolarlar kazanıyor, hem de KDV, Damga Vergisi ve harçlardan muaf oluyor. Yani alan memnun, satan memnun.

Aynı zamanda devletin şehrin merkezinde kurduğu eski, depreme dayanıksız, küçük, yetersiz ve yapısı bozuk gibi bahanelerle taşımak istediği hastaneler de “kampüs dışı ticari alan” adı altında yine bu şirketlerin kullanımına veriliyor. Böylece bu hastaneler bir bir yıkılıp, lüks otellere ve AVM’lere dönüşüyor.

Acele Giden Şehir Hastanesine Gidemez, Ecele Gider

Şehir hastaneleri, fiziksel anlamda da sağlık hizmetine ulaşma engelidir. Birçok ilde hastanelerin şehir merkezlerine oldukça uzak yerlere yapılması planlanmaktadır. Bu sebeple şehir merkezindeki mevcut hastaneler ve sağlık kuruluşları hızla kapatılmaktadır. Şehir merkezleri için düşünülen küçük sağlık birimleri ise son derece yetersizdir. Bu ulaşımsızlık hem hasta için, hem de doktor ve diğer sağlık çalışanları için oldukça sıkıntı yaratacaktır.

Şehir Hastanelerinde Prezantabl Doktor Çalışabilir

Sağlık CEO’larının görevlendirdiği “hastane yöneticileri” yoluyla doktorun performansı, hastaneye ne kadar kar ettirdiği üzerinden değerlendirilecektir. Doktorlara getirilen performans sistemiyle birlikte, “ne kadar çok muayene, ameliyat, reçete, o kadar para” deniliyor. Eğer doktor hastaneye yeteri kadar kar ettirmezse, hakkında nakil işlemi başlatılabilir. Rekabetçi piyasanın aklı, hastanede kurulan ilişkiyi doktor hasta ilişkisinden, müşteri hizmet sunucusu ilişkisine çeviriyor.

Bu modeli ilk uygulayan İngiltere, “yalnızca finans şirketlerinin ve ihaleyi alan firmaların yararına olduğu, kamunun zararına ve çalışanların işsiz kalmasına neden olduğu” gerekçeleriyle vazgeçmek zorunda kalmış ve tasfiye yoluna gitme kararı almıştır. Görüldüğü gibi, bu modelde daha fazla kar için işsiz kalma tehlikesi de kaçınılmazdır.

Şehir Hastanelerine Zengin Hasta Girebilir

Bir zamanlar bedava olan muayene ücreti, 15 TL’ye kadar varan sabit ücretlerle belirlendi. Bununla birlikte acil kabul ettikleri haller dışında hiç kimse hastaneye direk gidip, doktor tarafından tedavi edilemeyecek. Acile yalnızca ölmek üzere ya da yaralanma söz konusu olan hastalar kabul edilecek. Genel Sağlık Sigortası’na sahip hastalarsa yalnızca prim değil, aynı zamanda katılım payları ve ilave ücretler ile hastanelerin koyduğu farkları da ödeyecek. Sigortalılara verilecek tüm hizmetlerin miktarı, kapsamı ve süresi SGK tarafından sınırlandırılabilecek. Temel teminat paketi dışında kalan hizmetler için “tamamlayıcı” sigorta yapılması istenecek, dolayısıyla bunun için de ayrıca cepten ödeme yapmak gerekecek. Hastane parasını ödeyemediği için hastayı hastanede rehin alma dönemiyse tarihe karıştı. Çünkü hastalara, hastaneden çıkış almadan senet imzalatılacak. Süre geçiminin akabinde ise icra takibi başlatılacak ve takipte de ödeme alınmazsa, hasta doğru hapishaneye…

Şehir Hastaneleri Kurulmamalı

AKP’nin şehir hastaneleri, sağlık hizmetini piyasalaştırıp şirketleştirmek, toplumun yoksul kesiminin sağlık hizmetine erişmesini engellemek, şehir merkezinde bulunan hastanelerin kapanmasıyla sağlığa ulaşımsızlık yaratmak, şirketlerin kazancının ise yine sağlık hizmeti alanların ve verenlerin cebinden çıkartılması demektir. Şehir hastaneleri, AKP’nin iktidarını sağlamlaştırmak için dokuz yıldır hayalini kurduğu devlet-şirket ortaklığında planlanan bir soygun projesidir. Unutmayalım ki halkın sağlığını sadece paraya endeksleyen bu anlayış, halkın ölümüne seyirci kalmaktan da asla çekinmeyecektir.

Esra Aye Kutluğ

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 13. sayısında yayımlanmıtır.

The post “Hastane Öteye Rant Beriye”- Esra Ayşe Kutluğ appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/10/09/hastane-oteye-rant-beriye-esra-ayse-kutlug/feed/ 0