vicdani ret hakkı – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 29 Jun 2018 12:43:27 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Mahkeme Vicdani Ret’i Tanıdı Ama “Yasal Kullanılmadığı” İçin Ceza Verdi https://meydan1.org/2018/06/29/mahkeme-vicdani-reti-tanidi-ama-yasal-kullanilmadigi-icin-ceza-verdi/ https://meydan1.org/2018/06/29/mahkeme-vicdani-reti-tanidi-ama-yasal-kullanilmadigi-icin-ceza-verdi/#respond Fri, 29 Jun 2018 12:43:27 +0000 https://seninmedyan.org/?p=40275 Vicdani retçi Şendoğan Yazıcı’yı ‘Askerlik Kanunu’na muhalefet’ ettiği gerekçesiyle 62 gün hapisle cezalandıran mahkeme, vicdani ret hakkını kabul etti. Buna karşılık  Yazıcı’nın vicdani reddini açıklarken idareye dilekçeyle başvuru yapmaması sebebiyle mahkeme ‘vicdani ret hakkının yasal ve usulüne uygun kullanılmadığını’ savundu Türkiye’de zorunlu askerlik hizmetine çeşitli gerekçelerle karşı çıkan vicdani retçiler, vicdani ret ilan ettikleri için değil, farklı sebeplerle yargılanarak […]

The post Mahkeme Vicdani Ret’i Tanıdı Ama “Yasal Kullanılmadığı” İçin Ceza Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Vicdani retçi Şendoğan Yazıcı’yı ‘Askerlik Kanunu’na muhalefet’ ettiği gerekçesiyle 62 gün hapisle cezalandıran mahkeme, vicdani ret hakkını kabul etti. Buna karşılık  Yazıcı’nın vicdani reddini açıklarken idareye dilekçeyle başvuru yapmaması sebebiyle mahkeme ‘vicdani ret hakkının yasal ve usulüne uygun kullanılmadığını’ savundu

Türkiye’de zorunlu askerlik hizmetine çeşitli gerekçelerle karşı çıkan vicdani retçiler, vicdani ret ilan ettikleri için değil, farklı sebeplerle yargılanarak sürekli cezalandırılıyor. Pek çok vicdani retçi aynı anda benzer gerekçelerle açılmış pek çok soruşturma geçirirken, zorunlu askerlik hizmetini reddetmelerinden ötürü haklarında birçok kez ‘yoklama kaçağı oldukları’ veya ‘bakaya kaldıkları’ gerekçeleriyle hüküm verilebiliyor. Vicdani ret hakkını tanımayan ya da vicdani reddi ‘suç’ veya ‘kabahat’ olarak tanımlamayan Türkiye hukuk sistemi böylelikle vicdani ret eylemini birden çok kez cezalandırabiliyor.

 

Artvinli vicdani retçi Şendoğan Yazıcı hakkında verilen ceza da bu kurala istisna teşkil etmiyor. Ancak Yazıcı’yı ‘yoklama kaçağı olmak’ ve ‘bakaya kalmak’ iddialarıyla yargılayan ve 62 gün hapis cezası veren (640 TL adli para cezasına çevrildi) Borçka Asliye Ceza Mahkemesi benzerine çok da rastlanmayan bir gerekçeli karar açıkladı. Mahkeme gerekçeli kararında taraf olunan milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğunu belirterek vicdani ret hakkını tanıdı fakat 2010 yılında vicdani reddini ilan eden Şendoğan Yazıcı’nın bu eylemi hakkında idareye sözlü veya yazılı beyanda bulunmadığının altını çizdi. ‘Vicdani ret hakkını yasal ve usulüne uygun kullanmadığı’ gerekçesiyle Yazıcı’ya 62 gün hapis cezası verip bu  cezayı 640 lira adli para cezasına çeviren Borçka Asliye Ceza Mahkemesi, vicdani ret hakkının kullanım usullerini tartışmış oldu.

Yazıcı: Yasada olmayan suç hakkında ceza isteniyor

 

Üç yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Artvinli vicdani retçi Şendoğan Yazıcı mahkemedeki savunmalarında, zorunlu askerliği reddettiğini, askerlikten kaçmadığını vurgularken, 2010’da Harbiye Orduevi önünde vicdani ret açıklamasında bulunduğunu, dolayısıyla ‘askerlikten kaçma’‘bakaya kalma’ ya da ‘yoklama kaçağı olma’ suçlamalarından ötürü kendisine dava açılamayacağını söyledi. Yazıcı savunmalarında, “Yasada yasak olmayan bir durumun [vicdani ret] kişinin aleyhine yorumlanmaması gerekir. Üzerime atılı ‘kaçak’ kelimesini kabul etmiyorum. Bir yargılama yapılacaksa vicdani ret hakkının olup olmadığı hususunun yargılama konusu yapılmasını talep ediyorum” dedi.

Mahkeme: Vicdani ret hak ama usulüne uygun kullanmadın

31 Mayıs 2018 tarihli son duruşmanın ardından kaleme alınan 3 Haziran 2018 tarihli gerekçeli kararında mahkeme, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca Türkiye’nin tarafı olduğu milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğunu belirterek, temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda milletlerarası antlaşmalar ile kanunların aynı anda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı anımsattı. Buradan hareketle mahkeme, vicdani ret hakkını şu ifadelerle tanıdı: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesinde doğrudan vicdani retle ilgili açık hüküm bulunmasa da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları incelendiğinde kişilerin vicdani ret hakkı olduğu anlaşılmaktadır.”

Türkiye’nin milletlerarası antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini hatırlatan mahkeme, Anayasadaki düzenlemelerin ‘vicdani redde ilişkin engel bir durum olmadığı’değerlendirmesini yaptı ancak Şendoğan Yazıcı’nın bu hakkını ‘usulüne uygun biçimde kullanmadığını’ öne sürerek Askerlik Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle ceza verdi: “Her hak gibi bu hakkın da kötüye kullanılmaması gerektiği, sanığın vicdani ret hakkını yasal ve usulüne uygun kullanmadığı, sanığın kamuoyuna duyuru yapması tek başına idareyi harekete geçirmeyeceğini” belirten mahkeme, Yazıcı’nın Askeri Ceza Kanununun 63/1-a,d maddelerine muhalefet suçunu işlediğine hükmetti.

Kaynak:Diken

The post Mahkeme Vicdani Ret’i Tanıdı Ama “Yasal Kullanılmadığı” İçin Ceza Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/06/29/mahkeme-vicdani-reti-tanidi-ama-yasal-kullanilmadigi-icin-ceza-verdi/feed/ 0
” “Liberal” Bir Hak Olarak Vicdani Ret ” – Mehmet Tarhan https://meydan1.org/2014/01/09/liberal-bir-hak-olarak-vicdani-ret-mehmet-tarhan/ https://meydan1.org/2014/01/09/liberal-bir-hak-olarak-vicdani-ret-mehmet-tarhan/#respond Thu, 09 Jan 2014 19:14:24 +0000 https://test.meydan.org/2014/01/09/liberal-bir-hak-olarak-vicdani-ret-mehmet-tarhan/ Dünyadaki gelişimi bir yana Türkiye’de vicdani ret kavramı, Tayfun Gönül ve Vedat Zencir’in 1989’daki ret açıklamalarıyla dolaşıma girdi. Bu, bir grup anarşistin ülkede sürmekte olan iç savaşa yönelik bir tutum belirleme arayışının ürünü olarak okunabilir. Çeşitli röportajlardan ve İzmir Savaş Karşıtları Derneği (İSKD) tarafından yayınlanan raporda, ilk vicdani retçilerin Kürdistan’da yürütülmekte olan savaşa simetrik bir […]

The post ” “Liberal” Bir Hak Olarak Vicdani Ret ” – Mehmet Tarhan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Dünyadaki gelişimi bir yana Türkiye’de vicdani ret kavramı, Tayfun Gönül ve Vedat Zencir’in 1989’daki ret açıklamalarıyla dolaşıma girdi. Bu, bir grup anarşistin ülkede sürmekte olan iç savaşa yönelik bir tutum belirleme arayışının ürünü olarak okunabilir. Çeşitli röportajlardan ve İzmir Savaş Karşıtları Derneği (İSKD) tarafından yayınlanan raporda, ilk vicdani retçilerin Kürdistan’da yürütülmekte olan savaşa simetrik bir bakış açısıyla yaklaşmadıkları da kayda geçmelidir. Keza anarşist ve antimilitaristlerin 2000’lerin başlarında gerçekleştirdikleri “Yüzleşiyoruz” gibi kampanyalar ya da Militurizm gibi etkinlikler de bunu desteklemektedir.

Aynı dönem, başından beri hareketin içinde aktif yürütücüler olan kadınların retlerini açıklamalarıyla vicdani ret tartışmalarının özneleri de olma taleplerinin görünür olmasıyla önemlidir. 1999-2004 arasındaki çatışmasızlık süreci anarşistler, antimilitaristler, feministler, ekolojistler, LGBT’ler ve pek çok farklı grubun kendi aralarındaki organik bağları da geliştirmesine olanaklar sağladı. Elbette Öcalan’ın “Toplumsal Ekoloji” söylemi ve Kürt Kadın Hareketi’nin bu süreçte önemli bir işlev gördüğü teslim edilmelidir.

2000’lerin ortalarından itibaren, özellikle 2004 AB reformlarının da etkisiyle hak temelli sivil toplum örgütlerindeki canlanma, AiHM kararları gibi uluslararası hukuk alanındaki gelişmelerin de etkisiyle vicdani ret hakkı savunusunda bir genişleme dönemi olarak okunabilir. Daha önceleri Anayasanın 72. maddesinin muğlaklığı üzerine kurulan hukuki savunmalar; 90. maddede yapılan değişiklikle getirilen insan hakları alanında uluslararası sözleşmelerin iç hukuktan üstünlüğü ilkesi ve AİHM’in Ülke-Türkiye kararı üzerinden tanımlanmaya başlandı. Bu karar vicdani reddi doğrudan bir hak olarak tanımlamasa ve ülkelerin kendi tasarruflarına bıraksa da vicdani redcilerin sürekli tutuklanma ve cezalandırılma riskini kötü muamele olarak tanımlamakta ve AİHS’nin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesinin ihlali olarak görmüştür. Bu sürekli cezalandırılma riskini ise “sivil ölüm” olarak tanımlamıştır. 2011 yılında Bayatyan-Ermenistan davasında AİHM Büyük Daire’si tarafından içtihat değişikliğine gidilerek vicdani ret bir hak olarak tanımlanmış ve devamında da Erçep, Savda, Demirtaş ve Tarhan davalarında Türkiye sözleşmenin 3. maddesi yanısıra adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesi ile düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 9. maddesinden de mahkum edilmiştir. Tarhan kararında özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkındaki 8. maddeye de atıfta bulunulmuştur. Önümüzdeki günlerde daha önce başvurularda kabul edilmeyen 8. madde ile kişi özgürlüğü ve güvenliğini düzenleyen 5. maddeden de mahkumiyetler beklenebilir. AİHM kararları Görmez ve Delice kararlarında tartışılarak vicdani ret hakkı iç hukukta zımnen kabul edilmiş sayılabilir.

Bütün bu hukkuki gelişmeler Türkiye’de yakın bir zamanda vicdani ret hakkının tanınacağı konusunda önemli göstergeler. Ancak vicdani red hakkı düzenlemesinin nasıl yapılacağı, bu hakkın herkes için erişilebilir ve kullanılır olup olmayacağı, olası sivil hizmet’in sosyal hizmetler alanında örneğin; hizmetlerin kalitesi, alanda hali hazırda çalışan kişilerin sendikal haklarına etkileri gibi nasıl etkileri olacağı, alternatif hizmetlerin sınıfsal ayrımcılığı barındırıp barındırmayacağı tartışılmalıdır. Tabii ki Kürdistan’da savaşın tarihi ve Irak’ta ABD işgali gibi örneklere baktığımızda Profesyonel Ordu-Yurttaş Ordusu meselesini önemli bir gündem olarak görmek durumundayız. Bu tartışmaları yürütmeden liberal anlamda vicdani ret hakkı üzerine yoğunlaşacak çalışmalar hukukla belirlenmiş alanın dışına çıkamamak anlamına gelir.

Türkiye’de vicdani ret hakkı savaşa karşı ama barışı kurma yönünde bir öneri olarak ortaya atılmış bir enstrümandır. Uluslararası hukuk alanındaki gelişmeler ve neoliberal düzenin savaş düzeninde değişikliklerle ilişkilidir ve zorunlu askerliğe dayalı orduların ihtiyacı karşılamakta yetersiz kaldığı açıktır. Barışı sağlamaya yönelik toplumsal bir karşı çıkış olarak vicdani reddin kullanışlı bir araç olarak kalması için, özellikle kadın retçiler aracılığıyla vücuda gelen antimilitarist perspektiften ilham alarak uluslararası ve yerel hukukun, BM ya da AK gibi uluslararası kuruluşların, yani devletlerin çizdiği sınırların dışında bir vicdani ret eylemliliğinin oluşturulması elzemdir. Aksi takdirde neoliberal düzenin yeni dizaynı için araçsallaştırılmayı bir kazanım olarak görmek riskiyle karşı karşıyayız.

Mehmet Tarhan 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştır.

The post ” “Liberal” Bir Hak Olarak Vicdani Ret ” – Mehmet Tarhan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/01/09/liberal-bir-hak-olarak-vicdani-ret-mehmet-tarhan/feed/ 0