yeniyıl – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 31 Dec 2020 13:44:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/ https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/#respond Thu, 31 Dec 2020 13:43:00 +0000 https://meydan1.org/?p=68161 2020 yılının son günündeyiz. Geride bırakmak üzere olduğumuz bu yıldan, en çok akılda kalacak gündem olan Korona Krizi’nin halen ağırlığını hissetmeye devam ediyoruz. Sokağa çıkma yasakları ve benzer kısıtlama “önlemleri” toplumun önemli bir bölümünün yaşam alanlarına müdahale olarak yorumlanırken, gizlenen gerçek rakamlarla birlikte devlet iktidarının artan otoriterliğinin açık örnekleriydi. Küresel ölçekte ise kapitalizmin neden olduğu […]

The post Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

2020 yılının son günündeyiz. Geride bırakmak üzere olduğumuz bu yıldan, en çok akılda kalacak gündem olan Korona Krizi’nin halen ağırlığını hissetmeye devam ediyoruz. Sokağa çıkma yasakları ve benzer kısıtlama “önlemleri” toplumun önemli bir bölümünün yaşam alanlarına müdahale olarak yorumlanırken, gizlenen gerçek rakamlarla birlikte devlet iktidarının artan otoriterliğinin açık örnekleriydi. Küresel ölçekte ise kapitalizmin neden olduğu adaletsizlik ile devletlerin büyük oranda çöken sağlık sistemi, tüm yerküreyi saran bu salgınla daha da berraklaştı.

Korona Krizi, küresel zenginlerden 10 milyarderin servetlerini 400 milyar dolar arttırırken, yaşadığımız coğrafyada da benzer şekilde milyonerlerin serveti arttı.

Korona Krizi dışında ise, gerçekleşen depremler, Ankara’nın Suriye’deki savaşa müdahil olmasının sonuçlarından biri olan ve Mart ayı başlarında Pazarkule’de yaşanan göçmen krizi, ABD’de siyahlara yönelik polis terörü sonrası gerçekleşen “George Floyd eylemleri”, artan ekonomik kriz, Doğu Akdeniz gerilimi, Karabağ-Artsakh’taki Azerbaycan-Ermenistan Savaşı, birçoğumuz tarafından yapılan “kabus gibi bir yıldı” nitelemesini fazlasıyla hak eden 2020’nin akılda kalan başlıca gelişmelerindendi.

Ocak

  • İran Devrim Muhafızları Ordusu-Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani 3 Ocak’ta ABD tarafından Bağdat Uluslararası Havalimanı’na yapılan İHA saldırısında öldürüldü. Süleymani’nin üç gün sonra yapılan cenaze töreninde ise 50 kişi izdiham nedeniyle yaşamını yitirdi. Kasım Süleymani suikastine misilleme olarak İran Devrim Muhafızları Ordusu 8 Ocak’ta ABD’nin Irak’ın Anbar vilayetindeki Ayn el-Esad Hava Üssü’ne balistik füzelerle saldırdı. Aynı gün, bu misillemeye ABD tarafından cevap verilmesi ihtimaline karşı teyakkuzdaki İran, Kiev’e gitmek üzere Tahran’dan havalanan Ukrayna uçağını vurdu. İran’ın bu saldırısında uçakta bulunan 176  kişi yaşamını yitirdi.
  • Avustralya’da 2019’un Haziran ayında başlayan orman yangınları Ocak ayı içinde şiddetini tekrar artırdı. 1.25 milyar hayvanın yaşamını yitirdiği yangınlar Mayıs ayında kontrol altına alınabildi.
  • Munzur Üniversitesi öğrencisi, 21 yaşındaki Gülistan Doku son olarak, babası polis olan ve devlet tarafından dolaylı olarak korunan Zaynal Abarakov ile görüldükten sonra “kayboldu.” Doku’nun akibetini soran ailesi, yine devletin bazı görevlilerince belirli aralıklarla tehdit edildi, 7 Eylül’de de kolluk güçleri tarafından sürüklenerek gözaltına alındı.
  • 1 Aralık 2019’da  Çin’in Hubei bölgesinin  Vuhan kentinde ortaya çıkan ve SARS-CoV-2 olarak adlandırılan yeni tip koronavirüs vakaları Ocak ayından itibaren artmaya başladı. Virüsün yol açtığı hastalık Covid-19 olarak tanımlanırken, söz konusu virüsün yol açtığı salgın kısa sürede dünyaya yayıldı.
  • 19 Ocak’ta Libya’daki savaş nedeniyle Berlin Konferansı yapıldı. 55 maddelik plan açıklandı, ancak açıklanan maddeler arasındaki silah ambargosuna başta, 2 Ocak’ta Libya’ya asker göndermek üzere tezkere çıkaran Ankara olmak üzere uyulmadı.
  • 24 Ocak’ta Elazığ merkezli gerçekleşen ve Malatya başta olmak üzere çevre illerde de hissedilen 6.8 büyüklüğündeki depremde “resmi rakamlara göre” 41 kişi yaşamını yitirdi. Elazığ’da yaşanan depremin ardından Kızılay, hem maddi yardım talebi, hem Ensar Vakfı’na yapılan bağışa aracılık etmesi, hem de topladığı yardımları Başkentgaz adlı şirkete dolaylı yollardan aktardığı için usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ile gündeme geldi. 

Şubat

  • Van-Bahçesaray karayolunun 33’üncü kilometresinde 4-5 Şubat tarihlerinde aynı bölgeye iki farklı zamanda çığ düşmesi sonucu 42 kişi yaşamını yitirdi.
  • Pegasus adlı şirkete ait, İzmir-İstanbul seferini yapan uçak 5 Şubat’ta İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na indikten sonra pistten çıktı. Kazada üç kişi yaşamını yitirdi, 179 kişi yaralandı. Uçak kazasından sonra kazaya neden olan gelişmeleri anlatan eğitmen pilot Bahadır Altan CNN Türk’te konuştuğu sırada, devletin şirketlerle işbirliği içinde hayata geçirdiği talan projelerini eleştirdiği için yayından alındı. Ardından da Pegasus Hava Yolları tarafından işten atıldı.
  • İran’da Batı Azerbaycan eyaletinin Hoy kentinde 23 Şubat’ta meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremde, sarsıntının yaşandığı bölgede 75 kişi yaralandı. Depremin hissedildiği Van’da ise 10 kişi yaşamını yitirdi.
  • 27 Şubat günü Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı, Ankara’nın İdlip’te Soçi Mutabakatı’nı ihlal ettiğini ve cihatçı çetelerin Suriye Arap Ordusu üslerine yaptığı saldırıları desteklediği yönünde bir açıklama yaptı. Aynı gün Rus basınında TSK gözlem noktalarından Rus Hava Kuvvetleri’ne bağlı iki Su-17 ve bir Su-34 uçağına ateş açıldığı haberleri yayınlandı. Akşam saatlerinde ise İdlip’in güneyindeki TSK taburu Rus ve Suriye birlikleri tarafından vuruldu. Hava saldırısında Ankara’nın verdiği rakamlara göre 34 TSK mensubu öldürüldü. İdlip’teki TSK üssünün vurulması sonrası Twitter, YouTube, İnstagram ve Facebook erişime kapatıldı, NATO Ankara tarafından olağanüstü toplantıya çağrıldı. Gece saatlerinde de AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İdlip saldırısı sonrası Avrupa’dan destek alabilmek için, Türkiye’nin artık mültecileri tutamayacağını söyleyerek Avrupa’ya olan sınır kapılarını açtıklarını ve mültecilerin durdurulmayacağını duyurdu. Çelik’in bu açıklaması Yunanistan sınırında haftalar boyu sürecek insani bir dramı tetikledi.

Mart

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 1 Mart saat 19.42 itibarıyla Edirne’den ayrılan göçmen sayısının 100 bin 577’ye ulaştığını açıkladı. Aynı gün, 27 Şubat’taki İdlip saldırısına misilleme amacıyla TSK tarafından “Bahar Kalkanı Operasyonu” başlatıldığı duyuruldu. Ancak 5 Mart’taki Putin-Erdoğan görüşmesi sonrası varılan mutabakat ile operasyon fiilen geçersiz hale gelmiş oldu.
  • 10 Mart’ta Erdoğan’ın Brüksel’de Avrupa Birliği liderleriyle yaptığı görüşme sonrasında Edirne’deki sınıra yığılan göçmenlerin Avrupa’ya yönelik bir tehdit unsuru olarak kullanılmasından “şimdilik” vazgeçildiği belirtildi.
  • Covid-19 salgını dünyada yayılmaya devam ederken, Türkiye’deki ilk “resmi vaka” 11 Mart’ta açıklandı. Bir gün sonra ise ilköğretim ve ortaöğretimin 16 Mart’tan itibaren 1 hafta, üniversitelerin de 3 hafta süreyle tatil edildiği duyuruldu.
  • Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Covid-19, 12 Mart’ta küresel bir salgın (pandemi) olarak ilan edildi.
  • Kafe, bar, gece kulübü gibi eğlence yerlerinin 15 Mart’tan itibaren kapatılmasına karar verildi. Bu karara daha sonra büfe ve lokantalar eklendi. 17 Mart’tan itibaren müzeler, 21 Mart’tan itibaren de berber, kuaför,sauna ve güzellik salonları kapatıldı. İnsanları virüsten koruyan maske konusunda ise devlet tam bir kafa karışıklğı içindeydi. 5 Nisan’da İletişim Başkanı Fahrettin AltunePttAVM.com üzerinden kargo ile ücretsiz maske dağıtılacağını duyurdu. Bir gün sonra PTT’den, yaşanan yoğunluk nedeniyle “Sizlere daha sağlıklı hizmet sunabilmek adına, ücretsiz maske taleplerinize ilişkin başvurularınızı en kısa sürede e-Devlet Kapısı üzerinden alacağımızı bildirmek isteriz. Anlayışınız için teşekkür ederiz” duyurusu yapıldı. Aynı gün Erdoğan  para ile maske satışının kesinlikle yasak olduğunu söyledi. Maskelerin e-devlet üzerinden başvuruyla alınması kararının ardından binlerce kişi başvuru yapmalarına rağmen, kendilerine şifre gitmediği için maske temin edemedi. Devletin, Korona Krizi’nin ilk günlerinde “maske dağıtamama” şeklinde tezahür eden bu basiretsizliği krizin ilerleyen safhalarında da çeşitli veçhelerle kendini gösterdi.

Nisan

  • Daha önce 65 yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağı, 3 Nisan’da bu kez 20 yaş altına getirildi.
  • Grup Yorum üzerindeki konser yasaklarının kalkması ve tutsak grup üyelerinin serbest bırakılması amacıyla, grubun solisti Helin Bölek 3 Nisan’da, sürdürdüğü açlık eyleminin 288. gününde yaşamını yitirdi. Bölek devletin engellemelerine karşın sloganlarla toprağa verilirken, 4 Nisan’da da Yunanistan’da Anarşist Politik Örgütlenme, (Anarchist Political Organisation – A.P.O.) Helin Bölek için pankart asma eylemi gerçekleştirdi.
  • Devletin, Korona Krizi boyunca hayata geçirdiği kısıtlama uygulamalarından en tepki çekeni 10 Nisan gecesi yaşandı. O gece, yasağın başlayacağı 00:00’dan yaklaşık iki saat önce açıklanan iki günlük sokağa çıkma yasağı kararı sonrası, binlerce insan marketlere ve büfelere akın etti. Yaklaşık bir aydır uygulanan izolasyon böylece ihlal edilirken, devletin bu kararı nedeniyle vakalarda artış hızlandı. Yaşanan bu karmaşa sonrası İçişleri Bakanı Soylu’ya toplumun her kesiminden  tepkiler geldi. Soylu iki gün sonra istifa etti, ancak istifası Erdoğan tarafından kabul edilmedi.
  • Devrimci Anarşist Faaliyet’in (DAF) 21 Mart’ta “Korona Krizine Dikkat! Paylaşma ve Dayanışmayla Beraberce!” sloganıyla başlattığı kampanyaya, İspanya, Şili, Lübnan, Bulgaristan, Slovenya, Uruguay, Arjantin ve Yunanistan gibi coğrafyalardan dünya anarşistleri de katıldı.
  • Devlet iktidarının Korona Krizi’ni bahane ederek yasalaştırdığı af ile faşist çete lideri Alaattin Çakıcı 16 Nisan’da tahliye edildi.  Gazeteciler, avukatlar, MİT’e karşı “suç işleyenler” ve siyasi tutsaklar infaz düzenlemesi dışında bırakıldı.
  • 27 Nisan’da 18 yaşındaki Suriyeli tekstil işçisi Ali el Hemdan, Adana’da polis tarafından “dur” ihtarına uymadığı öne sürülerek göğsünden vurularak katledildi. Cinayetin ikinci duruşması 13 Kasım’da görülürken, avukatsız kalan Ali el Hemdan’ın ailesinin, baskı altında olduğu belirtildi.

Mayıs

  • 1 Mayıs bu yıl, Covid-19 “tedbirleri” nedeniyle ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına denk geldi. Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet Anıtı’na çiçek bırakmak isteyen DİSK üyeleri ve genel başkanı,  Beşiktaş’taki Genel Merkez binası önünde polis saldırısı sonucu gözaltına alındı.
  • 1 Mayıs öncesinde ise 29 Nisan’da, Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki İçmeler Köprüsü’nde işçi örgütleri, sendikalar ve devrimci örgütler 1 Mayıs eylemi gerçekleştirdi.
  • Açlık eylemine, 323. gününde konser başvurularının kabul edilmesi üzerine ara veren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek, 7 Mayıs’ta yaşamını yitirdi. Devlet, Gökçek’in cenazesine katılmaya gelen devrimcileri engellemek için Gazi Mahallesi’ni ablukaya aldı ve cenazeyi kaçırmak istedi. Kayseri’de cenaze polisten alınarak sloganlar ve türkülere defnedildi.
  • Ankara’nın desteklediği Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri TSK’ye ait SİHA’lar desteğiyle, Vatiyye (Al Watiyya) Hava Üssü’nü ele geçirdi. UMH Haziran’da Trablus Uluslararası Havalimanı, Tarhuna, Beni Velid’i de ele geçirip, petrol havzalarına müzahir Sirte ve Cufra’ya yönelik Zafer Yolları Harekâtı başlattı. 20 Haziran’da ise Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Sirte ve Cufra’yı “kırmızı çizgileri” ilan etti. UMH güçleri Sirte önlerinde durdu.
  • 25 Mayıs’ta ABD’de polisin George Floyd’u katletmesinin ardından Minnesota eyaletinde başlayan eylemler ülkenin dört bir yanına yayıldı. Floyd’un son sözleri olan “Nefes alamıyorum- I can’t breathe” eylemlerde en çok kullanılan slogan oldu. Kentucky eyaletinin Louisville şehrinde gerçekleşen eylemler sırasında bölge polisi ve askerin (Ulusal Muhafızlar) ateş açması sonucu David McAtee adındaki bir siyah daha yaşamını yitirdi.

ABD başkanı Donald Trump, Antifa Hareketi’ni, George Floyd’un polis tarafından katledilmesinin üzerine başlayan ve tüm ABD’ye yayılan eylemleri şiddete dönüştürmekle suçladı ve Antifa’yı terör örgütü listesine alacağını söyledi. Anarşist kolektif ve komünlerin yoğun olarak bulunduğu Seattle’da polis çatışmalarında devlet güçlerinin geri çekilmesinin ardından bölge barikatlarla çevrilerek “otonom bölge” ilan edildi. Eylemlerde sömürgecilerin heykellerinin hedef alınması başka coğrafyalardaki benzer eylemlere de ilham kaynağı oldu.

  • 2 Haziran’da, aralarında Anarşist Gençlik’in de bulunduğu Gençlik Örgütleri tarafından polis şiddetine karşı Kadıköy’de gerçekleştirilen eyleme polis saldırdı. Polis saldırısı sonucu 24 kişi gözaltına alındı.
  • İntihar ettiği söylenen Aleyna Çakır’ın , 4 Haziran’da Ümitcan Uygun tarafından şiddet gördüğü, ardından yerde baygın yattığı videoları canlı yayınla sosyal medyadan paylaşıldı. Serbest bırakılan Uygun, sosyal medyadan Aleyna Çakır cinayetine dair kendisini suçlayanları tehdit etti.
  • Eylül 2017’de Lübnanlı müzik grubu Masrou Leila’nın Kahire konserinde gökkuşağı bayrağı açtığı için tutuklanan 7 kişiden biri olan 30 yaşındaki Sarah Hegazi, 14 Haziran’da hapishanede gördüğü cinsel saldırı ve fiziksel şiddet sebebiyle yaşamına son verdi. Hegazi, ardında şu notu bıraktı: “Kardeşlerine; Hayatta kalmaya çalıştım ve başarısız oldum, beni affedin. Arkadaşlarına; Deneyim acımasızdı ve ona karşı koymak için çok zayıfım, beni affedin. Dünyaya; Çok acımasızdın, ama affediyorum.”
  • 14 Haziran’da Bingöl-Karlıova’da 5.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
  • 15-17 Haziran’da TSK, Kandil-Mahmur bölgelerine yönelik olarak Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan adında operasyonlar başlattı.

Temmuz

  • AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Sözleşmesi’ne  dair 2 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “Nasıl usulünü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır.” şeklinde ifadeler sarf etti. Kurtulmuş’un bu açıklaması sonrası kadın örgütleri tarafından aylar süren eylemler yapıldı. AKP içinde de kimi çatlaklar yol açan İstanbul Sözleşmesi’ne dair devlet iktidarı bu hamlesinde, kadınların direnişi sayesinde geri adım attı.
  • 3 Temmuz’da Sakarya’nın Hendek ilçesindeki bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 6 işçi yaşamını yitirdi.
  • Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli  Bakanlar Kurulu kararı, 10 Temmuz’da Danıştay tarafından iptal edilerek, tarihi mekan camiye çevrildi. 24 Temmuz’da 300.000’den fazla kişinin katılımıyla, Covid-19 önlemlerinin ihlal edildiği bir iktidar şovuyla yapılan açılışta, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş minbere “Ayasofya’nın fethini” simgeleyen kılıçla çıktı.
  • 12 Temmuz’da Azerbaycan-Ermenistan arasında ay sonlarına dek sürecek olan Tovuz Savaşı başladı. Çatışmaların sonlanmasının ardından, Ağustosta TSK ile Azerbaycan orduları Bakü, Nahçıvan, Gence, Kürdemir ve Yevlah’ta ortak askeri tatbikat yaptı. Tatbikat nedeniyle TSK bölgeye askeri sevkiyat yaparak, 27 Eylül’de başlayacak asıl savaşın alt yapısı oluşturuldu.
  • Cihatçı terör çetesi IŞİD tarafından, devlet desteği ve gözetiminde gerçekleştirilen Suruç Katliamı’nın 20 Temmuz’daki 5.yıl anmalarına İstanbul ve Ankara’da polis saldırdı.. Polis saldırıları sırasında DAF ve anarşist dergi Karala’dan çok sayıda devrimci gözaltına alındı.
  • Muğla’da 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in 21 Temmuz günü, yakılıp toprağa gömülmüş cesedi bulundu. Cemal Metin Avcı adlı erkek tarafından katledilen Gültekin, 16 Temmuz’dan beri kayıptı.


Ağustos

  • 4 Ağustos’ta, Lübnan’ın Beyrut kentindeki limanda yıllar önce bir gemiden el konulan ve limanda depolanan 2750 ton amonyum nitrat patladı. Patlama sonucu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi, 300.000’den fazla insan evsiz kaldı.
  • Kadın örgütleri, devlet iktidarının “İstanbul Sözleşmesi” üzerinden başlattığı yeni saldırı hamlesine karşı sokakları bırakmıyor. 5 Ağustos’ta İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere yapılan eylemlere binlerce kadın katıldı. İzmir’deki polis saldırısında 16 kadın darp edilerek gözaltına alındı.
  • Ağustos ayı başlarında Ankara ile Atina arasında başlayan Doğu Akdeniz gerilimi artıyor. Ankara’nın Meis adası açıklarında Oruç Reis gemisiyle yürüttüğü sismik araştırmalarını 27 Ağustos’a kadar uzatması üzerine, Atina da bölgede tatbikat yapmak üzere Navtex yayınladı. Ankara’nın buna cevabı ise beklendiği gibi, yeni bir Navtex yayınlayıp, 25 Ağustos’ta kendilerinin de tatbikat yapacağını duyurmak oldu. Doğu Akdeniz gerilimi ilerleyen haftalarda, Fransa ve ABD’nin de dahil olduğu bir sürece evrildi. Ankara son olarak geri adım atarak, Oruç Reis için ilan ettiği Navtex alanını Antalya Körfezi ile sınırlandırdı. Ankara, Doğu Aldeniz gerilimi sırasında, Avrasyacı generallere ait olan, komşu devletlerin deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dayalı “Mavi Vatan” doktrini ile iç politikada yeni bir milliyetçi propaganda hattı oluşturmuştu.
  • 21 Ağustos’ta Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz keşfedildiği açıklandı. Devlet iktidarının medya görünümündeki propaganda bültenleri ve çeşitli yetkililerince “müjde” olarak duyurulan rezervin akibetine dair daha sonra gündemde yer alacak bir açıklama yapılmadı.
  • Tecavüzcü katil uzman çavuş Musa Orhan tarafından cinsel şiddete maruz bırakılan ve ardından intihar girişiminde bulunan 18 yaşındaki İpek Er 18 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Tepkiler üzerine tutuklanan tecavüzcü katil Musa Orhan, daha sonra serbest bırakıldı v devletin ilgili birimleri tarafından fiili bir koruma kalkanına alındı. Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan açılan davanın ilk duruşması 16 Ekim’de Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme Musa Orhan’ın tutuklanma talebini reddetti.
  • 23 Ağustos’ta Giresun ve ilçelerinde meydana gelen sel ve heyelanda 7 kişi yaşamını yitirdi.
  • Adil yargılanma talebiyle açlık eylemi gerçekleştiren avukat Ebru Timtik 27 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Timtik’in cenazesi engellemelere rağmen Gazi Mahallesi’nde sloganlarla defnedildi.
  • Erzincan’da mısır sattığı için zabıta tarafından tezgahına el konulması nedeniyle 3 Ağustos’ta kendini yakan işportacı Yavuz Polat, tedavi gördüğü hastanede 29 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.

Eylül

  • Belarus’ta 9 Ağustos’ta yapılan seçimler sonrası başlayan sokak eylemlerinde, 6 Eylül’de polis göstericilerin Bağımsızlık Meydanı’nda toplanmasına izin vermeyince, Stella Meydanı önünden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürüyüş gerçekleştirildi. Eylemlerde onlarca kişi gözaltına alındı.
  • 6-8 Ekim 2014’te Kobané ile dayanışma eylemleri nedeniyle 6 yıl sonra operasyon gerçekleştiren devlet, 25 Eylül’de yaptığı operasyonda HDP üyesi 82 kişiyi gözaltına aldı.
  • 27 Eylül’de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar tekrar başladı. Taraflar arasında açık bir savaşa evrilen çatışmalara Ankara da, Suriye’den sevk ettiği cihatçılar ve Azerbaycan’a temin ettiği askeri destekle müdahil oldu. 44 gün süren çatışmalar sonrası, 10 Kasım’da ilan edilen ateşkes ile Ermenistan Ağdam bölgesi ve Gazah bölgesini Azerbaycan’a bırakırken, Dağlık Karabağ ve Laçin koridorunda Rus birlikleri konuşlandı.
  • Van Çatak’ta askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence edilip helikopterden atılan iki köylüden biri olan Servet Turgut 30 Eylül’de hastanede yaşamını yitirdi. Askerler tarafından gözaltına alınan diğer kişi olan Osman Şiban ise ağır yaralandığı olaydan aylar sonra yaptığı açıklamada cinayeti ayrıntıları ile anlattı.

Ekim

  • Cihatçı terör çetesi IŞİD’in devlet gözetiminde gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın, katliamın olduğu yerde yapılmak istenen 5. yıl anmasına polis saldırdı. Saldırıda anarşist Karala dergisinden 11 devrimci anarşist gözaltına alındı.
  • Soma’da çalıştıkları maden ocağının kapatılmasından sonra 8 yıldır tazminatlarını alamayan ve Ankara’ya yürüyüşe geçen Somalı maden işçileri 19 Ekim’de Ankara’da gözaltına alındı.
  • İzmir’de Kuşadası Körfezi merkezli ve Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde 117 kişi yaşamını yitirdi.

Kasım

  • ABD’de 2 Kasım günü gerçekleştirilen seçimleri, 10 Aralık’ta açıklanan resmi sonuçlara göre Demokratların adayı Joe Biden kazandı. Önceki başkan Donald Trump’ın uzun süre boyunca sonuçlarını kabul etmediği seçimler sırasında Trump yanlısı “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (Make America Great Again -MAGA) “Önce Amerika için Kadınlar” hareketleri ile ProudBoys (Gururlu Çocuklar) destekçileri Black Lives Matter-BLM yanlılarına saldırılar gerçekleşirdi.
  • Erdoğan’ın damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 8 Kasım günü akşam saatlerinde sosyal medya hesabından, imla hataları ve anlatım bozuklukları ile dolu bir metinle istifasını duyurdu. Önce “görmezden gelinen” ve devletin medya organları tarafından haberleştirilmeyen istifa, bir gün sonra “görevden af talebi” olarak yansıtıldı.
  • Korona Krizi bahane edilerek çıkarılan özel af yasasıyla salıverilen faşist çete lideri Alaattin Çakıcı sosyal medyadan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tehditler içeren bir mektup yayınladı.
  • Daha önce 5 Kasım’daki genelgeyle Korona Krizi’nde yeni “önlemler” açıklayan İçişleri Bakanlığı’nın, 18 Kasım’da yayınladığı yeni genelgeyle ikinci karantina dönemi başladı.
  • Sendikalı oldukları için işten atılan ve Gebze’den Ankara’ya yürümek isteyen metal işçilerine polis saldırdı ve 100 işçiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan işçiler için Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem gerçekleştirildi.
  • 25 Kasım’da, Covid-19 vakaları sayısında “milli menfaatler uğruna” yalan söylediğini itiraf eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sosyal medyada sert tepki gösterildi. Koca’ya tepki gösterenler arasında, gerçek rakamların açıklanmasını istediği için daha önce Devlet Bahçeli tarafından “terörist” denilere hedef gösterilen TTB de vardı.
  • 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı mücadele Günü’nde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde binlerce kadın sokaklardaydı.
  • İran’ın nükleer programının kilit ismi Mohsen Fahrizade Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldü. Suikastin, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki gizli “üçlü zirvede” kararlaştırıldığı iddia edildi.

Aralık

  • Devletin, Covid19 önlemleri adı altında ekonomik krizi “kontrol etmek” için başlattığı ikinci karantina döneminde işsiz kalan kafe,bar,restoran işçileri 4 Aralık’ta Kadıköy Süreyya Operası önünde insan zinciri eylemi gerçekleştirdi.
  • 6 Aralık’ta Batman Gercüş’te aralarında polis, jandarma, uzman çavuşun da olduğu 27 kişinin 1 çocuğa tecavüz ettiği haberleri yayınlandı. Söz konusu haberlere kısa süre sonra erişim yasağı getirildi.
  • HDP Kocaeli Milletvekili  Ömer Faruk Gergerlioğlu hapishanelerde yaşanan çıplak arama işkencesini gündeme taşıdı. AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin Euronews’ten Dilek Gül’e verdiği röportajda “Çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum” şeklinde sözler sarf edereken, Gergerlioğlu’nu Meclis’ terörize etmekle itham etti. “Türkiye’deki cezaevlerinin şartları dünya ile kıyaslanamayacak kadar iyi” iddiasında bulunan Zengin’in bu açıklamalarının ardından Gergerlioğlu hakkında soruşturma açıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Gergerlioğlu için “terörist” ithamında bulundu. Ne var ki devlet iktidarının inkar söylemleri ve tehditlerine rağmen birçok kişi sosyal medyadan, bizzat yaşadığı çıplak arama işkencesi tanıklıklarını aktardı.
  • Arjantin’de 14 yaşındaki yaşındaki Florencia Romano’nun, Pablo Ramón Arancibia isimli erkeğin cinsel saldırısına uğraması sonucu katledilmesi nedeniyle 20 Aralık’ta kadınlar adalet sarayını ateşe verdi. Kadının çığlıklarını duyan bir kişi 911’i aramış, çağrısı polis tarafından reddedilmişti. Genç kadın cinsel saldırıya direnmiş, ardından boğazı kesilmiş ve bedeni ateşe verilerek katledilmişti. Arjantin’de infial yaratan cinayet sonrası binlerce kadın, kadın cinayetlerine karşı eylemler gerçekleştirdi.
  • 29 Aralık’ta, erkekler tarafından, biri yakılarak olmak üzere üç kadın cinayeti gerçekleşti. İstanbul’un Maltepe ilçesinde Kemal Delbe isimli katil erkek, 48 yaşındaki Aylin Sözer’i üzerine yanıcı bir madde döktükten sonra ateşe verdi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde akademisyen olan Sözer yanarak yaşamını yitirdi. Malatya’da Selda Taş evli olduğu erkek, Antep’te ise Vesile Dönmez oğlu tarafından katledildi.
  • 30 Aralık’ta Yemen’in Aden şehrinde bulunan Aden Havalimanı’nda patlama gerçekleşti. İlk belirlenimlere göre en az 5 kişi yaşamını yitirirken 20 kişi de yaralandı. Yemen’de 2014’ten beri süren savaşta İran ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen güçler arasında çatışmalar yaşanıyor.

The post Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/feed/ 0
Kapitalizmin Kutlu Yılbaşısı https://meydan1.org/2020/12/30/kapitalizmin-kutlu-yilbasisi/ https://meydan1.org/2020/12/30/kapitalizmin-kutlu-yilbasisi/#respond Wed, 30 Dec 2020 17:54:40 +0000 https://meydan1.org/?p=68302 Yule’dan Noel’e. İsa’dan önce yüzyıllardır kutlanan Yule bayramı, İsa’dan sonra 300’lü yıllarda Christmas bayramına dönüşmüştür. Roma’nın pagan tanrısı Saturn’ün kutsandığı Yule Germen asıllı paganlar tarafından gerçekleştirilen bir kış bayramıdır. Kış gün dönümünde düzenlenen bayram 12 gün boyunca sürdürülen bir hediyeleşme ve eğlence zamanıydı. En uzun gecenin ardından, gündüzlerin uzamaya başladığı astronomik hareketin toplumdaki etkisi… Güneş […]

The post Kapitalizmin Kutlu Yılbaşısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Yule’dan Noel’e.

İsa’dan önce yüzyıllardır kutlanan Yule bayramı, İsa’dan sonra 300’lü yıllarda Christmas bayramına dönüşmüştür. Roma’nın pagan tanrısı Saturn’ün kutsandığı Yule Germen asıllı paganlar tarafından gerçekleştirilen bir kış bayramıdır. Kış gün dönümünde düzenlenen bayram 12 gün boyunca sürdürülen bir hediyeleşme ve eğlence zamanıydı. En uzun gecenin ardından, gündüzlerin uzamaya başladığı astronomik hareketin toplumdaki etkisi…

Güneş ve ay tutulmalarını tanrısal zanneden toplumlar gece ile gündüz arasında gerçekleşen “savaşın”  güneş (tanrısı) tarafından kazanılmasını da tanrısal olarak yorumlamışlardır. İsa’nın gelmesinden 300 sene sonrasında Bizans’ta kuvvetlenen Christian – Hıristyan yani vaftiz edilmiş insanlar İsa’nın doğumu kutlamak isterler. İlk hiristyan imparator olarak namlanan 1.Konstantin bu isteği paganların Yule’u ile birleştirir. Dördüncü yüzyıldan itibaren beraber kutlanan  bu ikili bayram git gide değişir. Yule seyrelirken Christmas,yani İsa’nın doğumu ise kutlamalarda git gide kuvvetlenmiştir.

Noel Keltçe kökenli bir kelimedir ve kendisiyle tarihte ondördüncü yüzyılda karşılaşırız. Noio ve Hel kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur. Anlamı yeni gün(eş)tir; yani yine güneş ile karşı karşıyayız. Kelt  mitolojisinde güneş tanrısı Belenus’dur.

Ve kutsal krallardan Oak yine kutsal kral Holly’e yenilmiştir. Holly güneşli günlerin sembolüdür. Bu iki kutsal kralın savaşı da Aralık ayındadır. Ayrıca yunan mitolojisinde ise güneş tanrısının adı Helios’tur.

Her şey astronomik mi?

Astronomide 21 Aralık en uzun gecedir. Paganlarda ise 22 aralık haftası güneş tanrılarının bayramıdır, hıristiyanlar için İsa bu hafta doğmuştur. İsa’nın doğum tarihi, doğumunun üzerinden 300 sene sonra Birinci İznik Konsülü’nde konuşulmuş ve kararlaştırılmıştır Christmas. İlk hıristiyan imparator Konstantin, İsa’nın doğumunu güneş tanrısı Satürn’ün Yule bayramıyla birleştirmiştir.

İsa’nın doğumundan önce yüzlerce yıldır yapılan bu bayramla Yule bayramının benzeri bir çok bayram başka başka toplumlarda kutlanmaktadır. Çünkü kutlanan tanrı değil bütün  toplumsal yaşamı etkileyen artan ışık ve azalan karanlıktır, bekletilen tohumların ekiminin ve hasatının erken habercisidir. Yaşamın bereketinin, yavaşlayan ekonomik ve sosyal yaşamın hızının artmasıdır.

Her şey astronomik.

Dünyanın yer ekseninin ekliptik düzleme 23 derece 27 dakika (23° 27′) eğik olması sebebiyle güneş ışığının gelme açısıyla ilişkili olarak Kuzey Yarımküre’de günler uzamaya, Güney Yarımküre’de ise azalmaya başlar. Tarihin güneylilerce değil de kuzeylilerce yazıldığını düşünürsek yazılan tanrıların Kuzey yarımküre tanrısı olması da kaçınılmazdır. Astronominin yanı sıra Kuzey yarımkürenin karasallığının Güney yarımküre karasallığından  fazla olması, bir coğrafya bilgisi olarak bize Kuzeyde daha çok tanrının olmasını açıklar.

Ne Christmas Ne Noel Ne Yule; Artık tüm bayramlar kapitalizmindir.

Fransızca’dan Türkçe’ye geçen Noel kelimesinin anlamı “dünya dili” İngilizce’de Christmas’dır. Bu coğrafyada ‘Noel’ yeniyıl, yılbaşı gibi kelimeleri karşılamakatadır. Ve dünyaca Nicola diye bilinen Noel Baba da Noel Baba’dır. Noel baba figürü ise ilk defa Coca Cola tarafından bir reklamda kullanılmıştır. Beyaz ve kırmızı renklerinin kullanıldığı Noel Baba figürü bu reklamla popülerleşmişti ve tün dünyada da bu renklerle kullanılır.

İsa toplumlarca, astronomiden ve coğrafyadan etkilenerek yaratılmış her tanrıyı yenmiştir. Kapitalizm ise, her tanrıyı yenen tek tanrının oğlu İsa’yı bile tüketerek bugün tanrıların 22 Aralık haftasını tüketim haftasına dönüştürmüştür.

Binlerce yıldır kutlanan bu haftadan günümüze kalabilecek tek şey ise karşılıksız sevgi ve saygının bir göstergesi olabilecek bir hediye olmalıdır. Tabi bu hediye, duygularımızla ve ellerimizle yapacağımız karşılıksız bir hediye olmalıdır.

Kapitalizm de tüm tanrılar da isteklerinin karşılanmasını ister ve en önemlisi bunların sorgusuz sualsizce kabullenilmesidir. Ve bu adaletsizliğin kendisidir. Adalet tanrılarda ve tanrılaşan sistemlerde değil, kendimizdedir.

Emircan Kunuk

The post Kapitalizmin Kutlu Yılbaşısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/30/kapitalizmin-kutlu-yilbasisi/feed/ 0
Kropotkin’in Yılbaşı Mesajı – Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2020/12/24/kropotkinin-yilbasi-mesajii/ https://meydan1.org/2020/12/24/kropotkinin-yilbasi-mesajii/#respond Thu, 24 Dec 2020 15:49:22 +0000 https://meydan1.org/?p=68007 “Christmas arifesinde, hepimiz ayakta olacağızİnsanlar uyurken gücümüzün farkına varacağızMağazalardan ürünleri kamulaştıracak, -çünkü adalet budur-Ve ihtiyacı olan herkese dağıtacağız”-Peter Kropotkin-“Yılbaşını halk için kurtarabilir miyiz?”-Strike! dergisinden Pek çoğumuzun İngilizce pratik yaparken en çok karşısına çıkan eserlerden biri olan (kısalığı ve basit diliyle başlangıç seviyesi için ideal olduğundan) A Christmas Carol (Bir Yılbaşı Şarkısı) 1843 yılında ünlü yazar […]

The post Kropotkin’in Yılbaşı Mesajı – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
“Christmas arifesinde, hepimiz ayakta olacağız
İnsanlar uyurken gücümüzün farkına varacağız
Mağazalardan ürünleri kamulaştıracak, -çünkü adalet budur-
Ve ihtiyacı olan herkese dağıtacağız”
-Peter Kropotkin-
“Yılbaşını halk için kurtarabilir miyiz?”

-Strike! dergisinden

Pek çoğumuzun İngilizce pratik yaparken en çok karşısına çıkan eserlerden biri olan (kısalığı ve basit diliyle başlangıç seviyesi için ideal olduğundan) A Christmas Carol (Bir Yılbaşı Şarkısı) 1843 yılında ünlü yazar Charles Dickens tarafından kaleme alındı. Gelmiş geçmiş en meşhur Christmas hikayelerinde başı çeken öykü Ebenezer Scrooge adlı “huysuz”, “memnuniyetsiz” yaşlı bir adamın, yılbaşından bir gün önce etrafına üşüşen hayaletlerle olan hikayesini anlatıyor.

Scrooge etrafındakiler tarafından cimri olarak görülür ve pek sevilmez. Hatta soyadı İngilizce’de cimri anlamına gelmektedir. Çevresine toplaşan üç hayalet onun geçmişinin, bugününün ve geleceğinin hayaletleridir, onu “huysuzluğunu” bırakıp “Christmas coşkusuna” katmaya çalışırlar. Ancak biraz alternatif bir okumaya yelken açarsak Scrooge’un cimrilikten çok “Christmas adaletsizliğini” ortaya koyan bir analizi olduğunu görürüz. Yeğeninin “Yeni yılınız kutlu olsun!” dileğine karşılık şöyle yanıt vermektedir:

Mutlu Noellermiş! Noelleri batsın! Cebinde paran olmadığı halde sana fatura ödeten bir gün olmasının dışında nedir ki Noel senin için? Kendini bir yıl daha yaşlanmış bulup da hayatını bir saat bile zenginleştiremediğin; hesap defterlerini dengelemeye çalışırken, giderlerinin her geçen ay arttığı gerçeğiyle yüzleştiğin bir zaman olmanın dışında? Bana kalırsa…” diye kızgınlıkla sürdürdü: “Ağzından Mutlu Noeller dileği çıkan her aptalı, kendi Noel aşında kaynatıp, kalbine saplanmış kutsal bir kazıkla gömmeli. İşte o kadar!” (1)
Mutlu olmak için yeterince yoksul olduğunu düşündüğü yeğeniyle de yetinmez Scrooge, sokakta titreyen ancak Christmas ışığıyla mutlu olmaya çalışan adama ve adaletsizliklerle özdeşleştirdiği her şeye, herkese öfkesini haykırmaktadır.

Dickens’ın Öyküleriyle Geçen Yılbaşı Arifesi

“Hücreme cılız bir ışık yayan lambayı getirdiler mi, kalemlerle divitimi elimden alıyorlardı; ben de zorunlu olarak çalışmama son veriyordum. Bundan sonrası okuma dönemiydi. Daha çok tarih kitapları okuyordum. Ama çok sayıda roman da okudum. Hatta yılbaşı arifesini tam bir okuma bayramı olarak kutladım. Yakınlarım Dickens’ın yılbaşı öykülerini yollamışlardı bana. Kimi kez gülerek, kimi kez ağlayarak tüm bayramı bu büyük romancının olağanüstü güzellikteki öykülerini okuyarak geçirdim.” – Peter Kropotkin, Bir Devrimcinin Anıları

Moskova’da yakın zamanda keşfedilen yayınlanmamış arşiv kaynakları, Kropotkin’in Christmas hakkında yazıp çizdiği bazı belgeleri ortaya koyuyor.(2) Bu bilgiyi Kropotkin’in anılarına göz atıp incelediğimizde, gerçekten de bu çok yönlü yazarın edebiyat eleştirmeni gözüyle Dickens üzerinde gözlemler yaptığını destekleyecek bazı verilere rastlamak mümkün.

Bununla da bitmiyor Kropotkin’in Christmas temasına olan ilgisi. Sözkonusu arşivlerde bir yılbaşı kartının arkasına şöyle bir not sıkıştırdığını görüyoruz. “Christmas arifesinde, hepimiz ayakta olacağız/İnsanlar uyurken gücümüzün farkına varacağız/Mağazalardan ürünleri kamulaştıracak, -çünkü adalet budur-/Ve ihtiyacı olan herkese dağıtacağız”

Peki Kropotkin neden yılbaşı üzerine düşünmüştü ve Dickens’ın eserini bu kadar önemsemişti?

Kropotkin Christmas’ın yalnızca edebiyattaki izdüşümü ya da “zenginlerin bizden çaldığı ürünleri geri almak” düşüncesini anlatabilecek iyi bir yol olarak kalmasını düşünmemiş, meseleyi bir adım öteye götürerek “Christmas ahlakının” yani başkalarına hediye verme özellikle de çocukları mutlu etme fikrinin İsa’nın doğumuyla pek de alakası olmadığını fark etmişti. Ona göre Christmas’ın antik dünyadaki anlamları ve dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmasıyla uluslararası bir olay olması Hristiyan ahlakından ayrılmasını gerektiriyordu. Bu bağlamda “kuzeydeki çalışma alanlarında” Noel babayla beraber bütün yıl çocuklara hediye paketleri hazırlamak için çalışan elfler, (ya da noel melekleri cinleri ne dersek diyelim) kapitalist üretim tüketim ilişkilerinde pek de bir mantığa oturmuyordu. Yalnızca patronların refahı için üretim yapan ve birbirine “hediye” vermekten ziyade, zenginlerin “yardımlarını” kabul eden halkın genelinde bu yılbaşı kutlamasının, Scrooge’un da dediği gibi bir saçmalıktan öteye gitmediğini görüyoruz.

Kuzeyde başka ne vardı peki? Kropotkin’in Sibirya’da gözlemlediği karşılıklı yardımlaşma ve adaletle hayatta kalan insan ve hayvan toplulukları vardı. “Hediyeleşme” ancak böyle bir anlam kazanabilirdi. Bunun sadece bir benzerlik olduğu iddia edilebilir belki ancak yalnızca Sibirya’da ya da Noel Baba efsanesinin bütünleştiği Finlandiya’da değil dünyanın her yerinde hediyeleşme çok önemliydi. Hediyeleşmenin özellikle eski toplumlardaki işlevi üzerine çalışan Marcell Mauss’un eseri başta olmak üzere bu konu hakkında yapılan çalışmalarla birlikte düşündüğümüzde aradaki ilişki net bir şekilde açığa çıkmaktadır. Antik dünyada hediyeleşmek, paylaşma ve dayanışmanın özümsenmesinde bütünleyici bir işleve sahiptir ve devletsi ilişki biçimleriyle yozlaştırılmamış halkın zihninde böyle olmaya devam etmektedir.

Kropotkin’in Mesajı Paylaşma, Dayanışma ve Adalet!

Başta anlattığımız Dickens hikayesinde Scrooge bir şeylerin farkındaydı elbette ancak o da bir patrondu. Hikayenin dönüp dolaşıp “Christmas ruhunu” hisseden Scrooge’un daha şefkatli bir insan olup fakirlere yardım etmesini sağlaması bir yanda dursun, biz biraz da yılbaşı arifesinde ortalıkta dolaşan bu hayaletlere odaklanalım. Dickens’ın hayaletleri dünyada dolaşan başka bir hayaleti yansıtıyor olabilir miydi? Kropotkin’in “İsyan Ruhu”nda bahsettiği adaletin ve özgürlüğün hayaletini…

Kropotkin, toplumsal adalet üzerine yazdığı onca çalışmasında devletlerin canlı yaşantısına müdahale ettiği her anda mülkiyeti ürettiğini ve toplumsal adaleti yok ettiğini ortaya çıkarmaya çalıştı. Her çeşit hayvan arasında, ilkelinden modernine insan toplumları arasında evrimin esas faktörü olarak karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma dürtüsünü bizlere açıkladı. Halkın kendi hakkı olan ve zenginler tarafından çalınmış olan ihtiyaçları için bu mülkiyete yöneldiğinde karşısında hiçbir gücün duramayacağını vurguladı. Kropotkin’in yılbaşı mesajı basitti, bizden çalınanları geri alalım ve karşılıklı yardımlaşmayı kuralım!

Zeynel Çuhadar


  1. Charles Dickens, Bir Noel Şarkısı, Çev. Meral Camcı, Bordo Siyah Yayınları
  2. https://www.opendemocracy.net/en/transformation/anarchist-guide-to-christmas/

The post Kropotkin’in Yılbaşı Mesajı – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/24/kropotkinin-yilbasi-mesajii/feed/ 0