yerli – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 09 Oct 2017 21:35:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Kolomb Gününü Gördü https://meydan1.org/2017/10/10/kolomb-gununu-gordu/ https://meydan1.org/2017/10/10/kolomb-gununu-gordu/#respond Mon, 09 Oct 2017 21:28:46 +0000 https://seninmedyan.org/?p=16534 ABD’de Her sene Ekim ayının ikinci Pazartesi günü  Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basışının- ve aslında  yaptığı seferlerle milyonlarca yerli halkın katledilmesinin önünü açışının- yıldönümü ABD’de Kolomb Günü olarak ”kutlanır.” Ancak  anti-faşistler bugünü herkesten daha farklı, daha anlamlı geçirirler her yıl. Kristof Kolomb ve onun temsil ettiklerini teşhir ederek.  

The post Kolomb Gününü Gördü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
ABD’de Her sene Ekim ayının ikinci Pazartesi günü  Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basışının- ve aslında  yaptığı seferlerle milyonlarca yerli halkın katledilmesinin önünü açışının- yıldönümü ABD’de Kolomb Günü olarak ”kutlanır.”

Ancak  anti-faşistler bugünü herkesten daha farklı, daha anlamlı geçirirler her yıl. Kristof Kolomb ve onun temsil ettiklerini teşhir ederek.

 

The post Kolomb Gününü Gördü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/10/kolomb-gununu-gordu/feed/ 0
Millet Değilsen Hiçbir Şeysin – Ece Uzun https://meydan1.org/2017/04/14/millet-degilsen-hicbir-seysin-ece-uzun-2/ https://meydan1.org/2017/04/14/millet-degilsen-hicbir-seysin-ece-uzun-2/#respond Fri, 14 Apr 2017 13:05:50 +0000 https://test.meydan.org/2017/04/14/millet-degilsen-hicbir-seysin-ece-uzun-2/ Devletler, egemenliği altında yaşayan insanları “vatandaş”ları olarak tanımlamaktadır. Bu vatandaşların içinden belli koşullara sahip olanlar (18 yaşını doldurmak vs.) ise “seçmen”leri oluşturur. İktidarlar ve iktidarı arzulayanlar ise bu sürede kendi seçmenlerini ideolojileri yoluyla betimler. Bu tanımlamalar da makbul vatandaşları/seçmenleri ve ötekileri oluşturur. İşte bu seçmenler, yani aslında tek tek bireylerin oluşturduğu topluluklar ideolojilere göre kimi […]

The post Millet Değilsen Hiçbir Şeysin – Ece Uzun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Devletler, egemenliği altında yaşayan insanları “vatandaş”ları olarak tanımlamaktadır. Bu vatandaşların içinden belli koşullara sahip olanlar (18 yaşını doldurmak vs.) ise “seçmen”leri oluşturur. İktidarlar ve iktidarı arzulayanlar ise bu sürede kendi seçmenlerini ideolojileri yoluyla betimler. Bu tanımlamalar da makbul vatandaşları/seçmenleri ve ötekileri oluşturur. İşte bu seçmenler, yani aslında tek tek bireylerin oluşturduğu topluluklar ideolojilere göre kimi zaman “millet”, kimi zaman “ulus”, kimi zaman “halk” olmaktadır.

Millet, ulus, halk gibi kavramlar farklı siyasi partilerin farklı anlamlar yükleyerek kullandığı kavramlar olmuşlardır. AKP ve MHP bu kavramlardan “millet”i, CHP “ulus”u, HDP “halk” kavramını kullanmayı tercih etmektedir.

Seçim çalışmalarında kullanılan söylemler ve politikalar bu kavramların üzerinden inşa edildiği için kavramların genel anlamları ve kullanıldıkları anlamlar önem kazanmaktadır.

Millet, Ulus, Halk

Millet kelimesi Arapça kökenli olup çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, ortak bir kültür ve geçmişe sahip, aynı din veya mezhepten olan insanların oluşturduğu, devlet şeklinde teşkilatlanmış topluluğu ifade eder. AKP’nin özellikle son süreçte iyice yükselttiği “millet” kavramı, tanıma paralel olarak “ümmet”e, aynı dine/mezhebe sahip olanlara ağırlık vermektedir. Kimi zaman birleştirici olmak adına kavrama geniş anlamlar yüklemeye çalışsa da AKP’nin “millet”ten kastı, yarattığı yaşam tarzına uygun olan “yerli ve milli” olan insanlardır. Türk ve Sünni olandır. “Millet” kavramını kullanan bir başka parti ise AKP ile referandumda ortaklığa giden MHP’dir. MHP bu kavramın dini yönünü koruyarak kavramı daha çok etnik köken üzerinden kurgulamıştır.

“Millet” kavramıyla aynı anlamda kullanılsa da “ulus” kavramında özellikle din vurgusu yapılmamaktadır. Fransız Devrimi’yle beraber gelişen “ulus devlet” anlayışının ve “ulusalcılık” ideolojisinin temeli olan ulus kavramı, “nation” kelimesinin karşılığıdır ve kavramın oluşturulmasındaki hakim düşünce “toplum sözleşmesi” anlayışıyla ve yurttaşlık kavramıyla ilişkili olarak yayılmıştır. Kavram, “bir coğrafyada yaşayan, aynı devletin vatandaşı olan, aynı değerlere ve kültüre sahip insan topluluğu” anlamında kullanılmıştır. Kavramda ağırlık bir etnik kökene bağlı olma anlamı yerine aynı devletin yurttaşı olmaya verilmiştir. “Ulus” kavramını kullanan CHP de kavrama aynı devlette yaşama ve devletçilik değerlerini yüklemiş, bunu da laiklik anlayışıyla geliştirmiştir.

Halk kavramı da çokça “millet” ve “ulus” kavramlarının kullanıldıkları anlamda kutuplaştırma ve tek tipleştirme amacıyla kullanılsa da; ırk gibi etnik, dil gibi kültürel, din gibi inançsal değerlerin ötesinde aynı topraklar üzerinde yaşayan ve ortak çıkarları olan insanların tamamını ifade etmektedir. Bu yönüyle devletsi bir kavram olmaktan öte coğrafi bir birlikteliğin tanımıdır.

Artan Millet Söylemi ve Kutuplaştırma

Yukarıdaki kavramların ışığında ve iktidarın yürüttüğü politikalarla birlikte düşünüldüğünde tek tipleştirme ya da kutuplaştırma amaçlarıyla günümüzde en etkin biçimde kullanılan söylemin “millet” kavramı olduğunu görmekteyiz.

Her seçim zamanı siyasetçilerin artan ötekileştirici dili ve kutuplaştırma siyaseti de tek tipleştirme amacıyla birlikte gelişmiştir. Tek tipleştirici, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dil bu seçimde de artarak devam etmektedir. Bu süreçte de bu yöntemi en keskin biçimde kullanan AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan olmaktadır. Milliyetçi söylemler ve savaş politikalarıyla birlikte asimilasyon ve tek tipleştirme politikaları da artmış, tariflenen millet kavramına girmek istemeyenler ise ötekileştirilmiş, toplum kutuplaştırılmıştır. Bununla da millet kavramına gireceklerin safları sıklaştırılmaya, netleştirilmeye çalışılmış ve referandum sürecinde kullanılanacak milliyetçi politikalar için gerekli olan düşman da yaratılmıştır.

Erdoğan geçen haftalarda Amed’de düzenlenen mitingte ağzından düşürmediği “millet” kavramıyla “Türk, Kürt, Laz, Çerkes herkesi” birleştirdiklerini iddia etse de, bir gün sonra Ankara’da “Türk Milleti” vurgusu yapmıştır. Böylece “millet”ten kastedilenin, kendi makbul seçmenlerinin kim olduğunu, kendi milletini diğer herkesten ayırmakta ve diğerlerini ötekileştirmekte olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Kısacası üstüne basa basa vurgulanan anlayış, “ya AKP ve Erdoğan milletindensindir ya da hiçbir şey!”

Ece Uzun

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 38. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post Millet Değilsen Hiçbir Şeysin – Ece Uzun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/04/14/millet-degilsen-hicbir-seysin-ece-uzun-2/feed/ 0
“Kuzey Dakota’da Boru Hattı’na HAYIR!” – Özgür Oktay https://meydan1.org/2017/01/03/kuzey-dakotada-boru-hattina-hayir-ozgur-oktay/ https://meydan1.org/2017/01/03/kuzey-dakotada-boru-hattina-hayir-ozgur-oktay/#respond Tue, 03 Jan 2017 11:58:59 +0000 https://test.meydan.org/2017/01/03/kuzey-dakotada-boru-hattina-hayir-ozgur-oktay/ 2016’nın Nisan ayında Sioux yerlilerinin, Kuzey Dakota Boru Hattı’na karşı Duran Kaya kampını kurarak başlattığı direniş, kıtanın dört bir yanından gelen yüzlerce yerli kabilesinin ve onlara katılan su savunucularının katılımıyla bugün 5000 kişiye ulaşan üç direniş kampında sürüyor. Günde yaklaşık 500.000 varil petrol taşıması planlanan boru hattı, hem halkın yaşam alanlarının yakınındaki su havzalarından, hem […]

The post “Kuzey Dakota’da Boru Hattı’na HAYIR!” – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
dakota

2016’nın Nisan ayında Sioux yerlilerinin, Kuzey Dakota Boru Hattı’na karşı Duran Kaya kampını kurarak başlattığı direniş, kıtanın dört bir yanından gelen yüzlerce yerli kabilesinin ve onlara katılan su savunucularının katılımıyla bugün 5000 kişiye ulaşan üç direniş kampında sürüyor. Günde yaklaşık 500.000 varil petrol taşıması planlanan boru hattı, hem halkın yaşam alanlarının yakınındaki su havzalarından, hem de bölgenin temel yaşam kaynağı olan Missouri Irmağı’nın altından geçiyor. Boru hattı inşaatı ve daha sonra oluşabilecek sızıntılar, suları kirleterek bölgedeki yaşama ciddi kalıcı zarar verme tehlikesini taşıyor.

Sioux yerlileri, 1851 antlaşmasından beri devletin sürekli gasp ettiği Oceti Sakowin Oyate toprakları üzerindeki mezarlıkların ve kutsal suların üzerinden geçen boru hattını durdurmak için bir yandan hukuki mücadelesini sürdürürken, kamptaki direnişçiler doğrudan eylemlerle boru hattının inşaatını duraklattı. Duran Kaya kampı, direnişin başladığı ilk aylardan beri artan polis şiddetiyle karşılaşıyor. Polis, köpeklerle, biber gazı, plastik mermi ve ses bombalarıyla saldırırken, en başından beri çıplak arama ve kafese kapatma uygulamalarını sürdürüyor ve tutuklamaları artıyor. Bunun yanı sıra bir faşistin eylemcilerin üzerine kamyon sürmesi ya da bir özel güvenlikçinin otomatik silahla kampa sızması gibi tacizler de yaşanıyor. Ekim ayının sonunda eyalet polisi ve ulusal muhafızlar ve çevre eyaletlerden gelenler dahil birçok şubeden polis, direniş kampını ve yollardaki barikatları tahliye etmek için yoğun operasyonlara başladılar. 20 Kasım’da, polisin kapattığı yoldan geçmeye çalışan eylemcilerden, -2 derece soğukta sıkılan su nedeniyle çoğu hipotermiye giren 300 kişi yaralandı, 400’den fazla kişi tutukladı.

İnşaatın asıl işvereni durumunda olan ve bölgede yetkili olan Amerikan Kara Kuvvetleri’ne bağlı Mühendislik Kolordusu (CoE), 5 Aralık tarihine kadar bölgenin tahliye edileceğini bildiren bir resmi yazı gönderdi. CoE, ABD’nin baraj, kanal ve su baskınları ile ilgili çalışmakta ve hidroelektrik santral inşaatlarının %25’ini yaptı. CoE daha önce, çoğunlukla siyahların yaşadığı New Orleans’da set inşaatı yapmış ancak Katrina Kasırgası sırasında yıkılan setler katliama neden olmuştu. Bu katliamda kötü tasarım ve standartın altında inşaat nedeniyle CoE de sorumlu tutulmuştu.

Tahliye emri üzerine 2000 kadar Vietnam ve Irak gazisi direnişçilerle dayanışmak için bölgeye geldi. Aylar süren direniş ve dayanışma sonucunda CoE, boru hattının güzergahının değiştirilmesi yönünde karar verdi. Direnişçiler kazanımı büyük kamp ateşi ve yerli danslarıyla kutlarken, Duran Kaya kabile reisi Archambault II, artık insanların Kuzey Dakota’nın sert kışını kampta geçirmek zorunda olmadıklarını, kışı aileleriyle birlikte geçirebileceklerini söyledi. Ancak direnişçilerin çoğu bir yere gitmeyeceklerini söylüyor. Bu kararın devletin oyalama taktiği olabileceğine ve Trump’ın göreve geldikten sonra bu kararı tersine çevirmeye çalışacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Kuzey Dakota direnişine #NoDAPL hashtagiyle internet üzerinden birçok destek geldiği gibi Tokyo, London, Vancouver, Calgary ve ABD’nin birçok şehrinde dayanışma eylemleri yapıldı. ABD’nin yüzyılı aşan yok etme politikalarına direnen yerli halklarına ve onlarla beraber yaşamı savunan Duran Kaya’ya selam olsun.

Mni Wiconi!

Su Hayattır!


Özgür Oktay

[email protected]

Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 35. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post “Kuzey Dakota’da Boru Hattı’na HAYIR!” – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/01/03/kuzey-dakotada-boru-hattina-hayir-ozgur-oktay/feed/ 0