Devletin ve Şirketlerin Örnek Fikri: Fikirtepe

Sayı 1, Mayıs 2012

Fikirtepe Mahallesi, bu sıralar İstanbul’da “kentsel dönüşüm” ve **“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi”*** adı altında sahnelenecek yıkım oyununun ilk gösteriminin hazırlıkları içerisinde. Gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gerek Kadıköy Belediyesi, gerek inşaat şirketleri tarafından önemi tekrar tekrar vurgulanan Fikirtepe yıkımı Başıbüyük ve Sulukule’nin ardından, İstanbul’da, gerçekleşecek en büyük yıkımlardan biri olması açısından önemli.

Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü:

Planda emsaller, etaplar halinde be”lirlenmiş. 200 metrekareye kadar olan parsellerde emsal 1.10, yükseklik 2 kat, 201 ile 600 metrekare arasında emsal 1.65, yükseklik 4 kat, 601 metrekareden yüksek yerlerde yükseklik serbest. Emsaller neden Kadıköy›e oranla yüksek tutuldu? Kadıköy›de ayrık nizam yapıların hiçbirinde bu kadar yüksek emsal yok. Ortalama 2.07›dir. Çünkü Fikirtepe›de dönüşümün sağlanabilmesi için mutlaka sıra dışı bir şeyler gerekiyordu. Yoksa özendirici olmaz.”

Peki televizyonlarda gazetelerde gördüğümüz, gerek Kadir Topbaş, gerek diğer devlet büyüklerince adından sık sık söz edilen Fikirtepe neresi?

Fikirtepe, Anadolu Yakası’ndaki en eski yerleşim bölgelerinden biri. M.Ö 4000-3000 yılları arasında bugünkü adıyla Eğitim Mahallesi’nde kurulmuş bir höyüğün çevresinde ilk yerleşim belirtileri bulunmaktadır. Bugünlerde höyük ve çevresindeki evler, sit alanı içerisinde kaldığı ve imara açılamadığı için mahallelinin başına bela oluyor. Uzun yıllar boyunca yerleşilmeyen Fikirtepe, şu an Kadıköylülerin Kurbağalı Dere olarak bildiği Hasanpaşa Haliç’ine yakın olması ile Kadıköy’ün en gözde mesire alanı olmuş, ismini ise bölgede yaşamış Fikir Baba’dan almıştır. Ardından 1950’lerde yoğun göç alarak Kadıköy Belediyesi sınırları içerisindeki tek büyük gecekondu yerleşimi olmuştur. 1975’te nüfusunun artmasıyla Devrim ve Eğitim adlı 2 mahalleye ayrılmıştır. 12 Eylül darbesinin ardından, Devrim mahallesinin adı Dumlupınar Mahallesi olarak değiştirilmiştir. Fikirtepe o yıllardan sonra milliyetçi ve muhafazakar bir bölge olarak anılmaya başlansa da, birçok etnik gruptan insanın birlikte yaşadığı bir mahalledir.

Başbakan Erdoğan: “Orada oturmak istiyorsan orada, farklı yerlerde yapılanda oturmak istiyorsan farklı yerde. Yok hiçbirini kabul etmiyorsan o zaman kamulaştıracağız, vereceğiz paranı, ’Kusura bakma’ diyeceğiz. Bunların bedelini ağır ödemek istemiyoruz. Onun için bu adımı atmak zorundayız.”

Fikirtepe halkının çoğu Özal döneminde gecekondularının tapularını satın alsa da, şu anda Merdivenköy ve Dumlupınar mahallelerinde çok sayıda tapusuz gecekondu mevcut. Ve fikirtepe halkının %30’u kiracı. Yıkıma uğrayan başka mahallelerde olduğu gibi Fikirtepe’de de kiracılar kimse tarafından muhatap alınmıyor.

Anka Yapı patronu:“200 metrekare arsası olan bir hak sahibi, 500 ila 600 metrekare arasında inşaat alabilmekte yani 5-6 daire sahibi olabilmektedir”

Fikirtepe’de, daha önce yıkım yapılan mahallelerden farklı olarak, yaklaşan yıkıma halktan henüz bir tepki gelmedi. Halkın bir kısmı evine gelen takım elbiseli adamlardan, yaklaşan yıkım haberlerinden, endişeye kapılırken, ev sahiplerinin bir kısmı da sahibi olduğu evin arazisinin değerinin kat kat artmasından memnun. Bu memnuniyetin sebebi ise 35 metrekarelik araziye sahip bir fikirtepelinin arazisini vermesinin karşılığında yeni yapılacak olan binalarda değeri oldukça yüksek 90 metrekarelik bir evi alacağının vaadi olabilir. Basit bir hesap yaparsak 100 metrekare gecekondusu olan bir fikirtepeli bir milyonluk bir servetin sahibi olacak gibi gözüküyor. Fakat rakamlar böyle yüksek olmasına rağmen hem fikirtepeliler, hem şirketler şu anki durumdan hoşnutsuzluklar. Bu hoşnusuzluklar işlerin pek de istendiği gibi gitmediğinin göstergesi. Ama yine de şirketlerin Fikirtepe’lilere verdiği “sizi mağdur etmeyeceğiz” sözü, diğer yıkım bölgelerinde olduğundan gerçeğe daha yakın.

Yıkımın mahallede mağdur edeceği Fikirtepeliler ise kiracılardır. Zira Fikirtepe’de yaşayan kiracıların kentsel dönüşüm sonrasında şu an ödedikleri kiralara yakın evler bulabilmek için Sarıgazi veya Kaynarca gibi Fikirtepe’ye oldukça uzak mahallelere taşınmaları kaçınılmazdır. Kaçınılmaz olan bu taşınma sadece kiracılar ve tapusuz gecekonular için geçerli değil, aynı zamanda tapusu olanlar içinde geçerli. Çünkü yeni yapılacak sitelerde yaşamaya alışmak oldukça zor olacaktır. Fikirtepelilerinde dediği gibi “yeni kurulacak olan Fikirtepe, Ataşehir’i bile gölgede bırakacaktır. Bunun kendilerine bir yararının olmayacağını da bilerek söylüyorlar.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:“Başta Fikirtepe Bölgesi olmak üzere risk taşıyan bütün bölgelerde dönüşümü uygulamak istiyoruz. Mevcut yasal düzenlemeler ile bu çözebiliriz. Ancak, siyasiler bunu manipüle ettiler ediyorlar… Vatandaşı tedirgin ediyorlar… Birilerine peşkeş çekecekler, sizleri başka yerlere gönderecekler’ gibi saçma söylemlerde bulunup vatandaşı etkiliyorlar. Maalesef bunda başarılı da oluyorlar…”

Fikirtepeliler şirketlerle bir kar pazarlığına girişmiş durumdalar. Şimdilik görünen şirketlerin diğer yıkım bölgelerine göre Fikirtepe’ye daha büyük bir arazi gideri ayırdığı. Televizyon ve gazetelerde yapılan haberlere göre, Fikirtepe’de halkla şirketler arasında bir müzakere süreci olduğu bliniyor. Şirketler, mahalle sakinlerine alışık olmadığımız bir “babacanlıkla” yaklaşarak, onlara evlerini yıktıktan sonra projenin inşa sürecindeki kiralarını ödeyip (750 tl olarak belirlenmiş), evlerinden ettikleri mahallelinin taşınma ücretlerini bizzat kendi ceplerinden vereceklerini söylüyorlar. Bazı ev sahipleri oturdukları adadaki (dört tarafı cadde, sokak gibi vb. gibi doğal ya da yapay sınırlarla çevrilmiş arazi) diğer evlerin de şirketlere satılması için arabuluculuk yapıyorlar. Amaç evlerinin bulunduğu adaya yapılacak olan projenin aksamaması.

Adalardaki uyumun aksamaması için uygulan yöntem şöyle: Her sokaktan 2-3 kişilik komiteler kuruluyor, irtibat büroları açılıyor, irtibat bürolarında şirketler ağırlanıp imar artışı pazarlığına girişiliyor. Pazarlıklar sonucunda şirketlerle anlaşan komiteler (arabulucular) ev ev dolaşarak komşularını ikna etmeye çalışıyorlar. “halkı fırsatçı şirketlere”, “fırsatçı emlakçılara”, “fırsatçı komşularına” karşı uyarıp; “kentsel dönüşüm” hakkında bilgilendirmeler yapıyorlar. Diğer taraftan da çeşitli kaygıları olan inşaat şirketlerini her şeyin yolunda olduğu konusunda motive etmeye çalışıyorlar.

Eğitim Mahallesi’nde 400 haneli bir adada imza çalışması yürüten komitenin halkla ANKA YAPI arasında anlaşmayı sağlamasının ardından, şirket, 9 kişilik bu komiteye kişi başı 10.000 lira arabuluculuk payı verdiğini açıkladı. Anlaşılan, Fikirtepe’de alanın, satanın memnun olduğu alışılmışın dışında bir kentsel dönüşüm süreci işliyor.

Bu memnuniyete rağmen halen şirketler Fikirtepeli ev sahiplerinin

%56,2 imar artışı almalarından rahatsızlar. Belediyelerin ve hükümetin gerekli düzenlemeleri yapmalarını istiyorlar. Devlet Fikirtepe’yi hır gür çıkarmadan, tapu sahiplerini de ikna ederek kentsel dönüşüm projesiyle anlaşmalı bir şekilde yıkmak istiyor. Fakat ev sahibi Fikirtepelilerin aksilikler çıkartarak daha fazla para kazanmak istemelerini engellemek içinse onları TOKİ’yle tehdit ediyor. TOKİ’yle tehdit etmek, çıkartılmış “Çoğunluk Yasası” ve “Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürme Yasası” nı kullanarak şirketlerle yapılan anlaşmaların iptali üzerinden Fikirtepenin TOKİ’ye devredilmesi bizzat başbakanlık tarafından yapılacağı anlamına geliyor.

Kentsel dönüşümde Fikirtepe’ye karşı bu kadar duyarlı olmasının sebebi, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Kadir Topbaş ve Kadköy Belediye başkanı Selami Öztürk’ün Fikirtepe’nin kensel dönüşümün örnek bölgesi olduğunu belirtmeleridir.

Fikirtepe’nin örnek bölge seçilmesinin en önemli nedeni ise muhafazakar, milliyetçi kültürünün, oluşturulmak istenen şenlikli yıkım görüntüsünde herhangi bir aksaklığa sebebiyet vermeyeceğindendir.

Şirketler ve başkanlar bu gerçeği televizyonlarda bağırıyorlar. Fikirtepe’de yaşanan bu şenlikli yıkım ortamı, devlet ve şirketler tarafından özenli davranılarak, korunmak isteniyor.

Yıkım süresince istenilen, herhangi bir direnişle karşı karşıya kalmadan yapılacak olan yıkımın, direniş gösteren mahallelere örnek teşkil etmesini sağlamak. Bu güne kadar da televizyonlarda yıkımdan memnun olan Fikirtepe’lilerin kurduğu komiteleri, irtibat bürolarını defalarca göstererek, mahalle kahvesinde çay içen patronları ve dozerleri alkışlayan Fikirtepelileleri göstererek bunu yapmaya başladılar.

Ukra İnşaat Patronu:“Eğer Fikirtepe’de kentsel dönüşüm başarılırsa İstanbul’da başarılır. İstanbul’a bu zaferi kazandırmak zorundayız ki insanlar bu değişime inansın ve destek versin. Ufak ayrıntılara girerek olayın asıl boyutundan uzaklaşırsak İstanbul da Fikirtepe de kaybeder.”

Devletin hedefi televizyonlarda izleyeceğimiz mahalle çatışmaları, evini yıktırmama için üstüne benzin döken babalar, feryat eden anaların görüntülerinin yanına Fikirtepe’de ortaya çıkabilecek “şenlikli yıkım görüntülerini” eklemek. Şenlikli yıkım görüntülerinin dışında kalan, kentel dönüşüme maruz kalacak Derbent, Armutlu, Ankara Dikmen Vadisi gibi yaşam alanlarının yıkımına direnen tüm mahallelileri ise terörist ilan etmenin temelleri atılmış oluyor.

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk: “Fikirtepe en kıymetli yerde bulunuyor. Kadıköy’e 5 dakika mesafede. E-5’in hemen girişinde” Fikirtepe İstanbul Talan Projesi’nin ideal bir yıkım örneği olarak planlandı, sunuldu, şimdi uygulanmaya çalışılıyor. Fakat haberler üzerine kafa yoran herkesin anlayacağı gibi, kazın ayağı öyle değil. Şirketler acımasız, devlet vicdansız. Halk ise yaşadıkları binalarla beraber bütün yaşamlarına dayatılacak böylesi bir yıkımı kolay kolay kabul etmeyecektir. Bunu, yıkımları yavaş yavaş başlamış olan Okmeydanı, Zeytinburnu, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Bağcılar, Esenler, Güngören Maltepe, ve Kartal varoşlarında göreceğiz.

Meydan Gazetesi Sayı 1, Mayıs 2012

Paylaşın