Taşatanlar Kazanır

Sayı 14, Kasım 2013

Hiç üzerinize doğru sürülen panzere ya da silahını size doğrultmuş polisin üzerine taş attınız mı? İlk defa attınız belki de… Peki, ardından neden ikincisini, üçüncüsünü, dördüncüsünü salladınız? Cevabını Taksim Gezi Direnişi’yle birlikte, yaşadığımız coğrafyanın her köşesinde verdik hepimiz; çünkü devlet saldırdıkça, elimizde tutuğumuz taşla savunuyorduk yaşamlarımızı. Her yerde yazıldı, konuşuldu “Gezi Unutulmayacak” dendi.

Unuttunuz mu yoksa? Pozantı’daki çocuklar da taş atmışlardı, bu yüzden de tutsak düşmüşlerdi. Devlet ise önce onların düşlerini çaldı, ardından onları kibrit kutusu kadar hücrelere koydu ve bedenlerini bir bir cehenneme çevirdi. Pozantı’daki tutsak çocuklar her gecenin sessizliğinde çaresizce çığlık attılar, duydunuz mu? Soğuk beton kafeslerde yankılandı “artık yeter” çığlıkları.

Yetti mi? Devletin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı peşi sıra düzenlemelerle kadın cinayetlerini durduracağız dedi, yetti mi? iki yüz yirmi altı kadın hunharca katledildi, yetmedi tecavüz, yetmedi taciz, ama yine yetmedi. On ikisinde kızları gelin ettiler, kucaklarına üç çocuk verdiler, eve kapatıp esir ettiler yine yetmedi. İşe soktular aşağıladılar, baskı kurdular, yıldırmaya çalıştılar yine yetmedi. Sığınma kamplarında fuhuşa sürüklediler, koruma yurtlarında korumasızca dövdüler, sokaklara attılar yine yetmedi. Her gece kaç kadın sokaklarda başını soğuk beton kaldırıma koydu, duydunuz mu?

Sokaklar duyurur aslında atılan her çığlığı bize, duymak istemesek de. Adalet için “meydanlar” olur ortak adresimiz. Nasıl olsa adalet yerini bulur değil mi? Tecavüzcü cezaevi müdürleri bir süreliğine görevlerinden alınır, katledilen kadınların katilleri “haksız tahrik” denilerek salıverilir, korunmasız çocuklar şiddet yüzünden intihara sürüklendiğinde ihmaller sıralanıp en güzelinden yeni yetiştirme yurtları inşa ediliverir. “Suçlular” cezasını çektiğinde ise devlet aklanır, paklanır yine dikilir karşımıza değil mi?

Devlet, beton gibidir soğuk ve serttir; yüreği betonlaşmış derler ya hani ne sevinci ne de acıyı hisseder. Adaleti de işte böyle betonlamıştır. Elimizde tuttuğumuz taş, işte bu yüzdendir. Unutmamak, unutturmamak için

Saliha Gündüz

Meydan Gazetesi Sayı 14, Kasım 2013

Paylaşın