Küresel İktidarların Dünyayı Nasıl Yönettiğini Dünya Bankası Muhbiri İfşa Ediyor

Sayı 19, Haziran 2014

Karen Hudes, Yale Hukuk Okulu’ndan mezun olmuş ve 20 yıldan fazla Dünya Bankası’nın hukuk departmanında çalışıyordu. Aslında, Dünya Bankası’nda vuku bulanları ihbar ettiği vakit, kurumun kıdemli danışmanı olarak görev alıyordu. Öyle ki küresel iktidarların dünyayı nasıl yönettiklerinin en iyi görülebileceği pozisyonda yer alıyordu ve halkla paylaştığı bilgiler çok çarpıcıydı. Hudes’un anlattıklarına göre; iktidarlar finans enstitülerinin en kritiklerini kullanılıyorlardı ve bunun sayesinde gezegeni mega-şirketlerle hükmediyorlardı.

“Amaç kontrol etmektir. Hepimizin ve tüm hükümetlerin borç batağına batmış olmasını istiyor ve tüm politikacılarımızın kendi amaçlarına hizmet eden sermayelere bağımlı olmasını arzuluyorlar. İktidarlar büyük medya şirketlerini de ele geçirdiklerinden beridir, ana akım medya asla sistemde işleyen mantıkta bir sorun olduğunu anlamamıza izin vermiyorlar…”

Unutmayın, tüm bunları dile getiren bir komplo teorisyeni değil, 20 yıldan fazladır Dünya Bankası için çalışan bir Yale mezununun dava avukatının anlattıklarıdır. Aşağıda okuyacağınız hülasanın kaynağı bizzat kendi internet adresinden alınmıştır. Karen Hudes Yale Hukuk Okulu’nda hukuk ve Amsterdam Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldı. 1980-1985 yılları arası ABD’li Eximbank’ta ve 1986-2007 yıllarında Dünya Bankası Hukuk departmanlarında görev aldı. Amerika Barosu’nun Sivil Uluslararası Hukuk Şubesi Komitesini ve Uluslararası Hukuk Derneği’ni, altında yer alan Uluslararası Amerika Şubesi Organizasyonu Sayıştayı ile Çok Yanlılık Komitesini kurdu.

Bugün Hudes, küresel iktidarların dünya düzenini bozan finansal sistemini açıklamak için çok emek veriyor. New American dergisine vermiş olduğu bir röportajında, bu iktidarlara gezegendeki tüm kaynaklara hükmedebilmeleri için nasıl bilerek izin verdiğimizi anlatıyor…

Hudes’ın anlattıklarından; ABD Merkez Bankası merkezli güç manyağı ufak bir şirketler topluluğunun nasıl tüm dünya finans sistemini yönettiklerini öğreniyoruz. Bu ağın aynı zamanda ele geçirdiği medya sayesinde tüm suçlarını nasıl örttüğüne de şahit oluyoruz. New American ile yaptığı bir başka röportajında Dünya Bankası’ndan kovulmasının nedeninin, Dünya Bankası’nda vuku bulan birden fazla problemi gün yüzüne çıkarmasının sebep olduğundan bahsediyor. Şimdi, etrafına toparladığı başka muhbirlerle, kurumun tüm yolsuzluklarını ortaya çıkarmayı hedefliyor ve bunu gerçekleştireceğinden de yeterince emin.

“Küresel Kontrol Kurumları Ağı” başlıklı Plos One dergisinde yayınlanan 2011 tarihli İsviçre çalışmalarının etkileyici makalesini anmakta fayda var. İlgili makalede Hudes’un özellikle vurguladığı konu, çoğunluğu finans enstitüleri ve merkez bankalarından oluşan bu ufak şirketler topluluğunun perde arkasından uluslararası ekonomiyi nasıl etkiledikleridir. “Tüm dünya kaynakları nasıl oluyor da bu grup tarafından yönetiliyor” diyor Hudes ve ekliyor; “güç manyakları medyayı da yönettikleri için bunu yapabiliyorlar ve bunu yapmak içinde iznimizi almış durumdalar”.

Daha önceden Hudes’un bahsettiği mevzu İsviçre Çalışmalarından bahsetmiştim. Bu çalışmalar Zürih menşeli İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nden bir takım araştırmacılar tarafından yürütülmüştü. Araştırdıkları konu dünya genelindeki 37 milyon şirket ve girişimcilerin arasındaki ilişkilerdi ve keşifleri yalnızca 147 mega-şirketten oluşan bir ‘süper-varlık’ ağının küresel ekonominin yüzde 40’ını kontrol ettikleri olmuştu.

Ekip yönetim ağının bağlarını çözmeye giriştiğinde ise küresel ekonominin yüzde 40’ını yöneten tüm bu süper-varlıkların başka bir ‘süper-varlık’ ağını oluşturan küçük bir grup tarafından yönetildiğini keşfetti. “Açıkçası tüm bu ağın yüzde 40’ını yönetebilecek ancak yüzde bir şirket varlığı söz konusu” diyor Glattfelder ki bunların birçoğu da finans enstitüsü. İlk yirmi de ise Barclays Bank, JPMorgan Chase & Co, ve The Goldman Sachs Grup yer almakta.

Fakat küresel iktidarlar yalnızca mega-şirketleri yönetmiyorlar. Hudes’ın aktardıklarına göre aynı zamanda gezegenin karşılaşabileceği hemen hemen her ülkede var olan seçilmemiş, gizli organizasyonların bu hükmü gerçekleştiriyor olduklarıdır. Dünya Bankası, IMF ve Amerikan Merkez Bankası gibi merkezi bankalar yalnızca küresel para döngüsünün yasal olarak kaynağı görünümündedirler.

Bu sistemin tepesinde Uluslararası Ödemeler Bankası bulunmaktadır. Bu banka, merkez bankalarının merkezidir ve Hudes Greg Hunter’a şöyle bir açıklamada bulunuyor; Fed ya da Uluslararası Ödemeler Bankası yok etmek için herhangi birilerini beklememize gerek yok. Bazı eyaletler çoktan para yerine altın ve gümüş, ayrıca diğer metalleri tanımaya başladılar.

Birçok insan Uluslararası Ödemeler Bankası’nı hiç duymamış olsa bile son derece önemli bir organizasyondur.

Küresel para akışını kontrol eden fakat birçok insanın duymadığı oldukça güçlü bir uluslararası organizasyondur Uluslararası Ödemeler Bankası ve tüm merkez bankalarının merkezidir. Ana binası Basel, İsviçre’dedir fakat aynı zamanda Hong Kong ve Meksiko City’de de şubeleri bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen esasen seçilmemiş, hesap vermeyen, vergi ve yasalara tabi olmayan tüm dünyanın merkez bankasıdır. Hatta Vikipedia bile şöyle tanımlamıştır; “Herhangi bir ulusal hükümete hesap vermek zorunda değildir.” II. Dünya Savaşı sırasında Uluslararası Ödemeler Bankası Nazi’ler için kara para aklamak için kullanılmıştı ama günümüzde UÖB’nin küresel finans sisteminin merkezden kontrol etmek için kullandığı bir rehberdir.

Bugün, 58 küresel merkez bankası UÖB’ye aittir ve ABD ekonomisinin gelecek yıllar boyunca herhangi bir politikacıyı uyguladığı gücün aynısına sahiptir. Her iki yılda bir dünyayı yöneten bankerler Basel’de bir başka “Küresel Ekonomi Buluşması” için bir araya gelmektedirler. Bu buluşmalarda verilen kararlar gezegendeki tüm kadın, erkek ve çocukları etkiliyor fakat hala hiçbirimiz bu duruma ses çıkarmış değiliz. Küresel Ödemeler Bankası küresel iktidarlar tarafından kurulan ve yine onların çıkarlarına hizmet eden, aynı zamanda dünya ekonomi sisteminin köşe taşı olmayı amaçlayan bir organizasyondur.

Bu sistem kazara oluşmadı. Aslında küresel iktidarlar uzun zamandır bu sistemi geliştiriyor. Bir önceki “Dünya’yı Kim Yönetiyor? Küçük Bir İktidar Grubunun Kayışları Tuttuğunun Kanıtı” isimli makalede, Georgetown Üniversitesinden tarih profesörü Carroll Quigley’nin 1966 yılında yazdığı ve iktidarların Uluslararası Ödemeler Bankası üzerine büyük planlarını anlattığı kitabından bir alıntı koymuştum.

Küresel kapitalizmin dinamiklerinin bir başka uzun vadeli niyetleri vardı; tüm ülkelerin ve akabinde dünyanın politik sistemine hükmeden bir dünya finans sistemini kontrol etmekten başka bir şey değildi bu hedefleri. Bu sistem sık sık toplanan özel toplantılar ve konferanslarda alınan gizli anlaşmalar eliyle merkezi bankaların feodal bir yapıda dünyayı hükmetmesini öngörüyordu. Bu sistemin tepesinde de, kendilerini özel şirketler olarak lanse eden dünya merkez bankalarının kontrol ettiği İsviçre’nin Basel kentinde bulunan ve özel bir banka sayılan Uluslararası Ödemeler Bankasıydı.

Ve bugün gördüklerimiz tüm bunların birebir aynısıdır.

Bizleri borç batağına saplamış ulusal hükümetlerin ve elbette bizlerin tabi olduğu “neo-feodal” yapının bir parçasıyız. Bu sistem merkez bankaları ve Uluslararası Ödemeler Bankası tarafından yönetilmektedir. Ayrıca sistematikken, dünyanın servetini ellerimizden küresel iktidarların ellerine transfer etmektedir. Fakat ne yazık ki birçok insanın bundan haberi yoktur çünkü küresel iktidarlar aynı zamanda neler gördüğümüzü, neler duyduğumuzu ve neler düşündüğümüzü de kontrol etmektedir. Bugün yalnızca, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki televizyon kanallarında yer alan haber ve programların yüzde 90’ınından fazlasını kontrol eden altı medya devi şirket vardır. Bunların tümü Karen Hudes’ın yok etmeye çalıştığı bir sinsi sistemdir.

Nuri Engin

Meydan Gazetesi Sayı 19, Haziran 2014

Paylaşın