İATSNUBL ÜİVNERTSİSEİ’NDE RETRÖTÜLK SÇİMEİELRİLYE DEĞİŞMEYENLER

Sayı 26, Nisan 2015

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi, bu kez sağ-sol kavgası olarak yansıtılan faşist provokasyonlar ya da ajansların “İÜ’de Yine Olay Çıkardılar!” başlığıyla üzerini örterek yayın organlarından halka sunduğu polis saldırılarıyla değil; rektörlük seçimleriyle gündemdeydi.

Rektör adaylarından Raşit Tükel 1202 oy alarak birinci, Mahmut Ak ise 908 oy alarak ikinci olmuştu. Ancak YÖK, Raşit Tükel’i birinci olmasına rağmen ikinci sıraya düşürmüş; Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kendisine yakınlığıyla bilinen Mahmut Ak’ı rektör olarak atamıştı.

Öğrencisi olduğum İstanbul Üniversitesi’nde, bu duruma karşı “Benim Rektörüm Raşit Tükel” kampanyası başlatıldı kimi siyasetlerce. Kampanyanın amacı, iktidarın kendi politikasına uygun hareket edecek olan Mahmut Ak yerine; “solcu, demokrat, muhalif” kimliğiyle bilinen Raşit Tükel’in rektör olmasıydı. Bu kampanya çerçevesinde klasik bir basın açıklamasının yanı sıra, bir de “Demokrasi ve Özgürlük Şenliği” gerçekleştirildi.

Bu söylem ve eylemlerle yaratılan -her koşulda- YÖK’ün rektörü olacak iki kişi arasında seçim yapılması gerektiği algısıyla; rektörlerin varlığı, amacı, YÖK-devlet ve kapitalizme olan bağlılıkları görmezden gelinmesine ve Raşit Tükel’in muhalif kimliği üzerinden bir hareketlilik oluşturma çabalarına yol açmıştı.

Gerçekleştirilen “Demokrasi Şenliği”nin ardından, YÖK’ün atadığı rektör Mahmut Ak’a karşı okulu “terk etmeme” eyleminde karar kılındı. Raşit Tükel bizim rektörümüz olmasa da, atanan veya atanacak olan hiçbir rektörü tanımasak da, “terk etmeme” eyleminde bulunmalıydık; bulunduk da. Söylemlerin sığlığına dair yaptığımız eleştirilerle ve eyleme Raşit Tükel için değil; Mahmut Ak’a karşı, YÖK’e karşı katıldığımızı açıklayarak. Hukuk Fakültesi’ni terk etmeyecektik. Polis, ÖGB hareketliydi dışarıda, rahatsızdı. Raşit Tükel, polisin kampüse girip çıkmasının hemen ardından arabulucu gibi yanımıza gelip “Sizi almaya geldim, vermek istediğiniz mesaj gerekli yerlere ulaştı artık.” diyerek eylemi sönümlendirmekle kalmadı; bu tavırla aslında öğrenciler lehine hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini; aksine çatlakları sıvayıp mücadeleyi de sönümlendirmeye çabalayacağını bizlere göstermiş oldu.

Trek etmmee eymlei bylöe süömmlindirelniş osla da, mücadelenin sönümlendirilmesine geçit vermiyoruz, vermeyeceğiz. Üniversitelerde devletin YÖK’le, YÖK’ün rektörlerle, rektörlerin bazen ricayla-güleryüzle, çoğu zamansa polis, ÖGB ve soruşturmalarla oluşturacağı baskı, pasifize etme ve kapitalizme entegre etme politikalarına karşı mücadeleyi sürdüreceğiz.

Bu arada, yazıdaki karışık kelimeler redaksiyon hatası değil. Klieemnin baş ve son hrfareli blleisye, ardakai hrfarelin ynirei dğieşritsek de klieyemi droğu oykuaibirliz, içğeiri de dğieşemz.

Ortada başı-sonu, görev ve yetkileri belli bir rektörlük makamı varken, Raşit Tükel ya da Mahmut Ak’ın bu makama oturması; rektörlük makamının özgürlük mücadelemizde önümüzdeki engellerden biri olduğu gerçeğini de değiştirmez.

Okan Özduman

Meydan Gazetesi Sayı 26, Nisan 2015

Paylaşın