Üniversitelerde Taciz Var

Sayı 30, Aralık 2015

Yaşadığımız coğrafyada kadınlar her gün şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor ve hatta katlediliyor. Yaşamlarımızı yok sayan, kadını sömüren, erkek egemen zihniyetin bir ürünü olan bu şiddet sarmalı evimizde başlayarak yaşamlarımızın birçok alanında kendini var ediyor. Sokakta yürürken, çalıştığımız iş yerlerinde, liselerde, kadın yurtlarında, üniversitelerde her an tacize maruz kalıyoruz.

Üniversitede taciz; erkek profesörler, erkek özel güvenlikler, erkek çalışanlar, erkek öğrenciler ve fırsat kollayıp her daim üniversitelerde kol gezen erkek polisler olarak karşımıza çıkıyor.

Sadece geçtiğimiz Kasım ayı içerisinde farklı farklı üniversitelerden pek çok taciz haberi geldi. İstanbul Üniversitesi’nde Emrullah Beyaz isimli özel güvenlik “bildiğimiz” sayıyla iki kadın öğrenciyi psikolojik şiddet uygulayarak taciz etmişti. Yine aynı üniversitede Edebiyat Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Murat Ali Karavelioğlu, hem kadın hem erkek öğrencileri fiziksel ve psikolojik olarak taciz etmiş; bu taciz kadın öğrenciler tarafından açığa çıkarılarak teşhir edilmişti. Ancak öğretim görevlisi bu sebepten görevinden men bile edilmezken, teşhir yapan kadın öğrencilere “Kadın kuyruk sallamazsa bir şey olmaz” denilerek rektörlük tarafından soruşturma açılmıştı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin kaldığı Cevizlibağ Kız Öğrenci Yurdu’nda da son süreçte değişik yöntemlerle gerçekleşen tacizler kadın öğrencileri çileden çıkarttı. Bu taciz, odalar dron(uçan helikopter) ile izlendiği için ana akım medyada yer bulabildi.

İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ)’nde bir erkek öğrenci kadın öğrenciyi taciz etmiş, İTÜ’de bulunan kadınlarda tacizi teşhir etmek için çeşitli yöntemlerle eylemler süreci başlatmışlardı. Fakat kadınlar tacizciyi teşhir etmek için amfileri dolaştıklarında, öğretim görevlileri tarafından kovulmuş, özel güvenlik çağırmakla tehdit edilmişti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi rektörlük tarafından kadın öğrencilere soruşturma açılmış, tacize karşı çıkan ses susturulmaya çalışılmıştı.

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bir erkek öğrencinin fiziksel tacizini teşhir eden kadın öğrenciler, Özel Güvenlik Birimleri’nin saldırısına uğradı. Anadolu Üniversitesi’nde ise tacizi teşhir eden kadınlar polisler tarafından gözaltına alındı.

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü asistanlarından biri, dört kadına cinsel taciz, saldırı, psikolojik şiddet ve mobbing uyguladı. Tacize ve mobbinge maruz kalan üç kadının geçtiğimiz Ağustos ayında dilekçe vermesiyle soruşturma başlatıldı. Kadın öğrencilerin “haksız” bulunduğu soruşturmada, “haysiyeti ve şerefine saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle, tacizci asistan kadın öğrencilerden şikayetçi oldu.

En Büyük Gücümüz Kadın Dayanışması

Taciz “yersiz iddia”, erkek “mağdur, haklı”, kadın ise “kuyruk sallayan, haksız, iftiracı” olarak gösterildi. Zaten erkek egemen zihniyetin üzerine kurulu olan ve bunun propagandasının yapıldığı üniversitelerden daha farklı bir sonuç bekleyemezdik. Kadın dayanışması her zamanki gibi en büyük gücümüz oldu. Tacizciler teşhir edildi, tacizcilerin odaları mor boyalara boyandı, “hiç bir kadın yalnız değildir” dedi bütün üniversiteli kadınlar. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde taciz, şiddet, erkek, devlet “Bizden Korksun” diyen yüzlerce üniversiteli kadın İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde buluştu. Sloganlar güçlüydü, örgütlüydü. Her bir erkeğin kulağında çınlayan sloganlar, etraftaki kadınların coşkusuna, mutluluğuna dönüştü. Yurtlardan pijamalarıyla koşarak çıkan kadınlar bu coşkuya katıldılar. Katıldılar, çünkü ruhumuz kadın ruhu ve kadınlarla olmak zorunda. Bu ruh erkek egemenliğini yok edecek, özgürlüğü yaratacak.

Didem Deniz Erbak

Meydan Gazetesi Sayı 30, Aralık 2015

Paylaşın