Anarşist Yayınlar Dizisi (7): Tarihteki Anarşist Kadın Yayınları

Sayı 32, Mart 2016

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün yaklaştığı şu günlerde; yazı dizimizin bu sayısını, anarşist kadınlar tarafından çıkarılmış yayınlara ve anarşist kadın mücadelesinin önemli isimlerinden kadınların yer aldıkları yayınlara ayırdık. Anarşist yayınlar tarihinde oldukça yer edinmiş bu yayınları, siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.

The Woman Rebel

Margaret Sanger’in 1914 yılında yayınlamaya başladığı The Women Rebel, Amerika’da kadın mücadelesinin önemli yayınlarından. Emma Goldman’ın etkisiyle verdiği kadın mücadelesinde pek çok yayın çıkarmış olan Margaret Sanger, açtığı doğum kontrol kliniğiyle de bu mücadelenin pratiğini yansıtmış kadınlardandı. Dergide ağırlıklı olarak doğum kontrolü ve devlet baskısı konularına değinilir. 20. yüzyılın işçi kadınlarının sorunlarına dair yazılara da derginin ağırlıklı konularındandı.

Aylık olarak yayınlanan The Women Rebel yalnızca sekiz sayı çıkarılmasına rağmen, devleti oldukça rahatsız etmişti. 7 sayısı gizli şekilde yayınlanan ve dağıtılan The Women Rebel’in çoğaltılması devlet tarafından engellenince, Margaret Sanger’ın tüm yayınları, 1999 yılında Margaret Sanger Paper Project (Margaret Sanger Kitap Projesi) adıyla bir internet sitesinde bir araya getirildi.

La Voz de la Mujer

1896 yılında Arjantin’de “Ne Tanrı, Ne Patron, Ne Eş” diyerek bir araya gelen kadınlar dünyanın ilk anarşist kadın örgütü La Voz de la Mujer (Kadınların Sesi)’i kurdular. Dergide Recidence Law mahlasıyla yazan Virginia Bolten ve kadın arkadaşları, aynı adla yayınladıkları dergiyi Buenos Aires’te basmaya başladıklarında, anarşizm Latin Amerika’da henüz biliniyordu. “İntikamcı Kadınlar” ve “Burjuvanın İblis Kadınları’nı Bir Çırpıda Bitirmek” gibi yazıların yayınlandığı derginin en öne çıkan konularından biri “kurumsal olarak evlilik”ti. La Voz de la Mujer’in, kadınların çıkardığı diğer yayınlara nazaran en belirgin özelliği, derginin her bir sayfasının kadınlar için yazılıyor oluşuydu. 8 sayı devam edebilen La Voz de la Mujer’in her sayısı, 1000-2000 kadar basıldı.

“Kadının özgürlüğüne kavuşması… Nedir? Bizim özgürlüğe kavuşmamız ilk olarak erkeklerin egemenliğinden kurtulmak olacak, sonra da ‘biz kadınlar’ olmak….” Anarşizmin kadının özgürleşmesi için en güzel fikir olduğunu söyleyen kadınlar, aynı zamanda, bugün yeryüzünün tüm coğrafyalarında devam eden anarşist kadın mücadelesinin meşalelerini yakanlardandır. lavozdelamujer2.jpg

Mujeres Libres

1933’te Lucia Sanchez Saornil ve Mercedes Comopasada, cinsiyetçilikle olan kavgalarını büyütürken, anarşist mücadelede içerisinde “kadın”ı da belirginleştirmek istediler ve kadının özgürlüğüne kavuşması için çalışmalar yapmaya karar verdiler. Bu karar doğrultusunda, 1935 yılında birçok kadına ve farklı kadın gruplarına mektuplar göndererek başlattıkları serüven; Mayıs 1936’da -asıl mesleği doktorluk olan ama kendini özgürlük için Barcelona’da mücadele etmeye adamış bir anarşist kadın Amparo Poch’un da yardımıyla- aylık çıkacak bir yayın olan Mujeres Libres’e dönüştü.

İspanya Devrimi süresince, faşist Franco’nun rejimine karşı mücadele eden kadınlar, içinde bulundukları kadın örgütüyle aynı ismi taşıyan Mujeres Libres’i 14 sayı boyunca çıkardılar. Aylık olarak yayımlanan bu dergi; ağırlıklı olarak işçi kadınlardan, toplumsal yaşam içerisinde kadının ezilmişliğinden söz ediyor ve kadınları özgürleşebilmeleri için mücadeleye çağırıyordu. Her sayısı binlerce basılan ve başta Barcelona olmak üzere tüm İberya’ya yayılan Mujeres Libres’in son sayısı Barcelona’da basılmıştı ve bu sayı, faşist Franco birliklerinin yoğun saldırıları nedeniyle yalnızca Barcelona’da yaygınlaştırabilmişti.

Anarşizm tarihi içerisinde ve anarşist kadınların mücadelesinde oldukça geniş yer etmiş Mujeres Libres; Lucia Sanchez, Pepita Carpena gibi kadınların yazılarıyla, kadının özgürlüğünün nasıl yaratılacağına dair pratiklerini aktardıkları oldukça değerli bir yayın olarak bugün de hatırlanmaktadır. womanrebel.jpg

Seitō

Japonya’daki kadın özgürlük mücadelesinin önde gelen isimleri olan Raichō Hiratsuka, Yasumochi Yoshiko, Mozume Kazuko, Kiuchi Teiko ve Nakano Hatsuko tarafından temelleri atılan Seitō’nun ilk sayısı, 1911 yılının Eylül ayında yayınlandı. Aynı zamanda Seitō-sha grubunun üyesi olan kadınların çıkardığı bu yayın, hızla yaygınlaştı. Bilinen edebiyatçılardan işçilere, öğrencilere kadar toplumun birçok kesiminden kadının desteğini alan Seitō’nun, binlerce kopyası basıldı. Seitō-sha üyesi olan ve kendilerini “Yeni Kadın” olarak tanımlayan bu kadınlar; cinsiyet rollerinden sıyrılmış ve özgüvene sahip özgür kadınları tanımlıyordu.

Yalnızca kadınların hazırladığı ve kadınların sorunlarını anlatan Seitō’nun ilk sayılarında edebiyat ağırlıklı yazılar yayınlanırken, sonrasında kadın özgürlük hareketine dair yazılar belirginleşmeye başladı. Kadınların köleleştirilmesini, kürtajı ve sosyal alanlardaki adaletsizlikleri temel konu başlıkları edinen dergi; kapitalizme ve devletlere yöneltilen sert eleştirilerin bulunduğu bazı yazıları gerekçe gösterilerek toplatıldı. 1916 yılının başlarında çıkan son sayısıyla birlikte dergi projesi sona erdi ama Seitō-sha üyesi kadınlar yazmaya ve eylemeye devam etti.

Mother Earth

Anarşist Yayınlar yazı dizisinin ilkinde de yer verdiğimiz Mother Earth, Amerika’nın en ünlü anarşist yayınlarından biri olmanın yanı sıra, anarşist kadın mücadelesinde de önemli bir yer tutar. Oldukça geniş bir anarşist yazar yelpazesine sahip olan dergi, 1906’dan 1917’ye yılına kadar yazılarıyla Amerika’da ve anarşist harekette geniş yankılar oluşturmuştur. Kadınların kurtuluşuna ve aile kavramına dair pek çok yazıyı barındıran derginin doğum kontrolüne dair bir yazı yayınlanan sayısı, Emma Goldman’ın aynı başlıkta yaptığı bir konuşması sonrasında evinin basılması ve gözaltına alınması sonrasında, yasaklanmıştır.

1937 yılında Aragon Kolektifleri Federasyonu’nda, İspanya Devrimi’nin kadınlarının onu oldukça etkilediği söyleyen Goldman, kadın mücadelesine dair neredeyse tüm yazılarını bu dergide yazmıştır.

Anarşist kadın mücadelesinin önemli isimlerinden Emma Goldman’ın “gözbebeği” Mother Earth, ABD’nin engellemelerine rağmen, yayınını durdurmak zorunda kaldığı 1917 yılında bile, 10.000 dağıtılmayı başarmıştır.

Meydan Gazetesi Sayı 32, Mart 2016

Paylaşın