Kullan-at Kılavuz: İşyerlerinde Kreş ve Emzirme Odaları

Sayı 37, Mart 2017

Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…

Bu topraklarda hüküm süren erkek egemen toplumda, kadına biçilen rollerin sosyal ve ekonomik görünümlerinden biri de çocuk bakımı konusudur. Toplumdaki kültürel kodlar ve ataerkil kabuller nedeniyle dünyaya gelen çocuğun bakımı kadına yüklenmiştir. Erkeğin, çocuk konusunda hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranılan bu topraklarda, hukuksal düzenlemeler de buna göre hazırlanmıştır. Bu düzenlemelerden birisi de kreş olarak bilinen ve yasada çocuk bakım yurtları olarak düzenlenen kurumlardır.

Kadının iş hayatından uzak tutulmasını amaç eden politikalar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devlet tarafından artan bir oranda sürdürülüyor. Kreş konusundaki düzenlemelerin -kadının işten çıkmak zorunda bırakılmasını engelleyici bir nitelik taşısa da- başta da belirttiğimiz üzere çocuk bakımını kadına yüklemeye, kadının sorumluluğunda bırakmaya devam ettiğini de ekleyelim.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında hazırlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”teki düzenlemeye göre yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun yani kreşin kurulması zorunludur. 100-150 arası kadın işçinin çalıştığı yerlerde ise kreş yerine emzirme odalarının kurulma zorunluluğu bulunmaktadır.

Kreş ve emzirme odası açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın çalışanların toplam sayısı dikkate alınır. Çocuk bakımının kadın sorumluluğunda olduğuna dair ön kabulün kendini gösterdiği noktalardan birisi de bu sayıya ulaşım konusundaki düzenlemedir. Bu düzenlemede kreş ve emzirme odasının kurulması için gereken kadın çalışan sayısının hesabında erkek çalışanlar arasından çocuğunun annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş olanlar da dâhil edilmektedir.

Burada kreşin kurulması bakımından önemli olan nokta, kreş kurulma ve emzirme odası düzenlenmesi yükümlülüğünün işverende olmasıdır. Bunun için işveren, çalışanlardan masraf adı altında hiçbir ücret talep edemez. Kreş ve emzirme odalarının bina, kuruluş, döşeme, araç, gereç, taşıt, beslenme gibi giderlerinin tamamı yönetmelik gereğince işverenlerce karşılanır. İşveren ayrıca denetimden de sorumludur.

Kreş, işyerine 250 metreden daha uzaksa, işveren taşıt sağlamakla da yükümlüdür.

2014 yılında meclise gelen soru önergesine verilen cevaba göre, 150 ve üstü kadın işçi çalıştıran işyeri sayısı 2014 ayı ortaları itibariyle 7 bin 204’tü. Ancak bunların yalnızca 300’ü denetlenmişti. Bu denetlemeler o tarihlerde 300 işyerinden %45’inde kreş bulunmadığını göstermiştir.

150 üstü kadın işçi bulunan işyerlerinde kreş yoksa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ait Alo 170 aranarak şikâyette bulunulabilir. İşin tehlike arz etme durumuna göre kreş ve emzirme odası bulundurmayan işverene eksikliğin giderilmediği her ay 2.205 TL (az tehlikeli), 2.700 TL (tehlikeli), 4.050 TL (çok tehlikeli) idari para cezası verilecektir.

Meydan Gazetesi Sayı 37, Mart 2017

Paylaşın