Meslek Hastalıkları(7): Bel Fıtığı

Sayı 40, Eylül 2017

Meslek hastalıklarına ayırdığımız yazı dizimizin bu sayısında, inşaat işçilerinden nakliyecilere, depo işçilerinden otobüs şoförlerine kadar çok sık rastlanan ve pek çok iş alanında karşılaşılan bir hastalığı ele alacağız: Bel Fıtığı.

Ağır yüklerin kaldırıldığı işlerde çalışmanın sonucunda oluşan bel fıtığı, tıpkı boyun fıtığı gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından meslek hastalığı olarak kabul edilmemektedir. Hatta iş yeri hekimleri tarafından çoğunlukla, doğrudan işe bağlı olmayan ama yapılan işin hastalığın gelişmesinde etkili olabileceği gerekçesiyle “işle ilgili hastalıklar”dan kabul edilmektedir. Her ne kadar bakanlık ve pek çok iş yeri hekimi tarafından meslek hastalığı olarak kabul edilmese de ezilenlerin çalışma ve yaşam koşullarının neden olduğu bel fıtığı işçilerin hastalığıdır ve bir meslek hastalığıdır.

Bel Fıtığı Nedir? Vücudumuzda Nasıl Gelişir?

İşçilerin çalışırken ağır yük taşıması ve vücutlarının duruş şekillerine göre oluşan bel fıtığı; omurlar arasındaki diskin dışarı doğru kaymasıyla bacağa doğru giden sinirlerin sıkışmasına sebep olan ağrılı durumun adıdır.

Silindir şeklinde 24 adet omurun üst üste birleşmesinden oluşan omurgamızın “Lumbar bölge” olarak isimlendirilen bel bölgesinde L1, L2, L3, L4 ve L5 şeklinde numaralandırılan 5 omur bulunur ve bunlar içeri doğru bir yaylanma oluşturacak biçimde dizilir. En alttaki L5 omuru omurgamızı “sakrum” adı verilen, her iki kalça kemiğinin ortasında yer alan üçgen biçimli kemikle birleştirir. Omurlar birbirinden “disk” denilen kıkırdaklara ayrılırlar. Omurgayı yer çekimine karşı koruyan diskler aynı zamanda atlama, çekme, itme gibi güçlü hareketlerde omurgayı korur. Fıtık ise diskin merkezindeki çekirdek dışarı doğru basınç yapmaya başladığında oluşur. Çekirdek dış halkalara basınç yapar, halkaların bir bölümü çatlar ve disk dışarı doğru kabararak fıtıklaşır. Bu duruma da bel fıtığı denir.

Bel ağrısı, bir ya da her iki bacağa da vuran ağrılar, bacaklarda ve ayaklarda uyuşmalar, hareket kısıtlılıkları, yürüme ve oturmada güçlük bel fıtığının belirtileridir. Bel fıtığı ilerlerse çabuk yorulma, idrarını tutamama, yürüyememe gibi belirtiler de eklenebilir.

Tedavi Yöntemleri

Bel fıtığının ilk aşamasında, yani; bel ve bacak ağrısının yeni oluştuğu ancak henüz uyuşma veya düşük ayak gibi nörolojik (sinirsel) belirtilerin olmadığı hastalarda; yatak istirahati (tercihen omurganın şeklini alan visko-elastik yataklar), anti-inflamatuar (iltihap/yangı giderici) etkiye sahip ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar verilir. Beli zorlayacak hareketlerden kaçınması tavsiye edilir. İleri evrelerde ise hastanın muayene, ENMG (elektro-nöromyografi) ve MR bulgularına göre tedavi planı yapılır. Ağrı çok ise ve ağızdan alınan ilaç tedavisine bir hafta içinde yanıt yoksa, ayrıca kısa seans fizik tedavi uygulamasından da fayda görmüyorsa; o bölgeye sıkışan sinirin etrafındaki ödemi çözen ve ağrıya etkili “lomber epidural enjeksiyon” ve “transforaminal enjeksiyon” gibi ilaçlar verilir. Ameliyat ise son çözüm olarak belirlense de bazen hasta ileri evrede gelmiş ve ciddi sinir basısı (boyun bölgesinden kola ve bel bölgesinden bacaklara giden sinirlerin geçtikleri yollarda herhangi bir sebeple baskıya uğraması) bulguları varsa nadiren ilk müdahale de olabilir. Bel fıtığı hastalarına ameliyat her zaman gerekmese de bazen cerrahi tedavi kararında geç kalındığında, belde kalıcı hasarlar gelişebilir.

Eğer tedavi görmüş ve “bel fıtığı” teşhisi konmuş bir işçiyseniz “işe bağlı hastalık” olarak geçen bu hastalığın çalışma koşulları ve yapılan iş sonucunda ortaya çıktığını ve bir “meslek hastalığı” olduğunu kayıtlara geçirmelisiniz.

Aylin Sal

Meydan Gazetesi Sayı 40, Eylül 2017

Paylaşın