YALINAYAK: TEK TiP iŞKENCEDiR

Sayı 40, Eylül 2017

Geçtiğimiz yıl ilan edilen OHAL ile birlikte, OHAL’in ardından yayınlanan KHK’larla hapishanelere yönelik yeni düzenlemeler getirilmişti. Bu düzenlemelerin ardından, pek çok hapishanede sürgün sevkler yaşandı. Bu sürgünler sırasında pek çok tutsak çıplak arama işkencesine maruz kaldı. Birçok hapishanede aile ve arkadaş görüşlerine kısıtlamalar getirildi. Sohbet, spor, kütüphane ve diğer sosyalleşme aktiviteleri yasaklandı. Avukat görüşmelerine kısıtlamalar getirildi, görüşmeyi kaydetme ve izleme gibi yöntemlerle tutsakların savunma haklarını engellemeye yönelik uygulamalar yaygınlaştırıldı. Tutsakların avukatlara yolladıkları evraklara el konuldu. Tüm bu yapılan “düzenlemeler” ile, tutsakların kendini savunma hakları dahi ellerinden alındı.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından, son birkaç aydır tutsaklara dayatılmak istenen yeni, ama tarihi eski bir uygulama gündeme geldi: Tek Tip Elbise.

Tek Tip Elbise Nasıl Gündeme Geldi?

Geçtiğimiz aylarda, bir 15 Temmuz sanığı, mahkemeye üzerinde “Hero” (kahraman) yazılı bir tişörtle çıktı. Bu olayı hemen ardından Erdoğan “Artık bunları mahkemeye çıkarırken Guantanamo’da olduğu gibi tek tip elbiseyle çıkaralım” dedi ve Adalet Bakanlığı hemen çalışmaları başlattı. Tek tip elbiselerin nasıl olacağı da tabi ki Erdoğan tarafından belirlenmişti. “Bu, tek tip elbise, renk olarak badem içinin koyusu bir renk olacak. İki tip olacak. Biri tulum olacak. Bir de ceket pantolon olacak. Darbeciler, tulum giyecek; diğerleri de yani diğer teröristler ceket pantolon giyecek.”

Erdoğan’ın tek tip elbiseyi gündeme taşımasının ardından, içeride devrimci tutsaklar, dışarıda tutsak aileleri, arkadaşları ve yoldaşları tek tip elbise dayatmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek birtakım eylemlikler gerçekleştirdiler. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi “Tek Tip Elbise Dayatmasına İzin Vermeyeceğiz” diyerek Galatasaray Meydanı’nda, Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde ve Gebze Hapishanesi önünde eylemler gerçekleştirdi.

Peki, Tek Tip Elbisenin Bu Coğrafyadaki Tarihi Neydi?

Tek tip elbise uygulaması deyince akıllara 12 Eylül 1980 darbesi gelir. Darbenin ardından, devrimcileri “teslim almak” adına devletin uygulamaya çalıştığı bir yöntemdir tek tip. Ancak biraz daha araştırdığımızda, tek tip elbise dayatmasının Osmanlı’ya kadar uzandığı görülür. 1902 tarihli bir tezkere ekinde, “hapishanelerin tanzim ve ıslahı, tutsakların silah tedarik edememeleri ve firarları halinde kolayca aranarak yakalanabilmeleri için tek tip elbise giydirilmesi ve bu işlemin hapishanenin ıslahı konusunda alınacak en önemli tedbir” olduğu belirtilmektedir.

1902’deki tek tip elbise girişiminin ardından, 1916 tarihinde çıkarılan Nizamname ile birlikte, tek tip elbise uygulaması resmi hale gelmiştir. Çıkarılan bu Nizamnameye göre, hakkında 6 aydan fazla hapis cezasına hüküm verilenler tek tip elbise giymek zorundadır. Ancak bir süre sonra, mali sebepler gerekçe gösterilerek tek tip elbise uygulamasına son verilir.

12 Eylül’ün ardından 1983 yılında, Cezaevleri Tüzüğünde hapishanelerdeki tüm tutsakların tek tip elbise giymelerini zorunlu hale getiren bir değişiklik yapılmış ve ağustos ayında bu uygulamayı hayata geçirmek üzere hapishanelerde tutsakların tüm eşyaları giysileri toplamaya başlamıştı. Zorla tek tip elbise giydirilmeye çalışılmış, giymeyen tutsaklar aylarca iç çamaşırlarıyla kalmış ve mahkemelere de öyle çıkmış, baskıların son bulması ve tek tip elbise uygulamasından vazgeçilmesi amacıyla günlerce süren birçok açlık grevi yapılmış, 11 Nisan 1984 tarihinde 75 gün süren ölüm orucu sonrasında 4 devrimci tutsak yaşamını yitirdikten sonra 1988 yılında tek tip elbise uygulamasından tamamen vazgeçilmişti.

Tutsakların hapishaneye girdikleri andan itibaren karşılaştıkları işkencenin devamı niteliğinde olan tek tip elbisenin yegane amacı, tutsakların iradesini teslim almaktır. Bireyin düşüncesini yok edemeyen devlet, tek tip elbiseyle iradesini yok etmeyi amaçlar. Devletin terörist ilan ederek hapishanelere kapattığı devrimciler, bu coğrafyada tek tip elbise dayatmasına karşılık hep direnmişlerdir. Devrimci tutsakların bundan sonra da yapacağı, daha önce olduğu gibi direnmek olacaktır.

Abdülmelik Yalçın

Meydan Gazetesi Sayı 40, Eylül 2017

Paylaşın