Faşizmin Update’i

Sayı 45, Nisan 2018

Yirmi yıldır kendisini muhafazakar kesimin temsilcisi ilan eden cumhurbaşkanı, “yerli ve milli”yi diline pelesenk edip ülkücü cenahla özdeşleşen bozkurt işaretini yapmakta beis görmüyor. Yüz yıldır ulusalcılığın temsilcisi olan kesimde milliyetçilik dozu yükseliyor. Daha keskin ulusalcı bir kesim, yeni kurulan başka bir milliyetçi partiye yakınlaşıyor. Bu yeni milliyetçi partinin başkanıysa (bir dönemin asenası olmasına rağmen) radikal milliyetçilikten merkez sağa kayan söylemleriyle dikkat çekiyor. Elli yıllık milli görüş geleneğinin güncel temsilcisi, ‘gaza gelip’ sol yumruğunu kaldırıyor coşkuyla.

Bunlar yaşanırken “milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde…” klişesi, saydığımız bütün bu kesimlerin amentüsü olmayı sürdürüyor…

Bu gelişmeler, Erdoğan’ın “2019 seçiminin yerli ve milli olanlarla, ipi başka mahfillerin elinde bulunanlar arasında geçeceği açıktır. Bahçeli’yi davet ettim.” sözleriyle halka duyurduğu, “cumhur ittifakı”nın, birkaç partinin ya da kesimin 24 Haziran 2018’de gerçekleşecek başkanlık seçimlerinde kazanmak için kurduğu yeni bir ittifak olmasının yanında, başka değişikliklerin de habercisi olabileceğini gösteriyor.

Erdoğan’ın 10 bin AKP’li genci Taksim’e çıkarma tehdidine karşılık Bahçeli’nin bin bozkurtla onu Kasımpaşa’ya kovalayacağını söylemesinin, yine Erdoğan’ın “Sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Ben eşref-i mahlûk olan insanla dolaşıyorum.” sataşmasını Bahçeli’nin “Ben bir bozkurt olarak elbette bozkurtlarla dolaşıyorum. Ama senin etrafında eşref-i mahlûk olarak gördüklerin aslında esfel-i safilindir (sefillerin en sefili). Sen onları iyi bilirsin, emir aldıkların da esfel-i safilindir.” sözleriyle yanıtlamasının üzerinden, bu polemiği unutabileceğimiz kadar zaman geçmedi. Peki şimdi ne oldu da Erdoğan bozkurt işareti yapar hale geldi?

Köprülerin altından çok su aktı. Yaşadığımız coğrafyadaki faşizm* de, ne on yıl öncesine, ne kırk yıl öncesine, ne de daha öncesine benziyor.

Otoritelerin Baltası Olarak Faşizm

*Faşizm kelimesi, Fransızca fascisme veya İtalyanca “İtalya’da Mussolini tarafından kurulan siyasi hareket” anlamdaki fascismo’dan alıntıdır. Bu ise İtalyanca’daki fascio’dan, “demet, sıkıca birbirine bağlı grup, çete”den gelir. Daha da geriye bakacak olursak Latince’de “eski Roma’da otorite simgesi olarak taşınan çubuk demetine sarılı balta” anlamındaki fascis kelimesinden gelmiştir.

Umberto Eco’nun sözleriyle: “Hala İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Avrupa’ya egemen olan totaliter hükümetleri düşünüyorsak, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Değişik tarihsel koşullarda, aynı biçimde ortaya çıkmaları zordur…” Ancak günümüzde faşizmin esas niteliğinden ya da özünden bahsedenler hala İtalya ve Almanya’dan başlar incelemeye.

Mussolini ve Hitler’in uğradıkları bozgunun, bunların farklı coğrafyalardaki taklitçilerinin şaşkınlığının ardından 70 yıldan fazla zaman geçse dahi bu iki örnek, faşizmin karakteristik özelliklerini, adeta “klasik” biçimini irdelemek, ardındaki düşünme ve hissetme tarzını, kültürel alışkanlıkları, anlaşılmayan kısımları anlamak açısından hala önem taşısa da, “güncel faşizmi”, getirilen update’leri idrak edebilmek açısından yeterli değildir.

Güncel Faşizmi Anlamak

70’lerde kendilerine “faşist” diyenler karşısında ülkücü cenahın tepkilerinden biri şuydu: “Faşizm, İtalyan milliyetçiliğidir; biz Türk milliyetçisiyiz.” Bugün çoğunluk tarafından geleneksel sağın farklı bir biçimi olarak görülen, ancak faşizm denilmeden açıklanamayacak güncel bir siyasal hareketten bahsediyoruz ve faşizm popülist bir ideolojidir. Bunun için de sıklıkla update’lere ihtiyaç duyar.

Geçtiğimiz süreçte demokrasi savunucusu ve milliyetçilik karşıtı söylemlerden liberal değerlerin sahiplenilmesine, “Kürdistan” kelimesinin kullanımından açılım ve çözüm süreçlerine, hatta kemalizme kadar sayabileceğimiz örnekleriyle bambaşka hatlar izleyen siyasi iktidarın, bugün de yine pragmatik bir yaklaşımla, içinde bulunulan dönemde faşizm için kullanışlı gördüğü hamleyi yapması kimilerini neden şaşırtıyor, anlaşılamıyor.

2019’da olacağı söylenmişken birdenbire “erken seçim” açıklamalarıyla 24 Haziran 2018 kadar yakın bir tarihe çekilen başkanlık seçimleri arifesinde, bugünün popülist sağının genişleme eğilimi izlediğini açıkça söyleyebiliriz. Daha dün rabialarla yükselttiği enternasyonalist muhafazakarlık söylemlerine, bugün bozkurtlarla yükselttiği milliyetçi söylemleri de eklemesi, faşizmin son update’inin ereğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Mercan Doğan

Meydan Gazetesi Sayı 45, Nisan 2018

Paylaşın