Hapishane Grevleri Kapitalizmin Gerçek Yüzünü Gösterdi*

Sayı 47, Kasım 2018

Bir yıl önce ABD tarihinin en büyük hapishane grevi gerçekleşti. 12 eyalet ve 29 hapishanede 24.000'den fazla tutsak istismarı ve insanlık dışı koşulları protesto etti. Eylem, 46 yıl önce Attica Hapishanesi’ndeki tutsakların daha iyi yaşam koşulları ve siyasi hak talepleriyle ayaklanmasının yıldönümüne denk getirildi.

Bir yıl sonra şimdi, ABD’de ve Kanada’da ikinci haftasına girmiş olan bir büyük grev daha yayılmaya başladı. Grev 21 Ağustos'ta başladı ve grevin toplam 19 gün sürmesi bekleniyordu. Ana akım medya tarafından sansürlendiği için grevin ilerlemesi hakkında güvenilir bilgi vermek zor. Ancak 8 eyaletten gelen raporlar yayınlanmış.

Geçtiğimiz üç hafta içerisinde, Mississippi’de 10 tutsak kendi hücrelerinde ölü bulunmuş ve ölüm nedenlerine dair hiçbir bilgi paylaşılmamıştır.

Hapishanelerinin Doldurulması

2016 yılında 2.29 milyon insan, ABD hapishanelerindeydi. Bu rakam, dünyadaki en büyük hapsetme oranlarından biridir. Tutsakların büyük bir çoğunluğunu işçi sınıfı, siyahlar ve İspanyollar oluşturmaktadır. Virginia ve Oklahoma gibi iki eyalette, her 15 siyahtan biri hapishaneye atılmıştır.

Tutsaklara saat başı bir doların altında ödeme yapan Federal Cezaevi Endüstrileri (UNICOR), 2016 yılında 500 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi.

Sevdiğiniz Markalar

Hapishane emeği milyar dolarlık bir sektördür ve bu köle emeğinden faydalananlar en çok bilinen bazı markalardan oluşmaktadır. Yüzlerce şirket bu emeği sömürmektedir. Federal Hapishane Endüstrisi ayrıca tüm askeri kaskların, savaş malzemelerinin ve diğer ekipmanların %100’ünü üretmektedir.

Hapishane çalışanları, ekipman montaj hizmetleri için tüm pazarın %98’ini tedarik etmektedir. Boya ve boya fırçalarının %93’ü; soba takımının %92’si; vücut zırhının %46’sı; ev aletlerinin %36’sı; kulaklıkların/mikrofonların/hoparlörlerin %30’u; ve mobilyaların %21’i, uçak parçaları, tıbbi malzeme ve daha fazlası burada üretilmektedir. Hapishanede çalışanlar bu kadar büyük miktarlarda artı değer üretirken günde sadece 90 sent ile 4 dolar arasında bir ücret alıyor. Mevcut federal asgari ücret saatte 7,25 dolar, yani hapis cezası asgari ücretin 1/15’i ile 1/65’i arasında ödeniyor. Aşağıda, bu sömürüden yararlanan en büyük ABD şirketlerinden bazıları bulunmakta:

UNICOR, 83 fabrikayı ve 12 binden fazla hapishane işçisini yönetmekte. Bu işçiler, çağrı merkezinde veya askeri vücut zırhı gibi ürünlerin üretiminde saatte 23 cent kadar az bir ücretle çalışmaktadır. 2013 yılında federal tutsaklar 100 milyon dolar değerinde askeri üniforma yaptılar. UNICOR aynı zamanda geçmişte, savunma müteahhitleri Raytheon ve Lockheed Martin için patriot füze parçalarını üretmiş, Boeing ve General Dynamics gibi firmalar için de üretim yapmıştı.

2011’den beri, Whole Food da hapishaneden yararlanmakta. 2016 yılında Amazon tarafından satın alınan bu şirket, Haystack Mountain Goat Dairy ve Quixotic Farming’den balık satın almak için ucuz hapishane emeği kullanan iki özel satıcıdan süt ve sürü keçi üretmektedir.

ABD’deki en büyük perakende şirketlerinden biri olan Walmart da, üretim amacıyla tutsakları kullanıyor. Şirket, ürünlerin yeniden satılabilmesi amacıyla UPC barkodları temizlemek için tutsakları “işe alıyor”. Aynı zamanda kadın tutsakların kötü çalışma koşulları, yetersiz tıbbi bakım ve çok düşük maaşla karşı karşıya olduğu çiftliklerden ürün satın alıyor. Starbucks da maliyetleri düşürmek için hapishane emeği kullanıyor. Starbucks’ın taşeron firması Signature Packaging Solutions, Washington eyalet tutsaklarını tatil günlerine özel üretilen kahvelerini paketlemek için kiralıyor.

McDonald’s da aynı şekilde, dondurulmuş gıdalar üretmek ve köftesi için sığır eti işlemek için hapishane emeğini kullanıyor. McDonald’s restoranlarında hamburgerleri ve patates kızartmasını hazırlayan, minimum ücret karşılığında çalışan işçiler, hapishane işçilerinin ürettiği üniformaları giyiyor. Tutsaklar, McDonald’s için ekmek, süt ve tavuk ürünlerini de işliyor. McDonalds’ın rakibi Wendy’ninde masraflarını azaltmak için hapishane emeğine bağlı olduğu tespit edildi..

Sprint isimli telekom şirketi, çağrı merkezlerinde telekomünikasyon hizmetleri sağlamak için tutsakları kullanıyor ve başka bir telekom şirketi olan Verizon da aynı şeyi yapıyor. Amerikan Havayolları ve araba kiralama şirketi Avis de, tutsakları rezervasyon almaları için kullanmakta.

Victoria’s Secret da üretim maliyetlerini azaltmak için hapishane emeğini kullanıyor. Güney Carolina’da kadın tutsaklar, dikiş yapmaları için kullanıldı. Hapishane işçilerinin “made in” etiketlerinin yerine “Made in USA” etiketleri yerleştirmek için çalıştırıldığı da bildiriliyor! Kmart ve J.C. Penney de, Tennessee hapishanelerinde tutuklular tarafından dikilen kot pantolon larısatıyorlar.

ABD kamuoyunun sahip olduğu emekli maaşı ve diğer yatırımların bir kısmı, Fidelity Investments tarafından hapishane emeği veya hapishane sanayi kompleksiyle sağlanmaktadır. Yatırım şirketi, tutsakların kullanımını yetkilendiren ve artıran yasalar oluşturan Amerikan Yasama Konseyi’ne (ALEC) kaynak sağlamaktadır.

Amerika’yı Yeniden “Harika” Yapalım (Trump’ın Seçim Sloganı)

Amerika’yı yeniden harika yapalım gayesinin bir yolu, ABD’deki ücretlerin baskılanmasını sağlamaktı. Hapishane emeği, ucuz emek ve çalışan adına geçmişe oranla çok daha önemli bir kaynak haline geldi. Tutsaklar yalnızca ucuz işçi değil, aynı zamanda kontrol edilmesi kolay çalışanlar. İşverenler tutsakların sağlık masraflarını karşılamak ya da onlara sigorta yapmak zorunda değil. Ücretli işten çıkarma, ailevi sorunlar ve maaş zamları gibi durumlar hakkında endişe duymaları da gerekmiyor. Hapishane emeği aslında teoride Stalin’in emek kamplarından (gulaglar) çok da farklı işlemiyor.

Fakat ABD ve dünya işgücünün artan sömürüsünün altında yatan gerçek, kâr oranının düşme eğilimidir. 2008’deki mali çöküş, kâr oranındaki düşüşün dolaylı bir ürünüdür, çünkü firmalar üretimde yatırımı azaltmaktadır. Bunun yerine spekülasyona yatırım yapılmaktadır. Ve mali çöküşün üzerinden on yıl geçmiş olmasına rağmen, evrensel kapitalist sistem 250 trilyon dolar çöküştedir.

ABD ve dünya işçi sınıfının günlük sömürüden ve aynı zamanda hapishane fabrikalarından kurtulmasının tek yolu ücretli emeğe, emtia üretimine ve değer yasasına son vermektir. Yalnızca kendi kârlarını önemsedikleri bu çürümüş sistemi değiştirebiliriz. Kapitalizmin tarihe gömülmek üzere olduğunu fark edelim ve ücret sistemini de devirelim!

*Bu yazı libcom.org sitesinden alınmıştır. Yazının tam metnine meydangazetesi.org'dan ulaşabilirsiniz.

Çeviri: Mulungu Kitap Kolektifi

Meydan Gazetesi Sayı 47, Kasım 2018

Paylaşın