Papaz Kaçtı

Sayı 47, Kasım 2018

Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 Kasım’daki ara seçimlerde senatonun üçte biri, temsilciler meclisinin ise tamamı değişecek. İki kanatta da Trump’ın partisi olan Cumhuriyetçiler çoğunluğa sahip olsa da, senatoda Demokratlara karşı bu oran yüzde 51’e 49 gibi kritik bir durumda. Bu yüzden ara seçimlerle ilgili birçok senaryo konuşulmakta. Değişim ne getirebilir?

Senatoda çoğunluğun Cumhuriyetçilerden Demokratlara geçmesi demek Trump’ın yüksek devlet görevlileri ve federal yargıçlar gibi çok kritik öneme sahip atamaları istediği gibi yapamaması anlamına geliyor. Temsilciler Meclisi ise kanun yapma süreçlerindeki rolüyle daha çok ön plana çıkarken en çok gündeme gelen bir diğer özelliği Başkanın azline giden yolu açabilmesi. Başkan hakkında bir yargılamaya yol açacak suçlamaları yapmak yalnız Temsilciler Meclisi’nin yetkisinde. ABD tarihinde bir Başkanın azledildiği hiç görülmese de Başkan seçildiği günden beri bu ihtimal, Trump’ın başında demoklesin kılıcı gibi sallanıyor.

Ve 2020 Başkanlık Seçimleri yaklaşıyor. Ara seçimlerin sonuçlarının başkanlık seçimini doğrudan etkilemesi ihtimali oldukça yüksek. Bu nedenle Trump’ın yönetimine nefret kusanlar için ara seçimler oldukça önemli. Trump da bunun bilincinde olduğu için iç politikaya yönelik olarak çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu çalışmalarda da TC Devleti başrolü oynadı ve bu nedenle ara seçimlere kadar ismi bir süre daha geçecek.

Uzun süre gündemi meşgul eden ve serbest bırakılması için ABD’nin TC Devleti’ne ve İçişleri ile Adalet Bakanı’na yaptırımlar uyguladığı Andrew Brunson’dan bahsediyoruz. Yani Erdoğan ve yandaşlarının kontrolündeki medyaya göre sırasıyla Ajan Brunson, Papaz Brunson ve son olarak Andrew Brunson.

Brunson, Ekim 2016’da gözaltına alınmış ve Aralık 2016’da da “FETÖ” üyesi olma suçlamasıyla tutuklanmıştı. Brunson’a hem Fethullah Gülen Cemaati hem de PKK adına suç işlediği isnat edildi. Dava dosyasında özellikle gizli tanıkların iddiaları ana akım medyada günlerce haber yapıldı. Hatta gizli tanıklarla muhabirler röportaj dahi yaptı ve tanıklar haber bültenlerinde gösterildi. ABD ile TC arasında çeşitli pazarlıkların konusu olan Brunson’ın tutukluluğu ev hapsine çevrilince iki devlet arasındaki gerilim de iyice artarak yaptırımların nedenini oluşturdu.

Her ne kadar yüksek perdeden aksini iddia etse de TC Devleti, ABD’nin baskısına fazla dayanamadı. Karar duruşmasında ne hikmetse gizli tanıklar ifadelerini değiştirerek mahkeme heyetinin kendilerini yanlış anladığını iddia etti. Sonuç olarak Brunson “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yurt dışına çıkış yasağı kaldırılan Brunson, aynı gün duruşmadan önce tutulmuş olan özel uçakla ABD’ye gitti. Evine dahi gitmeden Beyaz Saray’da kameraların önüne alındı. Trump’a çalışmaları için teşekkürleri sunuldu. Açıklamalardan sonra Trump, “esprili bir dille” Brunson’ın eşine “Oyunuzu kime verdiniz?” diye sordu.

Brunson’ın iadesiyle birlikte TC hakkındaki yaptırımların kaldırılması bekleniyor; ama ABD’deki ara seçimlerden sonra. Brunson’ın hakkındaki suçlamalar nedeniyle değil inancını yayma konusundaki çalışmalarından dolayı neredeyse 2 yıla yakın bir zaman tutuklu kaldığı yönünde bir algı hakim. Brunson, evanjelik bir Papaz. Yani koyu dindar olarak biliniyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in de evanjelik olduğu göz önüne alındığında Trump’ın koyu dindarların oylarına verdiği önem iyice ortaya çıkıyor. Pence’in, evanjelik Papaz Brunson’ın serbest bırakılmasını, “Trump’ın güçlü liderliği ve milyonlarca Amerikalının sarsılmaz duaları sayesinde bu masum inanç adamı kısa zamanda evde olacak” diyerek kutlaması da bunu doğruluyor. Ayrıca Trump’ın böyle bir kişiyi TC’nin elinden kurtardığı yönündeki reklam kampanyası devam ediyor. TC geç de olsa rahibi bırakmasıyla ara seçimlere çok yakın bir zaman kala reklam kampanyasına dahil olduğu için ödülünü alacaktır.

Ancak ABD’nin elçiliklerinde görev yapan bazı kişilerin hala tutuklu oluşu, Rusya’dan alınacak olan füzeler yani S-400 krizi, İran’a uygulanacak yaptırımlardan doğalgaz kısmına TC’nin katılmakta isteksiz oluşu, Rojava’daki anlaşmazlık, Gülen’in iadesi, Halkbank hakkındaki soruşturmaların devam etmesi gibi iki devlet arasındaki sorunların ara seçimle giderilemeyeceğini görmek gerekir. Ayrıca bu krizlerin iç politika hesaplarında kullanılmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.

Gökhan Soysal

Meydan Gazetesi Sayı 47, Kasım 2018

Paylaşın