Çocuklarla Sinema: iStopmotion

Sayı 50, Haziran 2019

“Betonu Kırmak Toprakla Buluşmak” temasıyla düzenlenen Kadıköy Çevre Festivali’nde yer alan standlardan birisi de İstanbul Sinema Topluluğu (istopmotion) idi. Bu standda çocuklarla “stop motion” atölyeleri düzenleniyordu ama daha da önemlisi, atölye katılımcısı çocuklar kameralarıyla kayıttaydı ve mikrofonlarını ziyaretçilere uzatarak şu soruya yanıt arıyorlardı: “Dünyada hiç yeşil olmasaydı ne olurdu?” Festivale katılanların büyük ilgisiyle karşılaşan çocuklar, gün boyunca yaptıkları kayıtlardan oluşan bir filmi tamamlayarak sosyal medyada paylaştılar.

Festival sonrası istopmotion atölyesinden (aynı zamanda gazetemiz yazarlarından olan) Gürşat Özdamar ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Meydan Gazetesi: Merhaba. Söze, çocuklarla sinema atölyeleri yürüttüğünüz istopmotion’dan başlayalım isterseniz. Nasıl bir oluşum istopmotion?

İstopmotion isminden başlamak isterim. İsim sinemanın başlangıcından beri var olan stop motion tekniği ile istop isimli oyunu bir araya getiren sözcüklerden oluşmuş bir isim. Amacımız, sinemayı yeni kuşaklara ve özellikle çocuklara tanıtmak, sevdirmek ve onların da kendi filmlerini oluşturmalarına olanak sağlamak ama bunu yaparken çocukların çocuk olma durumlarını göz ardı etmeden, oyuna olan gereksinimlerini de karşılayabilecekleri, bir anlamda oynarken öğrenebilecekleri bir ortam oluşturmaktı. En yaygın çocuk oyunlarından biri olan istopu seçerek bunu daha da belirginleştirmek istedik.

İstopmotion atölyelerinde çocuklar eğlenerek öğreniyorlar ve bir film yapım sürecini beraber deneyimlemenin keyfini yaşıyorlar. Elbette yalnızca oyunu değil resimden edebiyata, dramadan müziğe kadar pek çok farklı disiplini de çalışmalarımızda kullanıyoruz. Zaten sinema da tüm bunların ve hatta bütün sanatların bir bileşkesidir denebilir. Yüzyılı aşan tarihi boyunca durmadan gelişen ve bugün etkileyici boyutlara ulaşan sinema, her ne kadar pahalı bir yatırım gibi görünse de, teknolojinin günümüzde sağladığı imkanlarla düşük bütçeli filmler yapmak olanaklı hale geldi. Böylelikle çocuklar, çok karmaşık ve pahalı araç-gereç kullanmadan, herkesin evinde olabilecek şeylerle film yapabilmeyi deneyimleyebiliyor. Çevrelerine başka bir gözle bakan çocukların yaratıcılıkları da gelişmiş oluyor.

Atölyelerde nasıl bir yöntem uygulanıyor ve çalışmalar hangi yaş grubuna yönelik olarak planlanıyor?

Çalışmalar her zaman karma yaş gruplarından oluşuyor; 5-6 yaşındaki bir çocuk ile 12-13 yaşındaki bir çocuk atölyede aynı anda bulunuyorlar ve birbirleriyle oldukça olumlu bir etkileşim kurabiliyorlar. Birbirlerine bildiklerini aktarma ve deneyimlerini paylaşma imkanı bulduklarından kendilerini özgür hissediyorlar. Atölye kolaylaştırıcısı olarak biz yalnızca, bu özgürlük ortamında düşüncelerin ifade edilmesini, bu sürecin sonucunda ortak bir öykü yazımını ve bu öyküdeki karakterleri ve mekanı oyun hamuru, karton ya da kumaş gibi malzemelere şekil vererek oluşturma sürecini gözetiyoruz. Ve son olarak karakterlerimiz, sinemanın temeli olan fotoğrafların ardarda çekilmesi ile hareketlenmeye, canlanmaya başlıyorlar.

Çocuklara sinema ile ilgili bilgiler vermek ve onların pratik yapmalarını sağlamak olduğu kadar, içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin de bir düşünce geliştirmelerini, taleplerini ve eleştirilerini dillendirebilmelerini de sağlamak gibi bir amacımız var. Çocuklarla zaman zaman göçmenlik, çocuk hakları, kadına yönelik şiddet ya da ekolojik yıkımlar ile ilgili de sohbet ediyoruz ve bu konularda farkındalıklarını geliştirme gayretindeyiz. Bu gibi konularda filmler yapmalarını teşvik ediyoruz.

Çevre Festivali’ne de katıldınız…

Evet, farkındalık oluşturma çabamızın bir parçası olarak çocuklar ekoloji ile ilgili, örneğin birinde de beton kıran bir çiçeğin öyküsünün anlatıldığı filmler hazırlamışlardı. Böylece “Betonu Kırmak Toprakla Buluşmak” temalı Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Çevre Festivali’ne katılmanın iyi olacağını düşündük ve başvurduk. Festival alanında bize verilen standda tüm gün boyunca atölyeler düzenledik ve katılan çocuklarla beraber küçük hikayeler oluşturarak stop motion filmler hazırladık.

Ayrıca Kartal ve Kadıköy’de gerçekleştirdiğimiz atölyelerden gelen çocuklar, kamerayı ve mikrofonu ellerine aldılar ve festival alanındaki katılımcılara, her yaştan ziyaretçilere “Dünyada hiç yeşil kalmasaydı ne olurdu?” sorusunu yönelttiler. Ne var ki, herkesin ilk başta “basit ve kolay” bulduğu bu soruyu yanıtlamak o kadar da kolay olmadı. Hele de bu soruyu çocuklardan duymak, bu konuda sorumlulukları olanlara bir hatırlatma, bu konuda bir şey düşünmeyenlere de bir eleştiri işlevi gördü. Festival alanında standları gezen Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na da aynı soruyu yönelten çocuklar, küçük yaşlarında olmalarına rağmen özgüvenlerinden dolayı takdir topladı hem de duyarlılıklarından ötürü çevredekilerin ilgisiyle karşılaştı.

Daha başka ne tür çalışmalarınız oldu sinema ve çocuğa ilişkin?

İstanbul Sinema Topluluğu olarak önceki yıllarda birer dakikalık barış konulu filmlerden oluşan Barış İçin Sinema projesini gerçekleştirmiştik. Bu kapsamda İstanbul Bahçeşehir’de bir sinema kampı düzenlemiş, her yaştan katılan yüzü aşkın sinemacının 3 gün boyunca filmler üretmesine ön ayak olmuştuk. Kampımızı Zeki Alasya da ziyaret etmiş, özellikle çocuk sinemacılarla yakından ilgilenmiş, onların projeleri için hem senaryo önerilerinde bulunmuş, hem de kurgu aşamasındaki filmler hakkında düşüncelerini paylaşmıştı.

Yine İstanbul Sinema Topluluğu olarak Çocuk Oyun Sokak konulu filmlerden oluşan bir film şenliği düzenlemiş, bu etkinlikle beraber sokak oyunları konulu bir fotoğraf sergisi ve her yaştan çocuklarla beraber bir uçurtma şenliği düzenlemiştik.

Peki bundan sonra neler yapmayı planlıyor istopmotion? Bu konuda da bizi bilgilendirir misin?

İstanbul Sinema Topluluğu (istopmotion) çocuklarla sinema atölyeleri düzenlemenin, film gösterimleri organize etmenin yanı sıra yeni bir takım çalışmalar da yürütmeyi planlıyor elbette. Bunlardan ilki stop motion filmlerin üretimini çoğaltmak ve üretilmiş olanların başkalarıyla paylaşılmasını kolaylaştırmak için bir film etkinliği yapmak. Böylece istopmotion.org isimli internet sitemiz stop motion filmlerin topluca bulunacağı bir video kütüphaneye de dönüşmüş olacak.

İkinci düşüncemiz de yeni başlayanlar ve çocuklar için bir stop motion kitapçığı yayınlamak. Çocukların rahatlıkla anlayabileceği dilde hazırlanan bu kitapçıktaki fotoğraflar da yine çocukların yaptığı uygulamalardan görüntüler yer alacak.

Neler eklemek istersin?

Sinema çalışmalarına katılan çocuklar düşüncelerini özgürce ifade etmeyi de deneyimliyorlar. Çevrelerine daha eleştirel bakıyorlar. Hepsinin büyüdüklerinde, filmlerinde ve belgesellerinde yaşadığımız dünyadaki adaletsizlikleri gösteren birer yönetmen olacaklarına inanıyorum.

Gürşat Özdamar

Meydan Gazetesi Sayı 50, Haziran 2019

Paylaşın