Adil Aşının Adaleti

Sayı 54, Ekim 2020

Hastalık X: Beklenen Tehlike

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2018’de potansiyel salgın oluşturabilecek bilinen virüsler listesine aldığı Hastalık X, yakın gelecekte ortaya çıkıp dünyayı etkisi altına alacak, hatta ölümlere de yola açabilecek potansiyel bir hastalığa verilen isim. 2019 yılı sonlarında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19 ise tahmin edilebileceği gibi “Hastalık X” koltuğuna oturmayı başardı.

Covid-19’a karşı yaklaşık 200 farklı aşı formülü için çalışma gerçekleştirildi, bunlardan yirmisi için klinik çalışmalar başladı. Yani bu 20 aşıdan biri ya da birkaçı Covid-19’a karşı kullanılabilecek aşı olabilir. Ancak devletlerin aşı çalışmalarının kendisini bir “yarış” olarak sürdürmesi ve tekel olmak isteyen ilaç şirketlerinin varlığı da hesaba katılırsa Covid-19 aşısına erişimde adalet ve kolaylık, büyük bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.

“Adil Aşı Dağıtımı” korona kriziyle ilk kez gündemleşmedi. Dünyanın fakirleştirilmiş coğrafyalarında yaşayan ve bu coğrafyalarda yaşamasa bile sağlık olanaklarından o coğrafyanın “kaymak tabakası” kadar yararlanamayacak olan “sıradan” insanların varlığı, aşıya erişimde adalet konusunu yıllardır canlı tutuyor.

Her ne kadar sömürü ve adaletsizliklerle dolu tarihleriyle bilinen devletlerin oluşturduğu Birleşmiş Milletler’in (BM) çatısı altında kurulmuş olduğu için “adalet” konusundaki samimiyeti sorgulanabilir olsa da DSÖ, bu konuyla ilgili gerek kendi başlattığı gerekse desteklediği oluşumların içerisinde yer alıyor.

DSÖ korona krizinin başlamasıyla beraber Nisan ayında ACT’i (Covid-19 Araçlarına Ulaşım İşbirliği) programını başlattı. Temellerini tanı, tedavi ve aşı üzerine kuran ACT’in aşı araştırmaları ile ilgili departmanını DSÖ, CEPI (1) ve GAVI (2) oluşturuyor. Bu üç kuruluş COVAX programı çatısı altında, Covid-19 aşısının “eşit ve adil” bir şekilde dağıtılması yönünde çalışma iddiasında.

COVAX programı, programa katılan ülkelerin Covid-19 aşılarına erişimini amaçlıyor; potansiyel aşıların bir kısmının, üretime ve dağıtıma hazır olmasını hedefliyor. Böylece formüllerden biri virüse karşı işe yararsa stoklarda dağıtıma hazır aşılar olmuş olacak. Tabi testlerin son aşamasında bile formülün işe yaramadığının keşfedilebileceği düşünülürse bunun -belki de alınması gereken- bir risk olduğu söylenebilir.

COVAX Nasıl İşliyor?

Şimdiye kadar 173 ülkenin katıldığı programın imzacısı olan “ekonomik olarak iyi durumdaki” yaklaşık 80 ülke COVAX’in fon sağlayıcısı. Havuzda toplanan para aşının klinik testlerden geçmesi; güvenli ve etkili olduğu kanıtlandıktan sonra üretilmesi noktasında ilaç firmalarıyla anlaşma sağlamak için kullanılıyor. Programa dahil olan bütün ülkelerin, öncelikle sağlık çalışanları ve riskli gruplardaki insanlar olmak üzere, toplam nüfuslarının %20’sinin aşılanması hedefleniyor. Bu orandaki aşılama ile Covid-19’un salgın statüsünden çıkması kısa vadeli planlar çerçevesinde görülüyor.

Henüz Covid-19’a karşı kanıtlanmış bir aşı bulunmadığı ve piyasaya sürülmediği için herhangi bir aşı erişimi verisi elde etmemiz imkansız. Ancak Eylül ayıyla beraber grip aşısı sezonu başladı; Covid-19’un etkilerinin azaltılması ve iki solunum yolu hastalığının aynı anda bulaşıp ölüm riskini artırmaması için bu sene özellikle grip aşısı olunması öneriliyor. Ağustos ayı içinde grip aşılamalarına başlayan Çin’in büyük şehirlerinde beklenenin çok üstünde aşı talebi olduğu için stoklar tükeniyor ve yine alışık olduğumuz gibi parası olanın “farklı yollardan” ulaşabildiği bir pazara dönüşüyor. Aynı şekilde Türkiye’ye ekim ortasında geleceği söylenen grip aşısı ay sonuna kaldı. Geçtiğimiz sene yaklaşık 1,5 milyon doz getirilen aşı, bu sene de aynı miktarda gelecek. Tabi bu sene talep artacağı için kıtlık yine kendisini gösterecek.

Aşı Milliyetçiliğinin Gölgesinde Sağlık Pazarı

Covid-19 aşısına olan erişimi engelleyecek bir tehlike olan “aşı milliyetçiliği”; bir ülkenin kendi nüfusunun ihtiyaç duyduğundan daha fazla stok için ilaç firmalarıyla yüksek meblağlarda anlaşma yapması anlamına geliyor.

Yapılan bu anlaşmalar yüzünden, aşı üretmek için kullanılan kısıtlı kaynaklar önce bu ülkeler için harcanmış oluyor. Talep fazla olduğu için artan fiyatlar yüzünden düşük ekonomili ülkelerin aşıya ulaşması çok daha zor ve uzun vadeli oluyor.

COVAX’e katılmada herhangi bir kısıtlama olmadığı için bir yandan COVAX’e katılıp bir yandan da ilaç şirketleriyle anlaşmak mümkün. Mesela Fransa katıldı ve fon sağladı ancak ilaç firmalarıyla kendi anlaşmasını yapmayı tercih ederek COVAX üzerinden aşı satın almayacağını ilan etti.

Dünya nüfusunun %60’ını oluşturan ülkeler COVAX’e katıldı. ABD ve Rusya programa katılmayacaklarını açıkladı, Çin ve Birleşik Krallık ise son güne kadar sessizliklerini korudu ve 9 Ekim’de COVAX’e katıldıklarını açıkladı.

300 milyon nüfuslu ABD’nin, şimdiye kadar 6 farklı potansiyel aşı için 800 milyon dozluk anlaşma yaptığı ve 1 milyar doz daha sipariş edebileceği biliniyor. 65 milyon nüfusu olan ve COVAX’e 700 milyon dolar fon sağlayan Birleşik Krallık ise yaptığı özel aşı anlaşmaları ile 350 milyon doz aşıyı garantiye aldı bile.

Siyasi, askeri, ekonomik, eğitim… Devletler bütün alanlarda birbirleriyle rekabet halindeler. Sağlık yarışı da bundan azade değil ve gün geçtikçe ivme kazanıyor. Ancak bu yarışa “uyum sağlayamayan” bizlerin, devletlerin ve iktidarların masasında hiç değerimiz yok.

Devletlerin bir yarış gibi gerçekleştirdiği bütün bu “atılımlar” bizlerin varlığıyla sürdürülüyor, tabi bizlere rağmen. Ve kesinlikle faturası bizlere ödettiriliyor.

Korona krizinin bir gün biteceği kesin. Peki bir şekilde hayatta kalarak bu krizi atlatırsak bir sonraki krizin kapımıza dayanmasını mı bekleyeceğiz, yoksa?

(1): CEPI (Salgına Hazırlık Koalisyonu): 2017 yılında yine Gates Vakfı tarafından fonlanan ve İsviçre’de kurulan CEPI’nin amacı, DSÖ’nün her sene yayınladığı listedeki hastalıklar ve tabi ki Hastalık X’e karşı çalışmalar yürütmek, bunlara karşı geliştirilen aşıların adil dağıtılmasını örgütlemek.

(2): GAVI Aşı İttifakı: Gates Vakfı’nın 750 milyon dolarla fonladığı GAVI, 2000 yılında dünyadaki, özellikle “gelişmemiş” ülkelerdeki aşı erişim sorununu gidermek için kurulan ve içinde DSÖ’nün de bulunduğu bir kuruluş.

Emircan Kunuk

Meydan Gazetesi Sayı 54, Ekim 2020

Paylaşın