Paylaşma ve Dayanışma Halkların Örgütlü Gücüdür

Devletler Korona Krizi’ni panik politikalarıyla teröre dönüştürmeye başladılar. Panik politakalarıyla salgının atlatılmasından çok salgının korkusu arttırılmakta. Kamu spotlarında söylenenden fazlasını bilememek bu korkuyu arttırıyor. Başta bilgiler saklanırken şimdi ise sürekli bir bilgi bombardımanıyla bir bilgi kirliliği yaratılıyor. Medyasını böyle kullanan iktidar, yardım kampanyalarını ise bir reklam kuşağıyla yayınlatıyor. Kendisini tek kurtuluş olarak göstererek Korona Krizi’ni karlı bitirmek istiyor.

Halkların mayasında paylaşma ve dayanışma vardır. Devletin seçmece bölgelere yardımından faydalanamayan seçilmemiş mahallelerde paylaşma ve dayanışma evden evden sürüyor. Birbirlerinin halini hatırını soranlar, “yanındayız, yanyanayız” mesajları, üç beş liralık katkılar, yarı yarıya hatta yarınında yarısına bölünen fasülye mercimek çuvalları bitmiyor… Ayrıca bollukta yaşamayıp bir şeylerin yokluğuna yani yoksulluğa alışkın olanlar bizleriz, bunu da unutmadan, bir iki maske ile kandırılamayacağımızı söyleyebiliriz.

Onların kamyonları, tırları var. Depoları, fabrikaları, anlaşmalı marketleri var. Ve bize ulaşıyormuş gibi gösterilen ama asla ulaşmayan yardım kampanyaları var. Bizim ise bizden başka kimsemiz yok. Ama bizim salgında dikkatlice, elden ele, evden eve gidecek paylaşma dayanışma gücümüz var. Bu halkların örgütlü gücüdür.

Devrimci Anarşistler olarak afiş çalışmalarımız sokak sokak sürüyor. İhtiyacı olup da isteyenlerle, ihtiyacı olanla dayanışmak isteyenler arasında köprü oluyoruz. Kendimizden katıp çoğaltıyoruz. Şu ana kadar çocuklu 2 evle bez, bisküvi ve oyuncak dayanışması, 28 evle gıda dayanışması, 4 işçi ile hukuki dayanışma yapıldı.   

 

Devrimci Anarşist Faaliyet

 

Dayanışma