3. Köprüye ve Tabiatı Talan Yasasına Karşı Kadıköydeyiz!

Vadiler direniyor! Senoz yaban adamıyla, Aksu boldorozuyla, Loç sarı yazmasıyla, Hopa kararlılığıyla, Karadeniz isyanıyla bu mitinge gidiyor…

Biliyoruz, 3. köprü yapılırsa Karadeniz vadilierini yok edecek olan HES’lerde yapılacak.
Biliyoruz, “tabiatı koruma yasası” değiştirilerek, talanın önü açılacak.
İzin vermeyeceğiz…

26 ARALIK PAZAR GÜNÜ SAAT:12.00’da , Kadıköy Tepe Nautilus önünde, KARADENİZ İSYANDADIR pankartı arkasında buluşuyoruz.

Doğaya ve yaşama sahip çıkan bütün dostlarımıza çağrımızdır;

26 ARALIK’TA KADIKÖY’DE HEP BİRLİKTE
İSTANBUL’U VE YAŞAMI SAVUNACAĞIZ

İstanbul kenti son dönemde insanı, doğası, yaşam alanları, tarihsel ve kültürel mirasıyla yeni saldırıların hedefi haline getiriliyor. Sadece İstanbul değil, Marmara bölgesi ve Anadolu, küresel krizden çıkış yolları arayan sermayenin yeni karlı alanlar bulmak amacıyla tırmandırdığı saldırılara maruz bırakılıyor.

İstanbul’u “küresel kent”, “finans merkezi”, “Avrupa Kültür Başkenti” ilan edenler, kenti, 3. Boğaz köprüsü projeleriyle; kentsel dönüşüm planlarıyla; köprüleri, otoyolları özelleştirme hazırlıklarıyla yağmaya açıyorlar. Faili meçhul Haydarpaşa yangınlarıyla; sürekli ismi değiştirilen Galataport projeleriyle; Sulukule gibi geleneksel mahalleleriyle, tarihsel-kültürel mirasından yoksun bırakmayı amaçlıyorlar. Yoksulluk sınırının altında yaşayan binlerce İstanbulluyu yaşam alanlarından, mahallelerinden kopartarak barınma, eğitim, sağlık, yaşanabilir bir çevre, su ve ulaşım gibi temel haklarından yoksunlaştırıyorlar. Anadolu’nun tarım alanları, akarsuları, gölleri, madenleri, biyoçeşitliliği, tarihsel ve doğal mirası da saldırı altında. Allainoi’yi suların altına gömenler, yeni Allainoi’ler yaratmaya hazırlanıyor.

AKP hükümeti eliyle tırmandırılan bu uygulamalarla ilgili kararlar, hepimizin çok iyi bildiği gibi, IMF ve Dünya Bankası, GATTS görüşmeleri ve uluslararası finans kurumları tarafından alınmaktadır. İstanbul’u ve Anadolu’yu hedef tahtasına koyan saldırılar; uzun yılardır Latin Amerika’dan Uzak Asya’ya birçok ülkeye dayatılmaktadır. Dayatmanın sonuçlarını büyük kentlerde ve kırda yaşayanlar açlık, işsizlik, emekçilerin yaşam alanlarının kentlerin dışına atılması, kültürel çürüme, köylü intiharları ve insani-sosyal yıkım olarak yaşamaktadır.

Bizler, İstanbul halkına dayatılan yağmaya ve yıkıma sessiz kalmayacağız.

Bu yüzden, Başbakan Erdoğan’ın yıllar önce muhalefetteyken, “İstanbul’a karşı bir cinayet planı” diye nitelendirdiği 3. Boğaz Köprüsü projesine hayır diyoruz. 3. Köprü projesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2009 tarihli Çevre Düzeni Planı’na bile aykırıdır. Hükümetin ve İBB’nin iddia ettiği gibi, kentin ulaşım sorununu çözmeyi değil, İstanbul ve Marmara’dan başlayarak tüm ülkeye yayılan büyük talanın önünü açmayı hedeflemektedir. Yeni köprü trafik sorununu çözmeyecek, aksine daha da ağırlaştıracaktır. 6 milyar dolarlık maliyetiyle, halktan toplanan vergiler ve kamusal kaynaklar talan edilecektir. Köprülerin, İDO’nun, İETT’nin, otoyolların satışa sunulması planlarını da hızlandıracaktır.

Yeni bir boğaz köprüsü İstanbul’un kuzeyine 7 milyonluk ek bir nüfus getirerek çarpık kentleşmeyi tırmandıracaktır. Kentin otoyol kenarlarındaki yoksul mahalleler ve orman alanlarını özelleştiren lüks konut siteleri arasındaki parçalanmışlığını derinleştirecektir. Kentsel Dönüşüm Yasası’yla olağanüstü yetkilerle donatılan TOKİ gibi kurumların emekçi mahalleleri üzerindeki yıkım baskısını ağırlaşacaktır.

Bizler mahallelerimizi yok edip on binlerce insanı evsiz bırakacak; yerlerine plazalar, alışveriş merkezleri, villa kentler yapıp, Ağaoğlu gibi rantçıları zengin edecek Kentsel Yıkım Planlarına hayır diyoruz. Sulukule, Başıbüyük, Ayazma gibi hayatları tarumar edilen mahallelere Derbent, Tarlabaşı, Tozkoparan, Sarıyer-Maden, Pınar, Kocataş, Gülsuyu, Tophane, Kadıköy gibi yeni mahalle ve semtlerin eklenmesini istemiyoruz. Kültürel ve tarihsel mirasımızın Haydarpaşa Garı, Emek Sineması, Karaköy limanı, Tekel Cevizli arazisi gibi simgelerinin yağmalanmasına itiraz ediyoruz.

3. Köprü projesini dayatan AKP hükümetinin gündeme getirdiği yeni SİT düzenlemeleri, sadece insanlığın ortak bir değeri olan İstanbul’u değil, tüm Anadolu’yu tehdit etmektedir. “Tabiat Varlıklarını ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı”, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 3. Boğaz Köprüsü projesinin ve Anadolu’nun dört bir yanındaki akarsular üzerine kurulmakta olan Hidro Elektrik Santrali (HES) projelerinin önündeki engelleri aşmak amacıyla gündeme getirilmektedir. Bu tasarı, doğal ve tarihsel varlıkları, dereleri, gölleri, yer altı sularını, ormanları, meraları sınırsızca yağmaya açmayı hedeflemektedir. Küçük köylüsüyle kentli emekçisiyle suyu ve toprağı kullanma hakkımızı; gıda güvenliği hakkımızı ve biyo-çeşitliliğimizi tehdit etmektedir.

Örneğin Sarıyer ve Beykoz bölgelerinin 1. derecede SİT alanı olmaktan çıkartılması halinde yapılması mümkün hale gelecek olan 3. Köprünün yıkıcı sonuçları şunlar olacaktır: Kentin su havzaları, ormanlar ve tarım alanları gibi son yaşam kaynakları yok edilecektir. İstanbul’un kuzeyi ve Marmara bölgesindeki tarım alanlarında geri dönüşü olmayan yıkıcı sonuçlar yaşanacaktır. Bağlantı yolları çevresinde planlanan Organize Sanayi Bölgeleriyle birinci sınıf tarım arazileri ve küçük köylü ekonomileri tahrip edilecektir. İstanbul ormanlarının üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun anlamı, sellerin yaygınlaşması; içme suyu havzalarının kirlenmesi; İstanbul’un su sorununun ağırlaşması; orman köylülerinin ve küçük köylülerin yoksullaşması; hava kirliliğinin ve gıda fiyatlarının artması; yaban hayatının tahrip olması ve kentin doğal dinlence-sağlıklı yaşam alanlarının daralmasıdır. Suya, ormana, yaban hayatına ve İstanbulluların sağlıklı yaşam alanlarına yönelik bu yeni saldırı planlarına hayır diyoruz.

Bütün bunlardan dolayı bizler, İstanbul’u, Marmara’yı ve Anadolu’yu savunmaya, daha yaşanabilir kılmaya, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke ve yaşanabilir bir kent bırakmaya kararlı yurttaşlar olarak, 26 Aralık 2010 Pazar günü saat 13.00’te Kadıköy Meydanı’nda hep birlikte yaşamı savunacağız. Herkesi İstanbul’a ve yaşama sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Üçüncü Köprüye ve Tabiatı Talan Yasasına Hayır!
Üçüncü Köprü Yıkımdır! Mahalleme, evime, emeğime dokunma!
Üçüncü Köprü Katliamdır! Ormanıma, Suyuma, Toprağıma dokunma!
Yeni köprü değil, nitelikli, ücretsiz, toplu ulaşım!
Su hayattır satılamaz!

karadenizisyandadir.org

Sokak