Amed’de ekoloji forumu

29-30 Ocak arasında Amed-Diyarbakır Sümerpark’ta düzenlenen ekoloji forumu yapılan asamble ile sonlandı.

Birkaç ay öncesinden ön çalışmaları hazırlanan ekoloji forumu 29 Ocak’ta Tigris salonunda yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmaları sonrası program içerisindeki oturumlara ayrılan katılımcılar tartışmaları Ferat, İştar, Munzur, Ararat salonlarında sürdürdü.

29 Ocak Cuma günü gerçekleştirilen,

” Barajların Coğrafya’ya Sağlığa Etkileri ve GAP ” oturumunda;
GAP projesinin soytarı politikacıların makro politik hattında bir araç olarak kullanıldığı aktarıldı. Devletin bölgeki nehirlerde baraj yapımı esnasındaki gerekçelerinin
”Bölge halkının güvenliği için, gerilla geçiş noktalarına doğal engel oluşturması” şeklinde geliştiğini dillendiren konuşmacılar, nehir üzerindeki barajların bölge halkları üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürüldüğünü vurguladı.

” Toplumsal Ekoloji,Vicdani Red,Dil ve Ayrımcılık ” oturumunda ;
İnsanın yabancılaşma kökeninde , doğadan soyutlanma ve doğayı kontrol etme algısının yattığını vurgulandı. Gerontokrasi, Heteroseksizm, Patriaka, Militarizm gibi olguların her gün eğitim kurumları ve çeşitli devlet kurumlarında perçinlendiği konuşulurken, perçinlenen bu kültürün ayrımcılığı ve toplumsal adaletsizliği körüklediği vurgulandı.

” Sürdürebilir Kentler, Ekokent, Konut Hakkı, Organik Mimari, Mimari Yaklaşımlar ” oturumu ;
Kapitalizmin içerisinde ; Bireyin, beton binaların içerisine sıkıştırılıp, ortak yaşam alanlarından yoksun bırakılarak yoksunlaştırıldığı konuşuldu. Kapitalist sistemin kent mimarisinden uzaklaşılması ve doğadan bağımsız olmayan alternatif eko-kentlerin oluşturulma tartışması yapıldı. Oturuma Meksikadan katılan Jean ROBERT sürdürülebilir kentler üzerine yaptığı sunumda, devrimin ertelenmemesi yaşam alanlarında hayata geçilerek doğrudan yer bulması çağrısı yaptı.

” Köylüler, Direniş ve Deneyimler ” oturumunda;
Urfa Viranşehir’de hayata geçirilmeye başlanan Viranşehir Ax u Av Ekolojik Evler Kolektifi’nin aşılan süreç ve gelecek planları konuşuldu. 70 kadar ailenin ihtiyaçları ve talepleri dahilinde bir araya geldiği, kapitalist tüketim ve bencillik kültürüne karşı karşılıklı yardımlaşma ve doğrudan demokrasiye dayalı yeni bir yaşam kurulduğunu müjdeleyen bu girişim damgasını vurdu. Betonlaşan kentlere karşı alternatif hayatın Ax u Av’da kerpiçle şekillendiği vurgulandı. Katılımcıların yoğun soruları ve ilgisiyle karşılaşan oturuma, katılımın normalin çok üzerinde olduğu gözlemlendi.

30 Ocak Pazar günü yapılan,

” Baraj ve HES Karşıtı Mücadeleler ” açık oturumunda yapılan mezopotamyadaki asimilasyon ve savaş politikasına baraj projeleriyle devam edildiği konuşuldu. Oturumda Karadeniz İsyandadır Platformu ise , asimilasyonun mezopotamya ile sınırlı kalmadığı Karadeniz coğrafyasında 1980 darbesi sonrasında şekillendirilen depolitizasyonun , Karadeniz sahil yolu projesi ve HES projelerinin ön aşaması olduğunu vurguladı. HES projeleriyle birlikte henüz tüketim kültürünün örgütlenemediği ve karşılıklı yardımlaşmanın kısmi örneği olan imece kültürünün yaşandığı köylere sistematik şeklinde saldırıların yöneldiği vurgulandı. Aynı zamanda bu projeler sırasında ve sonrasındaki oluşacak göçlerin, Karadenizde konuşulan Lazca, Hemşince gibi dillerin yok edilmesi anlamına geldiği konuşuldu.

Oturumların değerlendirildiği, forumun olumlu ve olumsuz noktalarının dillendirildiği, ortak taleplerin ve hedeflerin ortaya konulduğu asamble’de Devrimci Anarşist Faaliyet adına; insan-doğa arasındaki hiyerarşik algının sistem tarafından hergün dahada derinleştirildiği, bu derinleşen algının özgür, alternatif yaşamalanları olmaksızın yıkılamayacağı vurgulandı. Asamble yeniden bir araya gelip özgür yaşam alanları ve özgür toplum için direnişi büyütme çağrısıyla sona erdi.

Sokak