Bu Sistem Bize Ne Yaptı? -Bildiri-

 

#BuSistemBizeNeYaptı

Bu sistem bizi daha yedi yaşımızda oyunlarımızdan ayırarak, bedenlerimizi üniformalara hapsetti. Kurallarıyla düşüncelerimizi tek tipleştirdi. Bizi, kendi yasaklarına itaat etmeye zorladı. Bitmek bilmeyen dersleriyle kendi tarihini, sınırlarını öğretti. Bizleri bencil ve çıkarcı bireyler haline getirerek kapitalizme uyum sağlamamızı istedi.
Kimilerimizin hayallerini, kimilerimizin yaşamlarını çaldı. Bu sistem bizim canımızı çok yaktı.

Ailelerimiz;
bizim için “başarılı ve iyi bir gelecek” istediklerini söyleyip bizi dershanelere, kurslara gönderdiler. “Her şeyi senin için yapıyoruz’’ diyerek bizleri benliğimizden uzaklaştırıp, kendi istedikleri kalıba sokmaya çalıştılar. Ne istediğimizi umursamayarak, bizim yerimize karar aldılar. Hep komşunun, akrabaların çocuklarıyla karşılaştırıldık. 90 aldık niye 100 değil dediler, derslerimiz istedikleri gibi olmayınca işitmediğimiz azar kalmadı. Bize saygı duyduklarını söylerken aslında bizleri düşlediğimizi eylemekten uzak tuttular. Ailelerimiz hep bizi anladıklarını söyleseler de, aslında ne istediğimizi hiç anlamadılar.

Okul;
dilimizi yasakladı, avuçlarımıza cetvelle vurdu, tek ayakta bekletti. Kendi ideolojisini, tarih anlayışını bizlere empoze etmeye çalıştı. Gençliğimizin en güzel yaşlarını dört duvara kapattı. Bazen kemalik oldu bazen muhafazakar. Sürekli sistemini değiştirse de “sisteme itaatkar birey” yetiştirme ilkesinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Sınavlar;
silgimizi paylaşmanın ötesinde, dertlerimizi ve sevinçlerimizi paylaştığımız sıra arkadaşlarımızla bizi rekabet etmeye zorladı, hırslandırmaya, asosyalleştirmeye çalıştı. “İleride ne olacaksın” kaygısıyla bizleri strese sokup “gelecek kaygısına düşmemizi” istedi. Geleceğimizi belirleyen şeyin sınav olduğunu söyledi. Bizler de bu yarışta ya başarılı olup yaşayan bir ölü olarak hayatımızı sürdürdük ya da bu sistemin elediklerinden biri olduk.

Ömer Faruk Duranoğlu sınav sonucu “yeterli” olmadığı için gelecek kaygısıyla yaşamına son verdi. Büşranur Kalaycı ise 1 dakika geç kaldığı için sınava alınmayınca bunalıma girerek yaşamına son verdi. Ömer ve Büşranur gelecek kaygısıyla yaşamını yitiren birçok kardeşimizin arasındaydı, sınavlarla katledildiler. Ardında aileleri perişan, okul yönetimleri üzgün, MEB suçsuzdu. Peki onların oluşturdukları bu sistemin mağduru olan bizler? Bizlerin suçu neydi? Uygulamalarına karşı çıktığımızda cezalandırdığınız, susmamız ve boyun eğmemiz için senelerce zorladığınız bizlerin suçu neydi?

Artık yeter!
Her sene sınav döneminde arkadaşlarımızın intihar haberlerini duymak, birgün sıra arkadaşımızın sonsuza kadar sırasını boş bıraktığını görmek istemiyoruz. Bu güne kadar sınav stresleriyle, kötü notları nedeniyle yaşamını yitiren arkadaşlarımızın tüm suçluları yukarıda saydığımız kurumlar ve kendini kurum sanan ailelerdir!

Bilinsin ki!
Artık kaybedecek bir arkadaşımız daha yok. Üzüntümüzü öfkemizle harmanlıyoruz. Her okulda, her sınıfta bu sistemin otoritesine karşı senelerdir sürdürdüğümüz başkaldırışı büyüteceğiz. Benlerden biz olup onların sistemini yıkacağız.

Sınavlara Karşı Koy! Özgürlüğümüz için Örgütlenelim!
Lise Anarşist Faaliyet