Krizi Yaratanlara Karşı Koymaya Bakırköy’e Mitinge

 

Ödenecek faturalar var. Bu faturaları kim ödeyecek?

Krizi kim karşılayacak?

Ya da kim karşı koyacak krizi yaratanlara!

Dört ay önce de ödeyemiyorduk bu faturaları. Elektrik 85’ti, ödeyemiyorduk. Su 45’ti, ödeyemiyorduk. Kombi kapalıyken bile gazın vergisini ödeyemiyorduk. Yani faturalar bize hep krizdi. Kira kriz, yol kriz, yemek kriz…

Şimdi bırakın işçileri, patronları bile ilgilendiren, televizyonlarda gazetelerde konuşulan- tartışılan bir krizi yaşıyoruz. Elektrik oldu 135. Su oldu 85. Kombiyi açtık -keşke açmasaydık- gaz oldu 190. TEFE TÜFE derken kiraya oldu zam. İster bekar evi ister evli evi, küçük bir aileden büyük bir aileye, öğrenci evinden öğrenci komününe bizler; krizi yaşayanlar ödeyeceğiz faturaları. Çünkü diğerleri yaşamazlar krizi, bilmezler; ödemezler fatura. Onlar krizi kaybettikleri kardan bilirler. Patronlar kaybettikleri bu karı kaybetmemek için maliyetleri azaltmak isterler. Bir patronun maliyeti azaltmaktan anladığı şey işçiyi işten çıkartmak, işçinin maaş ödemesini azaltmak, işçinin maaşını ödememektir. Bunları yapmak kolaydır çünkü yasa hep patrondan taraftır, işçiden taraf değildir. Ve yasal olmayan şartlar ayarlanmıştır. Hükümetler, bürokratlar, kolluk kuvvetleri her zaman her yerde patronların tarafıdır. Daha da ötesinde bizlerin ayarlarıyla oynanmış, bu anormal düzeni normal sanmamız sağlanmıştır.

İşsizleşme tehditleriyle köleleşen biz işçiler. Kolluk kuvvetleriyle, kanunlarla korkutularak eziliriz. Bu adaletsizlik içerisinde ezilen bizler özgürce yaşayamayız. Özgürlüğü kılık kıyafet ya da yiyecek tercih etmek; birbirlerinden farksız siyasi partileri tercih etmek sanarak kendi kendimizi kandırırız. Bu sosyoekonomik ezilmişlik içerisinde krizin etkisini, kötünün daha kötüsünü yaşamak olarak biliriz.

Sektörlerde iş ararız. Bu işten şu işe, hep geçici çalışırız ama hep kalıcıdır sömürü. Çeşitli seçeneklerde kurtuluş ararız. Hiyerarşide statü isteriz. Yükselmek için arkadaşlarımızı ezeriz, arkadaşlarımızı kaybederek yalnızlaşırız. Yalnız bulunmaz kurtuluş. Tüm yalnızlığımızla çaresizliği örgütleriz. Halbuki kalabalıktır sektörlerimiz. Falanca markette en az altı kişi, filanca kargoda en az onbeş… Kafede barda on. Ajansta elli, ankette yüz kişi çalışırız. Bu kalabalıkta herkesi tanırız ama kimseyle arkadaş olmayız. Biz tanışalım diyoruz. Tanışıp arkadaş olalım, yoldaş olalım diyoruz. Tek tek ezilerek kaybolacağımıza örgütlenelim, karşı koyalım diyoruz. Hem daimi kriz olan kapitalizme, hem bu dönem dönem gündemleşen popüler krizlere ancak ve ancak örgütlü karşı koyabiliriz.

Ve diyoruz ki; sömürü sistemine, patronların müdürlerin şeflerinin egosuna, ödenmeyen maaşlara, çok çalışıp az kazanmaya, zihinsel ve bedensel tacize karşı koymak için “Krize Karşı Koy Mitingi’nde buluşalım”. Sen de gel, GENÇ İŞÇİ DERNEĞİ ile karakızıl bayraklarımızla, örgütlü sloganlarımızla yürüyelim yollarda, yoldaş olalım mücadelede.

22 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Bakırköy’de.

 

 

GENÇ İŞÇİ DERNEĞİ