Kullan At: İşkenceye Karşı – Davut Erkan

işkenceyekarşı

Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…

İşkence,bahanelerle, kişiye bedensel veya zihinsel acı çektirmek için uygulanan eylemlere denir. İşkence dendiğinde akla, itiraf alma ya da bilgi alma amacıyla sorgu odalarında uygulanan işkenceler gelir. Bu yazı daha çok özgürlüğü için mücadele eden insanların, gözaltılarda karşılaştığı işkenceyi konu edinmektedir.

Devletin kolluk kuvvetleri, eylem alanlarında sizinle karşı karşıya gelir gelmez, saldırmak amaçlı hazırlanır ve emir edildiğinde ise saldırır. Gözaltına alma anında el-kol bükme, yumruklama, tekmeleme, sürükleme, vesaire derken; otobüsülere alınırsınız. Otobüsler görünür eylem alanı boyunca görünmez ilk kapalı alandır. (Fotoğraf ya da kamera ile görüntü alınması esas alırsak) Aşağıda gözaltı sürecinin başından sonuna kadar görünür ya da görünmez alanların tümünde işkenceye maruz kalmanız durumunda yapmanız gerekenler sıralanacaktır.

– İşkencecilerin adını, kask ya da sicil numarasını, yüzünü veya başkaca eşkal bilgilerini aklınızda tutmaya çalışın.

– Şayet polis, hastanede, sizinle birlikte doktorun muayenehanesine girmeye çalışırsa itiraz edin. Özellikle doktora, meslek ilkeleri ve İstanbul Protokolü gereğince polisi içeri almaması gerektiğini hatırlatın.

– Kısaca başınızdan geçen vakaları, aldığınız darbeleri anlatın ve doktorun bunları raporda “hasta öyküsü” kısmına geçmesini talep edin.

– Eğer doktor zaten yapmıyorsa, vücudun tamamını muayene etmesini sağlayın. Sizin görmediğiniz bölgelerde aldığınız darbelere ilişkin işkence izleri bulunabilir.

– Nöbetçi hekimin uzmanlık alanına girmeyen konularda, örneğin Kulak-Burun-Boğaz, Ortopedi ya da Psikoloji, Psikiyatri gibi kliniklere sevk talep edin. Hastanede ya da gözaltında tutulduğunuz zamanı uzatacağı düşüncesiyle bundan imtina etmeyiniz.

– Cildinizde işkenceye dair iz, kanama, şişlik, kızarıklık vs. olmaması, o bölgeye ilişkin doktorun tespit yapamayacağı anlamına gelmez. Sadece yara-bere izi bulunan yerleri değil, darbe aldığınız tüm bölgeleri muayene ettirin. Bölgede ağrı veya hassasiyet olması da doktorun o bölgeye darbe alındığın dair rapor düzenlemesini mümkün kılar.

– Eğer kafa bölgesine, iç organlara denk gelen karın ve sırtın alt kısımlarıyla genital bölgelere darbe aldıysanız, sadece fiziki muayene ile yetinmeyin ve tomografi, MR (emar), kemik sintigrafisi gibi ileri tetkik yöntemlerini doktordan talep edin.

– Ciddi olduğunu düşündüğünüz ayrıntılar dahil olmak üzere, maruz kaldığınız fiziki müdahaleleri ve psikolojik baskıyı avukat görüşmesinde avukatınıza anlatın ve eğer mümkünse avukatınızdan “Görüşme Tutanağı” düzenlemesini talep edin. Bu tutanağa hem olayları hem de avukatın tespit edebildiği işkence delillerini yazdırıp tutanağı birlikte imzalayın.

– İfadenizi verirken (savcılıkta veya mahkemede), maruz kaldığınız tüm bu muameleleri ayrıntılı olarak, yer, zaman, kişi, araç ve şekil unsurlarını içerir şekilde anlatınız ve şikâyetçi olduğunuzu belirterek tüm bunları tutanağa yazdırın.

– Polis nezaretinde alınan gözaltı raporlarının yeterli olmadığını düşünüyorsanız, serbest bırakıldığınızda hastaneye giderek, tutuklanırsanız cezaevinden sevk isteyerek yeniden raporlama sağlayın.

– Olayın üzerinden zaman geçmeden, hatırladığınız tüm detayları yazılı hale getirip, bir dilekçe haline getirerek savcılığa şikayet dilekçesi verin.

-Lüzum görüldüğü takdirde, Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmeniz söz konusu olabilir. İşkence gibi bir konuda üşengeçlik göstermeyin ve süreci sonuna kadar takip edin.

– İşkence konusunda uzmanlığı ve deneyimi bilinen Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na başvurarak, işkencenin raporlanmasını sağlayınız. Ayrıca İnsan Hakları Derneği gibi, insan hakları ihlallerini raporlayan kurumlara başvurun yapın.

– Savcılar ve doğal olarak emniyet, olayın üstünü örtmek, açığa çıkmamasını sağlamak için gönülsüz bir soruşturma yaparak dosyayı kapatmak isteyecektir. Burada sizin dikkatli ve ısrarcı olmanız, süreci ilgili kişi ve kurumlarla birlikte dayanışma içerisinde yürütmeniz, olayın tanıklarını ve kamera kaydı gibi delilleri gerekirse bizzat bularak işkenceyi delillendirmeniz sadece münferit olay bakımından sonuç doğurmakla kalmayacak, benzer vakaların yaşanmaması için caydırıcı bir mücadele pratiği olacaktır.

Av. Davut Erkan

[email protected]

Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 30. sayısında yayımlanmıştır.