Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde Devrimci Tutsaklara Yönelik Saldırılar Sürüyor

Elazığ T Tipi Cezaevi’nde 10 kadın tutuklunun başlattığı açlık grevi 54’üncü gününde. Avukat Önder Alçiçek, “Koğuşların içerisine tazyikli su sıkılmış, bazı tutsakların parmakları mazgalda sıkıştırılmış” diyerek Elazığ T Tipi’nin pilot cezaevi olarak seçildiğini belirtti.

Mezopotamya Ajansı’nın yapmış olduğu haberde, OHAL sonrasında yaygın sevk ve tutsakların hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde yaşanan saldırılara karşı 10 kadın tutuklu 54 gündür açlık eyleminde.

Açlık grevine giren tutuklularla hapishane yönetiminin kimlik kartı taşıma zorunluluğundan kaynaklı görüşemediklerini ve tutukluların sağlık durumlarından endişe ettiklerini belirten Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Üyesi Avukat Önder Alçiçek, Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde önemli sorunların başında tek tip kıyafet, süngerli oda, kimlik taşıma zorunluluğu, kötü muamele uygulamalarının geldiğini dile getirdi.
Tutsaklar Hapishane Girişinde Çıplak Aramaya Maruz Kalıyor
Son süreçte hapishanelere yönelik baskı ve şiddet politikalarının arttığına işaret eden Alçiçek, özelikle Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde sürdürülen bilinçli bir politika olduğunu ifade etti. Yapılan uygulamaların hukuksuz olduğunu vurgulayan Alçiçek, “Elazığ T Tipi kurulduğu günden beri hak ihlallerinin kendini gösterdiği bir yer. Özellikle sevkle gelen tutuklu ve hükümlülerin cezaevi girişlerinde çıplak aramaya maruz bırakılıyor. KHK’ler ile gelen bazı kısıtlamaların cezaevlerine de bazı yansımaları oldu’’ ifadelerini kullandı.
Kimlik Kartı Dayatmasını Kabul Etmiyorlar
Tutukluların birçok haktan mahrum bırakıldığını belirten Alçiçek, “Sohbet hakkı, aileleri ile görüşme hakkı her ay gerçekleştiriliyordu; fakat OHAL’den sonra 2 ayda bir defaya çıkartıldı. Bunun dışında özellikle dikkat çekmek istediğim ve özellikle Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde yaklaşık 3 aydır dayatılmaya çalışılan bir kimlik kartı uygulaması var. Hapishanesi’nde bulunan tutuklu ve hükümlülerin koğuşun dışındaki alanlara çıkarken üstlerinde bulundurmaları için verilen kimlikte onur kırıcı ibareler söz konusu o yüzden tutuklular kullanmak istemiyor” diye belirtti.
Tutuklunun Koğuş Dışına Çıkması Engelleniyor
Hapishane yönetiminin kimlik uygulamasının alanını genişleterek tutukluların koğuş dışına çıkmalarını engellemeye çalıştığını belirten Alçiçek, “Cezaevi yönetimi tarafından, tutuklu ve hükümlülerin, kendisine gelen herhangi bir kargoyu alabilmesi ya da aile ile açık-kapalı görüşlere gidebilmesi, avukatları ile görüşlerine çıkabilmesi, kültürel etkinliklere katılabilmesi, kendi aralarında düzenledikleri sohbet günlerine ya da spor etkinliklerine katılabilmeleri için koğuş giriş ve çıkışlarında kimlik kartını bulundurması şartı konulmuş. Tutuklu ve hükümlüler bu uygulamanın bir dayatma olduğunu ve onursuzlaştırmayı hedeflediğini belirterek bu uygulamayı kesinlikle kabul etmeyeceklerini söylüyorlar” dedi.
10 Kadın Tutuklu 54 Gündür Açlık Eyleminde
Cezaevi yönetiminin tutuklulara yönelik gerçekleştirdiği baskılar sonucu 10 kadın tutuklunun 54 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatan Alçiçek, tutuluların sağlık durumlarına ilişkin de bilgi alamadıklarının altını çizdi. Ayrıca fiziksel engelli olan müvekkilinin de açlık grevindeki tutuklularla ilgili bilgi verdiği gerekçesiyle İzmir Menemen R tipi Cezaevine zorla sevk edildiğini söyledi.
Elazığ T Tipi’nde dayatılan uygulamaların herhangi yasal bir dayanağının olmadığının altını çizen Alçiçek, açlık grevinin yarattığı yaşamsal boyutta sağlık sorunlarından cezaevi idaresinin sorumlu tutulacağını belirterek, “Her ne kadar bizlere hem Adalet Bakanlığı nezdinde hem cezaevi idaresi nezdinde sorunun çözüleceğine dair söylemlerde bulunsalar da, tarafımıza olumlu bir dönüşün olmadığı gibi cezaevi idaresinin faşizan yaklaşımlarına devam ettiğini cezaevine yaptığımız ziyaretlerde gördük” ifadelerini kullandı.
Ceza İçerisinde Ceza Uygulaması 
Elazığ Hapishanesi’nin pilot bir cezaevi olarak seçildiğini dile getiren Alçiçek, ‘’Türkiye en çok hak ihlallerinin yaşandığı ülkelerin başında geliyor. En büyük kanayan yarası olan cezaevlerinde hükümet OHAL’den sonra baskı uygulamalarını daha da artırdı. Bu politikayı özellikle pilot olarak seçtikleri Elazığ Cezaevinde yapmaya çalışıyor’’ diye konuştu.
Tutsakların Parmakları Mazgalda Sıkıştırıldı
Devrimci tutukluların dayatılmak istenen uygulamaları kabul etmedikleri için tekli odalara konulup darp edildiğini kaydeden Alçiçek, “Cezaevi personellerinin koğuşların içerisine sıktıkları tazyikli sular ile koğuşlarda bulunan astım hastası insanların sağlık sorunları yaşadığını, aynı şekilde tutsakların parmaklarının mazgalda sıkıştırıldığı gibi birçok hak ihlalleri ile karşılaştık’’ diye konuştu.
Tek Tip Kıyafetler Masumiyet Karinesine Aykırıdır
Tek tip kıyafet uygulamasının masumiyet karinesine aykırı olduğunu söyleyen Alçiçek, ‘’İnsan hakları evrensel bildirgesine bağlı olan Türkiye’nin tek tip kıyafetleri Guantanamo’ya bağlaması bu uygulamanın ne kadar kötü niyetli olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu kıyafetleri giyen tutsaklar bir suçluluk psikolojisi içerisine girecek, mahkeme karşısına çıktığında suçlu profili yaratacak ve bu da adil yargılamanın önünü alacak. Suçu kanıtlanmayana kadar herkes masumdur. Bu tutum masumiyet ilkesine aykırı düşecektir’’ diye belirtti.