ABD ile Türkiye’nin Menbiç Yol Haritası Ne Anlama Geliyor?

ABD ve TC yetkilileri, iki devlet arasında gerginliğe neden olan Menbiç konusunda izlenecek yol haritasının ana hatlarını belirlemek üzere bir araya geldi.  Bu gelişme, Türkiye ve ABD’den yapılan ortak açıklamayla duyuruldu. Açıklamada, Menbiç’te “güvenlik ve istikrarın” sağlanması hususunda yürütecekleri daha fazla işbirliği için bir yol haritasının ana hatlarının belirlendiği duyuruldu. Söz konusu yol haritasının ayrıntıları hakkında ise bilgi verilmedi. Ancak öğrenildiğine göre, yol haritasında öngörülen çözüm arayışları arasında, SDG-YPG’nin Menbiç’ten tamamen çekilmesi ve ortak-devriye gücü gibi başlıklar bulunuyor.

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo’nun  4 Haziran’da, Menbiç başlığında detayları görüşmek üzere, Washington’da bir araya geleceği öğrenildi.

2016 Yılının Ağustos ayında, cihatçı terör çetesi IŞİD’den,YPJ/YPG’nin de ana bileşeni olduğu SDG (Suriye Demokratik Güçleri) tarafından özgürleştirilen Menbiç, TC  devletinin “Fırat’ın batısı kırmızı çizgimizdir” dayatması nedeniyle iki devlet arasındaki  gerilim başlıklarından birini oluşturuyor. Bu bağlamda TC devleti, SDG/YPG  unsurlarının Menbiç’i terk etmesini istiyor.

TC  devleti için sembolik bir öneme sahip ve IŞİD tehdidi nedeniyle  22 Şubat 2015’te Türkiye sınırına daha yakın bir noktaya taşınan Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu eski bölge olan Menbiç’te bulunan stratejik Karakozak köprüsü aynı zamanda Fırat’ın batısına geçiş olarak kullanılıyor. Süleyman Şah Türbesi, 2014 yılında sosyal medyaya sızan tapelerde de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Suriye ile savaş çıkarma bahanesi olarak söylediği “dört adam gönderirim, türbeye saldırtırım” sözleriyle gündeme gelmişti.

1939,1975 ve 2015 yıllarında üç kez yer değiştiren, TC’nin sınırları dışındaki tek kara parçasının bulunduğu Süleyman Şah Türbesi.

Efrin’e yönelik gerçekleştirdiği işgal sonrası, bir sonraki hedefinin Menbiç olacağını dillendiren TC devleti, 4 Haziran’daki Çavuşoğlu-Pompeo görüşmesinden çıkacak kararı 24 Haziran seçimleri öncesi, kullanışlı bir iç politika malzemesine çevirmek isteyebilir. Bu bağlamda devlet medyasında, 4 Haziran’daki görüşme sonrası “2. Afrin Zaferi”, ABD’ye diz çöktürdük” gibi manşetlerin atılması şaşırtıcı olmaz. Menbiç konusunda ABD’den alınacak ve hayata geçmesi belki de aylar sürebilecek bir  taahhüt bile, 24 Haziran seçimleri öncesi ekonomik kriz beklentileri başta olmak üzere, birçok konuda sıkışmışlık yaşayan TC devletinin “kısmi bir rahatlama” yaşamasını sağlayabilir.