Tutsak Avukatların Davası Başladı: Jandarma Avukatlara Saldırdı

17’si yaklaşık 1 senedir tutsak, 20 avukatın davası bugün Bakırköy Adliyesi’nde başladı.

“Devrimci avukatlar susturulamaz!” sloganlarıyla başlayan duruşma, Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülüyor.

Avukatlara, yaklaşık bine yakın avukat meslektaşı vekalet verdi.

Duruşmaya; Somalı aileler, Yüksel direnişçisi Nuriye Gülmen, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, baro başkanları ve çok sayıda uluslararası avukat örgütü temsilcileri katılım sağladı.

Avukatlar, “güvenlik” bahanesiyle salona getirilen TEM polislerinin çıkmasını sağladıktan sonra duruşma kimlik tespitiyle başladı.

Davaya Durdurma Talebi

Kimlik tespitinden sonra söz alan Avukat Ayşe Acinikli, tutsakların avukat olduğunu ve Avukatlık Mevzuatı ve savunma dokunulmazlığı kapsamında haklarının olduğunu hatırlattı. Soruşturma aşamasında Adalet Bakanlığı’ndan avukatların yargılanması için soruşturma izni alınmadığını ve alınmasını talep etti. Bu süre zarfında da tutsak avukatların tahliye edilmesini istedi. Mahkeme talebi reddetti.

Selçuk Kozağaçlı savunmasına başladı ve ceza adalet sistemine güvenmediğini belirterek dosya hakkında konuşmayacağını söyledi. Daha önce yurt dışı çıkışlar ve ehliyet için parmak izi vermiş olmasına ve dosyada gerek olmamasına rağmen kendisinden zorla parmak izi alındığını söyledi.

“Meslek hayatım boyunca en az 500 tane örgüt üyesi müvekkilim olmuştur. Ben görevimi yaptım diye bu kişiler serbest bırakılıyorsa veya dosyada bu kişileri suçlayacak bir delil bulunmuyorsa bu benim sorunum olamaz. Bu kişiler devlete karşı daha sonra suç işlemişse ben bunu takip edecek kişi değilim. Siz bir katili tahliye ettikten sonra bu kişi başka bir suç işlediğinde “tüh keşke tahliye etmeseydik” diye takip eder misiniz? Hayır etmezsiniz. Bir maden çöküp de 301 kişi ölürse eğer o gün bugündür o 301 insanın hesabını sorarım. Bugün buradalar, hepsine minnettarım. 4 yıldır omuz omuza dövüşüyoruz. Hiç utanmadan bana verilen kağıtta deniliyor ki ‘bu avukat kendisini meşru göstermek için böyle numaralar yapıyor.Eğer gösteriş için yapıyorsak bunu, biz bu insanların ailesiyiz. Ölene kadar da avukatlıklarını yapacağım.Bana sorarsanız bir varoş yargılaması yapıyorsunuz. Biz gecekonduların, yoksul mahallelerin avukatlığını yapıyoruz. Siz de bir varoş yargılaması yapıyorsunuz.Çok zor avukatlıklar yaptım. 150’nin üzerinde müvekkilim yaşamını yitirdi.Hiç tanınmayacak olanlar vardı otopsilerine katılmak zorunda kaldım.Bu avukatlar solculuk yapmayı seviyor gibi bir şey değil bizim yaptığımız.Devlet şiddetinin ve devrimci şiddetin değdiği bir alanda çalışıyoruz. Size güvenmiyorum. Şahsınıza değil sisteminize güvenmiyorum. Ne ceza verirseniz yatarım. Ne kadar tutuklu tutarsanız kalırım. Meslek hayatım boyunca 15 bin stajer avukata meslek içi eğitim verdim. Kendi bildiğim şekilde avukatlık mesleğini onlara da öğrettim”

Kozağaçlı savunmasını bitirdikten bir süre sonra jandarma tutsak avukatlara saldırmaya başladı.

Duruşma devam ederken sıra, Ahmet Mandacı’nın savunmasına geldi. Mandacı, TEM’in her sene operasyon yapması gerektiğini ve çalıştıklarını ispat etmek için delile ihtiyaç duymadan operasyon yaparlar dedi. TEM’in beş senede bir de Gezi gibi toplumsal isyanları bastırmaya yönelik daha kapsamlı operasyonlar yaptığını ve bunları özellikle ekonomik kriz dönemlerinde yaptığını söyledi.


Avukatalrın savunması devam ediyor.