Üniversite Öğrencileri Gözaltındaki Arkadaşları İçin Çağlayan’da

Kayyum Rektör eylemine katıldıkları için evlerine yapılan polis baskınlarıyla gözaltına alınan öğrenciler bugün Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Öğrencilerin arkadaşları Adliye önünde eylem düzenleyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Çağlayan Adliyesi önündeki bekleyiş sürüyor.

Güncelleme:
Eylemden önce Ekin Su Gündoğan ve Betül Engaz adındaki iki öğrencinin gözaltına alındığı ve eylemden sonra da Özlem Özdemir adındaki bir üniversite öğrencisinin polis tarafından gözaltına alındığı bilgisi geldi.

Öğrencilerin basın açıklaması şu şekilde;

Basına ve Kamuoyuna,

Bugün, 4 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde katıldıkları eylem gerekçe gösterilerek gözaltına alınan arkadaşlarımız için buradayız.

 2 Ocak günü, Melih Bulu’nun  cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandığını öğrendik. 2 Ocak’tan bu yana başta Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşlarımız olmak üzere her birimiz aynı sloganla sokaklardayız: Kayyum Rektör İstemiyoruz! Çünkü üniversitenin karar alma mekanizmalarını, öznelerini ve özerkliğini yok sayarak rektör atamak, Boğaziçi Üniversitesi’ni cumhurbaşkanının keyfiyetine teslim etmektir.

Belediyelerle başlayan ve sivil toplum örgütlerine kadar uzanan faşist kayyum siyaseti OHAL ile devreye sokulmuş ve kalıcı hale getirilmiştir. Kayyumlar bugün yalnızca üniversitenin teslim alınması değil siyasi iktidarın toplumu iradesizleştirme ve tüm toplumsal alanları işgal etme politikasının bir parçasıdır. İlk günden bugüne söylediğimiz gibi, üniversitelerimizi cumhurbaşkanına da kayyum rektörlere de sermayeye de teslim etmeyi kabul etmiyoruz!

4 Ocak Pazartesi günü işte tam da bunun için, üniversiteyi savunmak için Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya geldik. Burada bize tazyikli suyla, biber gazıyla, plastik mermiyle saldıran polisler ertesi gün evlerini basarak arkadaşlarımızı işkenceyle gözaltına aldı. 2 gün boyunca bir yandan gözaltı terörü sürerken diğer yandan AKP’nin medya kanallarında fotoğraflarımız, videolarımız ve sosyal medya paylaşımlarımız yayınlanarak hedef gösterildik. Gözaltında tutulan arkadaşlarımız çıplak arama işkencesiyle, cinsel kimlikleri hedef alınarak tecavüz ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya kaldı.

Tüm bu saldırılar gençliğin birlikte karşı koyuşunu terörize etmek, dayanışmayı kırmak ve bizleri birbirimizden ayrıştırmak içindi. Üniversitelerde ve toplumsal yaşamın her alanında sorunları ortak olan öğrencilerin kayyum rektöre karşı tepkisini de dayanışma içerisinde beraberce örgütlemesi kaçınılmazdır. Direnişin ilk gününden bu yana bu saldırılara rağmen birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz.

Ve bu birlikteliğin bize verdiği güçle iktidarını kaybetme korkusundan koltuklarında tir tir titreyenlere sesleniyoruz: Gözaltılarınızla, baskılarınızla, tutuklamalarınızla gençliği ayrıştıramaz, korkutamaz, yıldıramazsınız. Biz sizi üniversite içine soktuğunuz polislerden, öğrencilere saldırılarınızdan, yasaklarınızdan tanıyoruz. Melih Bulu’nun istediğiniz gibi bir nesil yaratmak için görevlendirilmiş bir kukladan daha fazlası olmadığını da biliyoruz. “Rektör İstifa!” sloganlarından duyduğu korkuyla polislerin arkasına saklanan, kameralar karşısında ise türlü şirinlikler sergileyen Melih Bulu, üniversite kapısına vurulan kelepçeyi savunarak ve öğrencilere yönelik saldırıları meşru ilan ederek kim olduğunu göstermiştir! İktidar, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör karşısında üniversiteyi savunan gençlerin evine düzenlediği baskınla kim olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Ancak tekrar ediyoruz: Korkmuyoruz! Yasaklarınızla sindiremediğiniz gençlik, gözaltılarla yılmayacak. Arkadaşlarımız özgürleşecek, kayyum rektörler üniversiteden gidecek!