Taliban “Zaferi” Paylaşamıyor: Diplomasi mi? Savaş mı?

Afganistan’da Taliban liderliği arasında “zafer” paylaşımı üzerinden bir anlaşmazlık olduğu yönünde iddialar var. BBC Peştuca servisinin Taliban kaynaklarına dayandırdığı bilgiye göre, Afganistan’ı işgal eden cihatçı çetenin kurucularından Molla Abdulgani Baradar ile Taliban içinde Hakkani Ağı adıyla bilinen grubun önde gelen isimlerinden Mülteciler Bakanı Halil-ur-Rahman Hakkani arasında cumhurbaşkanlığı sarayında tartışma çıktı. Bu isimlerin destekçilerinin de tartışma sırasında birbirlerine fiziksel şiddet gösterdikleri belirtildi.

Baradar’ın bu tartışmalar sonrası, çete üyeleri arasında yaşanan fiziksel şiddet sırasında öldüğü ileri sürülmüş, Taliban yönetimi ise bu söylentileri ve örgüt içinde bölünme yaşandığı konusundaki iddiaları yalanlamıştı. Bir süredir kamuoyunda görünmeyen ve geçen hafta çıkan tartışmanın ardından Kandahar’a gittiği belirtilen Baradar’ın dün bir sesli mesaj yayınlayarak iyi olduğunu aktardığı ancak BBC’nin bu mesajı doğrulayamadığı belirtiliyor.

Örgüt içinde yaşanan gelişmeleri saklamadaki “ustalığıyla bilinen Taliban, kurucu liderlerinden Molla Ömer’in 2013’teki ölümünü iki yıldan fazla bir süre kamuoyundan gizlemişti.

Taliban, yaşanan tartışma ve kavgayı yalanladı ancak, Katar merkezli bir üst düzey Taliban üyesi de geçen hafta tartışma yaşandığını doğruluyor. Tartışmanın, geçici hükümette başbakan yardımcılığı görevinde bulunan ve bir süredir hakkında “öldü” yönünde haberler çıkan Abdulgani Baradar’ın geçici hükümetin yapısından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesinin ardından başladığı belirtiliyor. Ancak Taliban kaynaklarına dayandırılan bilgilere göre, anlaşmazlığın temelinde Taliban’ın “zaferinin” diplomasi mi, yoksa savaş yoluyla mı gerçekleştiğine dair görüş ayrılığının olduğu ifade ediliyor.

Tartışmanın taraflarından biri olan Molla Abdulgani Baradar kendisinin de katkıda bulunduğu diplomasiye vurgu yapıyor. Baradar, 2020’de ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmesi yapmış ve bir ABD Başkanı ile ilk kez doğrudan görüşen Taliban lideri olmuştu. Baradar, ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilmesini öngören Doha Anlaşması’nı Taliban adına imzalamıştı.

Buna karşılık tartışmanın diğer tarafında yer alan ve Baradar’ın tersi bir görüşü savunan Hakkani grubu, Afganistan askeri güçleri ve Batılı müttefiklere karşı ülkede bilinen en vahşi saldırılarla özdeşleşmiş durumda. Dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan yönetiminin desteğinde, 1980’lerin başında kurulan ve yine ABD tarafından terörist örgüt olarak tanımlanan grubun lideri Siracuddin Hakkani geçici Taliban hükümetinin içişleri bakanlığı görevine getirildi. Taliban’ın 1994’teki kuruluşundan bir yıl sonra cihatçı çeteye katılan Hakkani ağının adı zaman zaman El Kaide ile yaptığı örtük ittifaklarla da anılıyor.

ABD ile 29 Şubat 2020’de Doha Anlaşması’nın imzalayan Taliban, 15 Ağustos’ta Kabil’e girmişti. 31 Ağustos itibarıyla ABD işgal güçlerinin ülkeden tamamen çekilmesiyle, Afganistan büyük oranda Taliban işgaline girerken, Kabil’in kuzeyindeki Pençşir (Beş Aslan) Vadisi’nde Ulusal Direniş Cephesi Taliban işgaline karşı direniş çağrısı yapmıştı. Aralarında, 1996-2001 arasındaki dönemde Taliban ile savaşan ve 11 Eylül saldırılarından iki gün önce gazeteci görünümündeki bir intihar bombacısı tarafından öldürülen Kuzey İttifakı liderlerinden Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud’un da bulunduğu direnişin, geçtiğimiz hafta kırıldığı yönünde haberler gelmişti. Pençşir Vadisi’ndeki Ulusal Direniş Cephesi ise, bu haberleri yalanlayarak küresel kamuoyu ve devletlere yönelik destek talebinde bulunmuştu.